You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Çocuklar için Bütçe<br />
Refah alanındaki kamu harcamalarının artırılması ve başta aileler ve çocuklar arasındaki yoksullukla<br />
mücadelenin güçlendirilmesine yönelik her girişim, bir dizi kısıtlılık ile karşılaşacaktır. Özellikle günümüzün<br />
ekonomik koşullarında kamu harcamalarının genel düzeyini yükseltmenin ne kadar mümkün ve arzu edilir<br />
bir durum olduğu tartışmaya açıktır. Ayrıca, kamu harcamalarında bir katılık vardır; çünkü yapılması zorunlu<br />
ödemeler (maaşlar, sosyal güvenlik sübvansiyonları) ulusal bütçe harcamalarının yüzde 70’ini<br />
oluşturmaktadır. Refahı ve aile harcamalarını artırma kararlılığı kesin olsa bile, bunun ulusal bütçe<br />
sürecinde yaşama geçirilmesi güç olacaktır; çünkü bu süreç, bütçe dışı kurumların rolü, makroekonomik<br />
ortamdaki belirsizlikler ve hükümetin duruma göre kararlar alma eğiliminin sıklığı gibi nedenler yüzünden<br />
beyan edilen politikaları yansıtmayabilmektedir. Bütçe süreci tam saydam değildir ve refah harcamaları<br />
olsun, aileler ve çocuklar için yapılan harcamalar olsun, hepsi dağınık durumdadır. Bunları etkilemeye<br />
çalışmak şöyle dursun, sosyal harcamalardaki eğilimlerin belirlenmesi için bile uzmanlık gerekmektedir.<br />
Bütçe hazırlama sürecine katılımı “demokratik açık” ve birtakım pratik kaygılar kösteklemektedir. Halen<br />
Türkiye’de kamunun sosyal harcamalarının düzeyini ve bileşimini, daha özel olarak da çocuklar için yapılan<br />
harcamaları düzenli olarak izleyen resmi, akademik veya sivil toplumdan herhangi bir kuruluş yoktur.<br />
Bununla birlikte, parlamenter süreç ve işleyişlerde öngörülen değişiklikler, eğer bunlar benimsenirse, meclis<br />
komisyonlarının yazılı ve sözlü görüş bildirmek üzere HDK’ları davet etmesine, Bütçe ve Plan Komisyonunun<br />
nihai hesaplar üzerinde daha fazla durmasına olanak tanıyacaktır. Meclis Bütçe Dairesi, Dünya Bankası, AB<br />
ve Hollanda Hükümeti ile eşgüdüm içinde bir kapasite geliştirme projesini gündemine almıştır. Saydamlığın<br />
daha da zayıf olduğu yerel düzeyde ise benzer düşünceler mevcut bütçe usulleri aracılığıyla, başta ailelere<br />
ve çocuklara yönelik olanlar, refah harcamalarının artırılmasına karşı duracaktır. Bütün bunlara karşın,<br />
Yurttaş Meclisleri ile daha katılımlı tartışmalar yapılabilme olasılığı vardır ve UNDP de yerel bütçe<br />
hazırlıklarına HDK katılımını teşvik edici çalışmalar içindedir.<br />
Bilgilerin derlendiği kaynak: Ferhat Emil/Hakan Yılmaz: Bütçe Ortamının Kurumsal ve Politika Haritalaması<br />
(taslak) – Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi tarafından UNICEF için yapılan ve halen sürmekte<br />
olan Türkiye’de Sosyal Koruma Sistemleri ve Çocuk Bütçesi konulu araştırmanın parçası olarak.<br />
Çocuk yoksulluğuyla mücadelede seçenekler: Çocukların sosyal yardımlarla ilgili<br />
tartışmaların dışında kalmaları kaygı verici bir durumdur. Bu anlamda sosyal politikalar<br />
konusundaki tartışmalar çok sınırlıdır ve bu tartışmalar da sosyal güvenlik sisteminin yüksek<br />
maliyeti (ödenekler ve sağlık sigortası), işsizlik ve istihdam olunabilirlik gibi konulara<br />
odaklanmaktadır. 2007 yılında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çocuk<br />
yoksulluğuna karşı mücadele için bir ulusal stratejik plan hazırlaması konusunda anlaşmaya<br />
varılmıştır. AB ilkeleri doğrultusundaki bu plan, diğer hükümet birimleri, yerel yetkililer, sivil<br />
toplum, akademi, AB, UNICEF, ebeveynler ve çocuklarla birlikte yürütülecektir. Ulusal<br />
stratejik plan fikri, 2006 yılı Haziran ayında Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />
Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve UNICEF’in desteğiyle<br />
gerçekleştirilen çocuk yoksulluğu ile ilgili bir konferansta doğmuştur. Böylece, çocuk<br />
yoksulluğu konusunun gündeme yerleştirilmesi ve gerekli girişimlerde bulunulması<br />
beklenmektedir. Ancak, konuyla ilgili herhangi bir ilerleme sağlanmamıştır. Mevcut sosyal<br />
yardım sistemi içinde çocuk yoksulluğuna karşı mücadelenin bir yolu, yukarıda sözü edilen<br />
UNDP <strong>raporu</strong>nda da önerildiği gibi, SYDGM tarafından yönetilen KNT (koşullu nakit<br />
transferi) miktarının ve kapsamının artırılmasıdır. Bunun alternatifi, haklara dayalı sosyal<br />
transfer sistemidir. Bu kapsamda, koşullu veya koşulsuz çocuk yardımları, prim esasına bağlı<br />
olmayan sosyal güvenlik planı çerçevesinde SGK tarafından getirilebilir. Birçok Avrupa<br />
ülkesinde çocuk yardımları herkesi kapsamaktadır.<br />
Gelir desteğine ek olarak çocuk yoksulluğu sorunu sektörel politikalarla da ele alınabilir.<br />
Daha önce de belirtildiği gibi, sağlık ve sosyal hizmet sektörleri daha şimdiden çocukları veya<br />
dezavantajlı çocukları gözeten politikalara sahiptir. Yoksullukla mücadele politikaları aynı<br />
zamanda erken dönem çocukluk (EDÇ) politikalarına da içselleştirilebilir – örneğin,