Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Evinde, iş yerinde çeşmesini açtığında 24 saat<br />
suyu akanların aklından bu imkânın evine kadar<br />
nasıl geldiği ve de gelmeye devam ettiği<br />
pek geçmez. Haliyle ömrünü suya hasret geçirenin<br />
halini anlamaları da mümkün değildir.<br />
Maalesef yeryüzünde yedi milyarın üzerinde<br />
yaşayan insanın günlük su ihtiyacını her an<br />
elde edenler bir yana her gün bir iki kovasını<br />
mecburen içilebilecek derecedeki su doldurmak<br />
için tüm hayatını ev ile su kaynakları arasında<br />
feda edenlerin aynı çağda yaşıyor olması<br />
hayatımızdaki en zıt hususlardan birisidir. Belki<br />
de bugünün hali vakti yerinde olan insanlarının<br />
ayıbıdır. Eğer imkânı olan biz Müslümanlar bir<br />
din kardeşini, hatta bir insanı bu nimete kavuşturacak<br />
varlığa sahip ise ve de yapmıyorsa acaba<br />
işlediği nice yanlışlardan kurtulmak için ne<br />
tür başka hayırlar işleyecektir. Zaman Afrika’da<br />
içme suyuna muhtaç bir insan, hatta hayvan<br />
kalmayacak kadar seferber olma zamanıdır. Tarihte<br />
sayıca çok fazla Müslüman hiçbir dönem<br />
bu kadar zenginliğe kavuşmamıştı. Bu fırsat bir<br />
daha da ele geçmeyebilir. Bugünün her şeyden<br />
önce yapılacak yardımı her bir din kardeşimizin<br />
su ihtiyacını karşılamak için gayret etmektir.<br />
Günümüz şehirlerinde yaşayan insanlar bir insanın<br />
susuzluğunu gidermenin ne anlama geldiğini<br />
unuttu. Ufak bir çocuğun bile cebinde en<br />
azından bir şişe su alacak kadar parası vardır. Ya<br />
cebi bile olmayan Afrikalı emsali ne yapsın. O<br />
halde onun elinden tutmak büyük bir haslettir.<br />
Su Kuyusunu Bir Afrikalı Neden<br />
Kendisi Açamaz<br />
Afrikalılar neden ayaklarının birkaç metre altındaki<br />
suyu çıkaramaz gibi basit sorulara genelde<br />
muhatap oluruz. İçinde yaşadığımız dünyamızda<br />
her türlü imkânın giderek de adaletsiz dağılımı<br />
yüzünden günden güne nasıl arttığının<br />
farkında olarak bu tür mantık yürütmeler de<br />
aslında çok yersizdir. Hayat seviyesi dünyanın<br />
bazı bölgelerinde arttıkça çoğu Afrika ülkeleri<br />
gibi diğer taraflarında tam aksine daha da düşmektedir.<br />
Bunun sonucu da teknolojik ilerlemeden<br />
nasibini alamayanlar arasında bu kıta<br />
toplumları daha da kötüsünü tadarak geçmişteki<br />
yaşama şartlarını da büyük oranda veya<br />
tamamen kaybetmektedir. Değil birkaç metre<br />
yerin altından su çıkarmak, gözünün önünden<br />
geçen ırmağın suyunu dahi sağlıklı olmadığı<br />
halde ondan bile içilebilecek hale getirememektedir.<br />
Afrikalının ayağının birkaç metre altındaki yer<br />
altı sularını çıkaracak imkânı olmadığı sürece<br />
ona olan mesafe bir anlamda uzaydaki yıldızlar<br />
kadar uzaktır. Bizler kul olarak onlara bir yıldız<br />
verecek güce sahip değiliz ama bir su kuyusu<br />
açarak hayatının en değerli ihtiyacını bu dünyada<br />
ona ikrâm edebiliriz.<br />
Bugünün insanı, özellikle gençliği “su gibi aziz<br />
ol” sözünün anlamını bilebilir mi? Elbetteki ona<br />
anlatan olduğu sürece sadece bilmek değil su<br />
gibi aziz olmak için belki de benliğini daha fazla<br />
feda edecektir. Nitekim yediden yetmişe toplumumuzun<br />
her kesiminden insanımız bu uğurda<br />
son on yılda ciddi bir hayırseverlik gösterdi.<br />
Afrika’nın belki on bin ayrı noktasında son on<br />
yılda açılan su kuyusuyla her bir mahalleye,<br />
köye, kasabaya hayatın en zaruri ihtiyacı için<br />
ömürlerinden daha fazla zaman ayırmamalarını<br />
sağladılar. Dahası özellikle Büyük Sahra<br />
bölgesinde yılda birkaç ay yağdıktan sonra oluşan<br />
göletler geriye kalan uzun süre içinde hem<br />
insanlara, hem de hayatlarının vazgeçilmez<br />
parçası hayvanlarına ayakta kalacak kadar bu<br />
nimeti basit şekilde sunacak bir fırsat vermektedir.<br />
Bir sonraki yağmur mevsimi yaklaştığında<br />
ayakta kalabilen canlılar artık neredeyse çamur<br />
87<br />
TÜRKİYE DİYANET VAKFI İYİLİK BÜLTENİ OCAK - MART 2015