You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Öykü: Doğukan KANTAROĞLU<br />
Görsel Witcher oyunundan alınmıştır.<br />
Öykü<br />
Morvath<br />
Morvath arkasındaki devriyeleri atlatmıştı;<br />
eğer kaderime razı gelseydim şuan başım<br />
bedenimden ayrı olurdu diye içinden geçirdi . Serin<br />
hava terlemiş vücudunu titretiyordu. Kaçarken<br />
çaldığı haritaya şöylece bir göz attı, kale , ormanlık<br />
ve devamında.. Lanet nehir.. İlk büyük engelle<br />
karşılaşmıştı, tahminen birazdan orman bitecek ve<br />
nehirle karşılacaktı. Haritada köprü göremiyorum.<br />
Mükemmel.. Belki harita eski olabilirdi ve nehrin<br />
üzerinde köprü olabilirdi. Hayır hayır olamazdı bu<br />
devriyelerin kullandığı harita, muhtemelen yeniydi.<br />
Şansına haritada bir balıkçı köyü<br />
görünüyordu, nehirden balık tutan kendi halinde<br />
insanlar, belki ona yardım ederlerdi veya bu kendi<br />
halinde insanlardan birini esir alabilirdi ve o evde<br />
saklanabilirdi. Nehre doğru yola koyuldu.<br />
Tüm bu duruma gelişi paralı asker oluşuyla<br />
başladı. Kendi halinde köylü babasının yanında<br />
hayvancılık yaparken ne kadar farklıydı hayat.<br />
Sıcakta;soğukta,karda ve çamurda tarlalarını eker<br />
ve hayvanlarını otlatırdı. Huzurlu ve sıkıcı bir hayattı<br />
ta ki eşkıyalar bu köyün bile kırsalında bulunan eve<br />
musallat olana kadar. Eşkıyalar evlerini bastıklarında<br />
ihtiyar babasını dövmüşlerdi, yaşlı adamın toprağa<br />
dayanmış bedenini görünce deliye dönmüş<br />
ve eline geçirdiği nacakla eşkıya reisinin başını<br />
patlatmıştı . O gün babası" Durma burda oğlum, git<br />
.Bunlar benden bir şey alamazlar ama seni burda<br />
yaşatmazlar. Al, burada biraz altın var bununla<br />
gidebildiğin kadar uzağa git." demişti babası.<br />
Babasının sözünü dinleyip bir korkak gibi kaçmıştı<br />
ancak fazla uzağa da gidemedi. Babasının verdiği<br />
altınlar tükenince para kazanmak için paralı asker<br />
oldu, yani haydutluk yapmaya başladı. Nefret ettiği<br />
şeyden dolayı aranıyordu ve askerler onu neredeyse<br />
öldürecekti. Son bir kez daha kaçacağım baba ve<br />
sonra evimize dönüp değirmenini işleteceğim.<br />
Seni bıraktığım için özür dilerim. Her gün babasını<br />
rüyasında görür ona bu sözleri söylerdi.<br />
Sonuçta işte buradaydı, ormanın bitişine<br />
gelmiş patikadan balıkçı köyüne doğru inmişti,<br />
hiçbir evde ışık yok zaman gece mi oldu? diye<br />
düşündü ve telaşlıca arkasına baktığında meşale<br />
alevi görmüyor ses de işitmiyordu, 20 -25 hane<br />
muhtemelen saymasını bilirdi. Dikkat çekmeden<br />
yavaş yavaş yürümeye başladı evlerin arasından<br />
ve kayıkhanenin en yakınındaki eve geldi, böylece<br />
acil bir durumda kaçışa daha yakın olurdu.İki katlı<br />
kapısını tanrı misafiri gibi tıklattı "Henüz uyuyor<br />
olamazsınız, hadi!" diye söylendi. Merdivenlerden<br />
inen birinin sesini duyar duymaz toprak ve kana<br />
bulanmış elini üzerindeki siyah pelerine sildi.<br />
Nihayetinde kapı açıldığında karşısında orta yaşlı ,<br />
saçları kuzgun karası çirkince orta boylu bir adam<br />
duruyordu. "Kimsiniz?" diye sordu adam. "Buradan<br />
geçiyordum tüccarım ancak atım hastalanıp öldü.<br />
Kalacak yerim yok bana yardım edin karşılığını<br />
öderim" dedi soğukkanlı kalmaya çalışıp.<br />
Karşısındaki adam kendisini baştan aşağı süzdü,<br />
Kahverengi ayakkabılar, kalın giysiler ve gösterişli bir<br />
