01.01.2016 Views

golge-derg-ocak-2016sy-100

golge-derg-ocak-2016sy-100

golge-derg-ocak-2016sy-100

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Öykü: Funda Özlem ŞERAN<br />

İllüstrasyon: Hüseyin ESEN<br />

Öykü<br />

GÖLGE OYUNU III<br />

Fasıl*<br />

Arap filozoflar en büyük sırrın varlık değil,<br />

yokluk olduğunu düşünürler. Yokluk sıfırla ifade<br />

edilir; sıfır Arapça sifr sözcüğünden türemiştir<br />

ve bu sözcük aynı zamanda Fransızca chiffre<br />

kelimesinin de kökenidir, yani “şifre”nin. Ancak<br />

şifre sıfırda değildir. Sıfır tek başına yokluğu varlığa<br />

dönüştüremez; yalnızca Tanrı yoktan var edebilir ve<br />

sıfırdan bir evren yaratır. İşte esas şifre budur, bir adet<br />

1 ve iki tane 0. Yüzüncü Ad. Tanrı’nın, yeryüzünün<br />

hükümdarlarına bildirmediği son kutsal ismi. Belki<br />

dünyanın kaderini değiştirecek olan kilit, belki de<br />

evreni tekrar sıfırlayacak olan nihai şifre.<br />

Bir zamanlar yeryüzü cinlerindi. İnsanlar<br />

yokken dünyaya biz hükmediyorduk ve doğal<br />

olarak, onu mahvettik. Âdem’den 2000 sene<br />

önce, tıpkı onun ileride yapacağı gibi kan döktük,<br />

öldürdük, yaktık, kül ettik. Karşılığında yeryüzünden<br />

kovulduk, başka bir dünyaya sürgün edildik ve<br />

şimdi sürgünden kaçmanın yollarını arıyoruz. Evet,<br />

Âdemoğlu da dünyanın içine etti; fakat bazılarımız<br />

hâlâ sahip oldukları o eski yuvayı özlüyor ve oraya<br />

dönmenin yollarını arıyor. Kimi bu uğurda yanıp<br />

parçalanmayı göze alıyor, kimi de hüddamcı denen<br />

maskaraların elinde oyuncak oluyor. Bense onlara<br />

başka bir seçenek sunuyorum, ikinci bir şans. Ben;<br />

ateş ehlinin yol göstericisi, Yüzüncü Ad’ın peşinde<br />

bir şifre çözücü, gölgesiz cinlerin “Gölge”si.<br />

Ancak şimdi gerçek bir gölge gibi karanlık<br />

kuytulara saklanırken, öfke ve utanç içinde felç<br />

olmuş bir halde önümdeki manzarayı izliyordum.<br />

Biricik aşkım Alaz, daha bu akşamüstü otel odama<br />

gelip beni tehdit ederek zorla kiralayan Mârid’in<br />

kollarındaydı. Bir anda kapı açılınca keyifleri<br />

bozulmuştu. İçeri dalan münasebetsiz ki, beni takip<br />

ettirdikleri cin oluyordu bu, ifritin hışmına uğrayarak<br />

kulisten kovuldu. Bense göreceğimi görmüştüm;<br />

fark edilmemek için sahneden çekilerek geldiğim<br />

gibi geri döndüm. Yenilmiş, aşağılanmış, ihanete<br />

uğramış, ezik bir gölge olarak…<br />

Dünyaları parmağımda oynattığımı<br />

sanıyordum, oysa asıl oyuna getirilen bendim ve<br />

şimdi dünyanın en büyük kaybedeniydim. O müthiş<br />

yeteneklerim, özel güçlerim, kuvvetli hislerim beni<br />

buna hazırlayamamıştı. Sevgilimin ihanetini fark<br />

edememiş, bu tuzağı görememiştim. Nasıl olabilirdi<br />

bu? Aşkın o kızıl alevi benim de mi gözlerimi kör<br />

etmişti? Aylardır birlikte olduğum kadın bana bunu<br />

nasıl yapmıştı? Yoksa ta en başından beri bunun için<br />

mi benimle birlikteydi? Aşığı olacak ifritle yaptıkları<br />

plan dâhilinde mi peşime düşmüş, beni baştan<br />

çıkartmıştı? Ve ben de mal gibi onun tuzağına<br />

düşmüştüm, tıpkı cazibesiyle kandırıp avladığı<br />

diğer salaklar gibi!<br />

Öfkeden köpüren bir nehir gibi kendimi<br />

sokaklara bıraktım. Öyle gözüm dönmüştü ki, eski<br />

halime dönemiyordum. Maddesiz bir gölge halinde<br />

kaldırım köşelerinde sürünürken aklıma başka<br />

bir gölge geliyordu. İngiliz bir yazarın “Amerikan<br />

Tanrıları” isimli kitabında benim gibi adı “Gölge”<br />

olan bir herif vardı. Biraz hantal ve sersem bir şeydi;<br />

karısı tarafından aldatılıyordu ve etrafında dönen<br />

dolaplardan habersizdi. Sonunda ne olduğunu<br />

hatırlamıyorum ama kendi sonumu kurtarmak<br />

istiyorsam bir an önce toparlanmalıydım.<br />

222 223

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!