08.06.2013 Views

türkiye'de çocukların durumu raporu

türkiye'de çocukların durumu raporu

türkiye'de çocukların durumu raporu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

veriler de bulunmaktadır. Türkiye OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı<br />

(PISA) araştırmalarında yer almaktadır ve (kimi sorular yöneltilmemekle birlikte) WHO’nun<br />

Okul Çocuklarının Sağlık Davranışı (HBSC) araştırmalarına dahildir. Türkiye AB’nin Gelir<br />

ve Yaşam Standartları (SILC) araştırmalarına katılım hazırlıklarına başlamıştır (Türkstat’ın<br />

yukarıda değinilen stratejik planı çerçevesinde verilerin toplanmasına başlanmıştır) ve halen<br />

sürmekte olan OECD-UNICEF aile karşılaştırmaları çalışmasında da yer alacaktır.<br />

Ayrıntı ve sıklıkta boşluklar: Veriler her durumda yeterince ayrıntılı olmadığı gibi, yeterli<br />

sıklıkta da toplanmamaktadır. Örneğin, yoksulluk oranları yıllık Hanehalkı Bütçe<br />

Araştırmalarından hesaplanmaktadır. Ancak, bu araştırmadan elde edilen çocuk yoksulluğu<br />

verileri yalnızca 15 yaşından küçükler için geçerlidir ve bu da UNICEF’in çocuk tanımına<br />

uymamaktadır. Ayrıca, yoksulluğun her biçimi de dikkate alınmamaktadır. Sosyal veriler<br />

çoğu kez il, hatta alt bölge bazında bile yayınlanmamaktadır (eğitim sistemi ve istihdamla<br />

ilgili yıllık veriler hariç). Verilerin kır-kent nüfusuna göre ayrıştırılmış olduğu durumlarda ise<br />

kır/kent ayrımı tanımı her yerde aynı değildir. Türkstat’ın çocuk işçiliğiyle ilgili araştırmaları<br />

pek az ayrıntı vermekte, yedi yılda bir yapılmaktadır ve bugüne dek engellilerle ilgili yalnızca<br />

bir araştırma yapılmıştır. Türkiye, Avrupa ESPAD okullarda bağımlılık araştırmasında sadece<br />

bir kez yer almıştır. Siyasal nedenlerle, veriler etnik köken veya anadile göre nadiren<br />

ayrıştırılmaktadır.<br />

Verilerin bulunup sunulması: Türkiye İstatistik Kurumu (Türkstat) dışındaki diğer<br />

kurumlarca toplanan veriler yayınlanmayabilmekte, İnternet aracılığıyla geniş kesimlere<br />

iletilmeyebilmektedir veya yayınlansa bile bu çok uzun zaman almaktadır. Verilerde,<br />

<strong>çocukların</strong> yetişkinlerden, kızların erkeklerden ayrıştırılmadığı durumlar görülebilmektedir.<br />

Örneğin, <strong>çocukların</strong> söz konusu olduğu yargı süreçleri veya kazalarla ilgili kesin veriler<br />

zamanında bulunamamaktadır. Binyıl Kalkınma Hedefleri ile ilgili olarak Hükümetin BM’ye<br />

sunmak <strong>durumu</strong>nda olduğu raporlar bile gecikmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı e-okul<br />

sistemiyle elde edilen veriler henüz dışarıya açıklanmamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın elinde<br />

bulunan sağlık hizmetleri, halk sağlığı girişimleri ve bunların sonuçları ile ilgili bilgiler<br />

düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılmamaktadır. Kimi durumlarda veriler ancak Devlet<br />

Planlama Teşkilatı’nın planlama belgelerinde yer aldığında veya mecliste sorulara yanıt<br />

verildiğinde bilinebilmektedir. Veriler dışarıya verildiğinde ise gerekli açıklamalar<br />

yapılmamakta, sunumda hatalar olmaktadır. Tüm bu aksaklık ve yetersizliklerin nedenleri<br />

arasında kapasite yetmezliği, verilerin güvenilmezliği veya Türkstat’ın alanına girme<br />

kaygıları yatıyor olabilir. Bunun yanı sıra, sorgulamalardan veya eleştirilerden kaçınma<br />

güdüsü de idari verilerin veya araştırma sonuçlarının yayınlanmamasına/geç yayınlanmasına<br />

katkıda bulunuyor olabilir. Mali saydamlık ise ulusal ölçekte sorunlu, yerel ölçekte ise çok<br />

sınırlıdır.<br />

Veri okunabilirliği: Tüm düzeylerde, verilerle ilgili daha fazla eleştirel duyarlılık<br />

gösterilmesi gerekmektedir. Bir yandan, üretilen verilere yönelik güvensizlik yaygındır; diğer<br />

yandan ise, siyasetçiler, köşe yazarları, bir dizi ilgi grubu ve meslekten kişiler verileri seçici<br />

olarak, kulaktan dolma aktarmakta veya tarihi geçmiş verileri kullanmaktadır. Bu koşullarda,<br />

politikaların belirlenmesinde veya açık tartışmalarda nesnel bilgilere dayanıldığını söylemek<br />

güçtür. Bu nedenle, verilerin yalnızca sağlanmasında değil verilere yönelik talepte ve bu<br />

verilerin akademisyenler, HDK’lar, medya ve diğerleri tarafından nasıl kullanılacağı, analiz<br />

edileceği ve sunulacağı konusunda da gelişme sağlanması gerekmektedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!