Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Ne olursunuz kızıma iyi bakın.<br />
Er geç bir taş fırtınası çıkacak ve ben kızımı<br />
bu güvenlik odasına koyup hayata veda edeceğim.<br />
Eğer o güne kadar başarıyla saklayabilmişsem,<br />
fırtınanın ardından muhakkak fark edersiniz Elem’i.<br />
Sizin için ne kadar değeri vardı bilmiyorum ama<br />
burada olduğum süre boyunca canla başla çalıştım.<br />
Ne denilirse hakkıyla yaptım, madenci robotlara<br />
elimden geldiğince bekçilik, bakıcılık ettim. Tüm<br />
emeklerimin hatırına ne olur kızımı benim yerime<br />
sayın, Dünya’ya götürün, iyi bir aileye verin. Benim<br />
başka çarem yoktu, onun bir çaresi olsun.<br />
Kızımın birinci doğum günü bugün. Sefil bir<br />
asteroit işçisinin kızı olarak doğması onun suçu değil.<br />
Biliyorum başkasının da suçu değil, kimsenin suçu<br />
değil. Kader böyleymiş, ne yapalım. Evet, hamile<br />
olduğumu gizledim işe girerken. Testlerde hile<br />
yaptım, buraya geldikten sonra da hiç açık etmedim<br />
kendimi. Burada, bir başıma doğurana kadar neler<br />
çektim, bir ben bilirim. Sağ ve sağlıklı olsun diye<br />
ne dualar ettim o güne kadar. Çok şükür ki öyle de<br />
oldu. Malzeme deposunda bir yer yaptım kızıma.<br />
Orada baktım. On altı saatlik mesai saatlerimde<br />
hiç göremedim bebeğimi, yanında olamadım,<br />
emziremedim. Göğüslerim şiştiğinde sütümü<br />
lavaboya sıktım, çünkü sık sık depoya inersem fark<br />
ederdiniz mesai saatlerinde. Zaten zamanım da<br />
yoktu ki. Bir an bile kontrolü bırakamazdım, siz de<br />
biliyorsunuz. Geceleri mesai bitince, robotlar donup<br />
da boynumdaki izleme cihazı deaktif olunca azıcık<br />
kalmış yorgunluk sütümle besledim yavrumu.<br />
Sadece o küçücük zaman diliminde yanında<br />
olabildim.<br />
Bu stresi bilemezsiniz. Her an fark edilme<br />
korkusunu... Kızım o küçücük odada şimdi ne<br />
yapıyor duygusunu… ‘O zaman niye gittin<br />
asteroite?’ diyorsunuzdur belki. Ben istemedim ki.<br />
Mecbur kaldım. Dünyadan sürülmüş milyonlarca<br />
asteroit işçisinden biri olmak zorundaydım, çünkü<br />
orada hiçbir şansım yoktu. Kimsem kalmamıştı, iş<br />
bulmam imkânsızdı. O kadar insan açlıktan birbirini<br />
yerken ben bunu bulmuştum, elimin tersiyle<br />
itemezdim. Uzaktan bir tanıdık, aracı olmuştu. O<br />
biliyordu hamile olduğumu. Gerekirse çocuğu<br />
aldırmamı veya bilerek düşürmemi söyledi ama<br />
yapamadım. Yüklü olarak geldim, burada kendi<br />
kendime doğurdum işte. Kamera koymak, kayıtları<br />
inceleyip depolamak falan maliyetli oluyormuş<br />
size. Kamera olsaydı hiç şansım olmazdı, ama işe<br />
girerken boynumuza yerleştirdiğiniz aygıt, asteroit<br />
kulübesinde nereye gittiğimizi sürekli logluyor,<br />
tuhaf hareketleri bildiriyormuş. Yani anormal bir<br />
şeyler yapmazsam tehlike yoktu.<br />
Kızımı verebileceğiniz hiçbir akrabam yok<br />
maalesef. Hepsi İstanbul depreminde öldü. Babası<br />
da yok. Depremden sonra psikolojisi bozulmuştu<br />
zaten. Bir gün çıkıp gitti, bir daha gelmedi.<br />
Bu yazımı okuduğunuza göre ben ölmüşüm<br />
demektir. Belki yarın, belki bir yıl sonra, ama er geç<br />
tek kişilik güvenlik istasyonuna kızımı bırakacak ve<br />
ben göçüp gideceğim. Sizden tek bir şey istiyorum,<br />
birazcık olsun vicdanınız varsa Elem’ime bir hayat<br />
sağlayın, ne olur.<br />
* * *<br />
“Ne yapacağız efendim?” dedi William, Bay<br />
Nichols’un başını kaldırdığını görünce.<br />
“Gayet açık değil mi? Axxa’da şu an çalışan<br />
kimse yok. Yani robotları çalıştıracak kimse de yok.<br />
Her dakika zarar ediyoruz. Hemen bir işçi gönderin.”<br />
“Çocuk?”<br />
“Uzay boşluğunda gezen organik çöplerden<br />
biri olacak elbette.”<br />
William derin bir nefes aldı. Yutkundu.<br />
“Ne bakıyorsun öyle?” dedi patron sertçe.<br />
“Hadi, işinin başına.”<br />
“Emredersiniz efendim. Ama…”<br />
“Ayrıca gereksiz yere on dakikamı aldığın için<br />
bir günlük ücretin kesilecek. Böyle basit vakalarda<br />
bana gelmeyin artık<br />
Haberler<br />
FABİSAD’dan<br />
“Hayal Yıllığı”<br />
Fantastik severlere yılın ilk hediyesi bizden!<br />
Fantastik, Bilimkurgu ve Korku yazar ve<br />
çizerlerinin bir araya geldiği, hayal gücünün derneği<br />
FABİSAD’dan hayalperestlere yeni yıl hediyesi,<br />
“Fabisad Almanak” aralık ayı sonunda yayımlandı.<br />
E-kitap olarak hazırlanan ve bu sene ilki yayımlanan<br />
yıllıkta Fabisad’ın barındırdığı çeşitli renkleri görmek<br />
mümkün. Dernek üyesi sanatçıların katkılarıyla<br />
hazırlanan seçkiye FABİSAD’ın panoraması<br />
denilebilir.<br />
Öykülerin çizimlerle, makalelerin<br />
denemelerle bir arada harmanlandığı yıllıkta hemen<br />
herkese hitap eden bir eser var. Bu yıl bir ilk olması<br />
nedeniyle de özel bir öneme sahip olan Fabisad<br />
Almanak, Fabisad’ın ileriki yıllarda bir gelenek haline<br />
getirmeyi planladığı bir çalışma.<br />
Fabisad üyeleri ve eserlerine ilk elden, üstelik<br />
ücretsiz olarak ulaşmanızı hedefleyen seçki, e-kitap<br />
formatında hazırlandı. Böylelikle, okurla eser<br />
arasındaki dağıtım, satış gibi piyasanın gerçeklerini<br />
teğet geçerek okura doğrudan ulaşmak, okumanın<br />
keyfini en üst seviyede sunmak amaçlanıyor.<br />
Hediyenizi, Entropol Kitap’ın http://www.<br />
entropolkitap.com/ adresinden ücretsiz olarak<br />
indirebilirsiniz.<br />
Ne de olsa, “Hayal kurmak özgürleştirir!”<br />
48 49