You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
*satın alma gücü paritesinden. **ortanca tüketimin yüzde 50’si üzerinden.<br />
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu - Türkstat: Yoksulluk Araştırması 2008<br />
Ekonomik krizin etkisi: 2001 finansal krizinin ve gerileyişinin ardından GSYH, elverişli<br />
küresel finansal ve ekonomik koşulların da yardımıyla yılda ortalama yüzde 7 büyüdü. Ne var<br />
ki, 2007’den, özellikle Eylül 2008’den bu yana Türkiye küresel finansal ve ekonomik krizin<br />
etkilerini hissetmektedir. GSYH’deki artış 2007’de yüzde 4.7’ye, 2008’de de yüzde 0.9’a<br />
inmiştir. Geniş bir kesime göre, bu yılın ilk yarısında yıllık yüzde 10.6 daralmanın ardından<br />
2009’da yüzde 6-7’lik bir daralma olacaktır. Mayıs 2008 ile Mayıs 2009 arasında istihdam<br />
21.8 milyondan 21.5 milyona gerilemiş, özellikle imalat sanayinde ciddi bir gerileme<br />
görülmüştür. İşgücündeki büyümenin temelde demografik kaynaklı olduğu düşünüldüğünde,<br />
bu durum resmi işsiz sayısının 2.2 milyondan 3.4 milyona, resmi işsizlik oranının da yüzde<br />
9.2’den yüzde 13.6’ya çıkması anlamına gelmektedir 3 . Maliye politikasını 2007-2008’de<br />
zaten gevşetmiş olan hükümet 2008 sonu ve 2009 başlarında ekonomiyi canlandırmaya<br />
yönelik kimi adımlar atmıştır. 2009 yılında vergi gelirleri azalmış, bütçe açığı büyümüş ve<br />
kamu borçlarındaki azalma eğilimi tersine dönmüştür. 2010 ve 2011 yıllarında mali disipline<br />
tedbirci bir dönüş öngörülmektedir. Yukarıdaki tabloda da görülebileceği gibi yoksulluk 2002<br />
ile 2006 yılları arasında özellikle kentsel alanlarda azalmış olmasına karşın 2009 yılındaki<br />
ekonomik gerileme ile yeniden artması beklenebilir. Türkiye Ekonomik Politikalar Araştırma<br />
Vakfı (TEPAV), UNICEF ve Dünya Bankası tarafından Mayıs/Haziran 2009 4 ’da yapılan bir<br />
araştırmaya göre ailelerin büyük çoğunluğu ekonomik krizin etkilerini ağır biçimde<br />
hissetmiştir. Belli başlı beş kenti kapsayan bir araştırmada, kendileriyle görüşülenlerin yüzde<br />
75’i Ekim 2008’den bu yana gelirlerinin düştüğünü belirtmiştir. Kriz başladığında en yoksul<br />
durumdaki aileler arasında ise bu oran yüzde 90’a çıkmaktadır. Kimi durumlarda gelirlerdeki<br />
azalma iş kayıplarına bağlıyken diğerlerinde ücretlerin düşmesinden kaynaklanmaktadır.<br />
Kendi hesabına çalışma geliriyle geçinen ailelerin üçte ikisi eldeki aile gelirinin düştüğünü<br />
belirtmiştir ve bu oran en yoksul beşte birlik dilimde yüzde 80’i bulmaktadır. Kentli haneler<br />
düşen gelirleri karşısında daha az yiyecek tüketme, dışarıya daha az çıkma ve daha ucuz<br />
araçlarla ulaşım gibi yolları denemektedir. Hanelerin yarısı <strong>çocukların</strong>ın yiyeceğinden<br />
kısıntıya gittiklerini belirtmiştir. Üçte birlik bölüm elektrik su gibi faturaları ödemekte güçlük<br />
çekmektedir. Be nedenle yüzde 10’luk bir kesimin elektriği, telefonu veya internet hizmetleri<br />
geçici de olsa kesilmiştir ve yüzde 3-6’lık bir bölüm de su veya gaz alamamaktadır. En yoksul<br />
hanelerin yalnızca yüzde onu nakit, yakıt veya yiyecek yardımlarından yararlanabilmektedir.<br />
Yoksul aileler ağır borç altına girdiklerini ve ayrıca eş dosttan yardım istediklerini<br />
belirtmektedir. Ne var ki, koşulların düzelmemesi halinde borçlanma imkanları da<br />
daralacaktır.<br />
Kriz sırasındaki baş etme mekanizmaları (beş kentte araştırma kapsamında yer alan<br />
hanelerin yüzdesi)<br />
3 Sayıların genellikle işsizliği olduğundan az gösterdiği varsayılmaktadır. Bunun nedeni, aktif olarak iş<br />
aramadıkları için işgücünden, dolayısıyla istihdam verilerinden dışlananların sayısıdır. Bunlar arasından<br />
herhangi bir işe başlamaya hazır olanların sayısı Mayıs 2009’da 1.9 milyon olarak hayli yüksektir..<br />
4 Türkiye Refah İzleme Araştırması, BAREM International tarafından sahada gerçekleştirilmiştir.