siyah pelerin. Karşısındaki kişinin zengin olduğuna<br />
emin oldu zira bu civarda dolanan insanlar ancak<br />
köylü veya çiftçi olabilirdi onlar da ne pelerin ne de<br />
sıcak tutan kürklü giysiler giyebilirdi.<br />
Adam gülümsedi, "Buyrun içeri geçin. Adım<br />
Nikolay'dır, ancak burada sadece kayıkçı derler."<br />
kayıkçı, kayıkhanede kaç kayığın var acaba? İyi<br />
yere geldim sanırım. diye içten içe sırıttı "İyi haber<br />
o zaman beni sabah kayıkla nehrin karşısına<br />
geçirebilirsiniz. Size borcumu ödeyeceğim"<br />
dedi, kendi adını söylemedi. Zaten kendisinden<br />
beklediği birkaç altın olan bu köylü kurnazı da<br />
adını önemsemeyecekti." Sabaha tabii ki. Gece vakti<br />
buralar tekinsiz olur, Buralardan olmadığınızı bu<br />
saatte dışarıda olmanızdan anlamıştım" dedi. Demek<br />
burada da haydutlar var, acaba eski bir haydutla yan<br />
yana olduğunu bilsen ne yapardın Nikolay efendi.<br />
şaşırmış bir ifade takınarak "Haydutlar mı?" dedi.<br />
Adam hayır anlamında başını gülerek salladı " Nehir..<br />
Sizi korkutmak istemem ama nehir tekinsiz bir<br />
yerdir." dedi gaz lambasını şifonyere koyarken Niko.<br />
Oturdukları odayı cılızca aydınlatıyordu bu lamba,<br />
daha çok ay ışığı hizmet ediyordu gözlerine. "Nasıl<br />
tekinsiz, ne demek istiyorsunuz yoksa hayaletler mi<br />
var burada" gülerek söyledi Morvath. "Hayır dostum<br />
hayır hayaletler değil, geceleri nehirden ölü bedenler<br />
çıkar ve dışarıdaki hayvanlarımıza oradan geçenlere<br />
saldırır. Geceleri nehrin suyu durulur ve onların<br />
zamanı başlar" masanın üzerindeki peksimeti tutup<br />
Morvath'a uzattı "Açsındır buyur çekinme" dedi. Bu<br />
garip hikaye Morvath'ın ilgisini çekmişti" Ben öyle<br />
şeylere inanmam ancak bunları gerçekten yaşamış<br />
gibi anlatıyorsun" gerçekten adam fazla inandırıcı<br />
anlatıyordu" Yaşadım mı? Burada 20 hane var ancak<br />
burada sadece bir kişi yaşıyor." dedi. Birden Morvath<br />
ürperdi , pencereye doğru yöneldi ve nehre göz attı."<br />
Bu gece sanırım ölüleri göremeyeceğim, nehir gayet<br />
coşkun akıyor." Bunu söyler söylemez fark etti ki ay<br />
ışığı ve gaz lambasının ışığı pelerinini aydınlatıyordu<br />
Umarım kan lekesini görmemişsindir, sana kötülük<br />
yapmak istemiyorum. "Ne zaman ne olacağını<br />
bilemeyiz, cesur bir adam gibi konuşuyorsunuz."<br />
görünüşe göre adam pelerini fark etmemişti ki hala<br />
ölülerden bahsediyordu . Daha fazla açık vermemek<br />
adına esnemeye ve pelerinini çıkarmaya başladı.<br />
Bunu gören adam "Uykunuz geldi sanırım, sizi<br />
hikayelerle sıkmayayım. Burada yerde yatabilirsiniz,<br />
bir şey olursa yukarıda olacağım. Olmazsa sabaha<br />
görüşürüz." dedi ve gaz lambasını alıp yukarıya<br />
merdivenlerden çıkmaya başladı. Morvath kapı<br />
sesini duyana kadar bekledi Kapıyı sürgülemedi,<br />
ilginç. adam Morvath'ın düşündüğünden daha saf<br />
olmalıydı. Morvath pelerinini dolayıp yastık niyetine<br />
başını yasladı ve dua ederek uyumaya çalıştı.<br />
Birden bir dürtülmeyle uyandı ve başında<br />
Nikolay' ı buldu devriyeler olmasın , lütfen devriyeler<br />
gelmiş olmasın diye içinden geçirdi. " Gel , gel onları<br />
görmek istiyordun işte nehir durgunlaşıyor" dedi<br />
delicesine bir heyecanla Niko. Birden bir oh çekti<br />
Morvath yaşayan ölüleri göreceğime bu kadar<br />
sevineceğimi bilmezdim, tabii bunlar çocuk masalları<br />
değilse diyerek gözlerini devire devire yataktan<br />
14 15