Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Burada başarının önkoşullarından biri, yetişkinlerin çocuklara nasıl davrandıklarını kendi<br />
kendilerine sorgulamaları ve çocuk katılımına destek vermeleridir.<br />
Çocuklar ve kitle iletişim araçları<br />
Son güncellenme tarihi: 5 Nisan 2010<br />
Medyanın rolü: Ekonomik, sosyal ve kültürel koşullarla birlikte hükümetlerin, kurumların,<br />
meslekten kişilerin ve ana babaların tutum ve politikaları çocukları nasıl etkiliyorsa, kitle<br />
iletişim araçları da o ağırlıkta etkilemektedir. Kitle iletişim araçları, çocuklarla ilgili konulara<br />
yeterli ilgiyi göstererek, çocuklar hakkında olumlu haberler yaparak, <strong>çocukların</strong> seslerini<br />
duyurmalarına yardımcı olarak çocuklara ve ana babalara kaliteli bilgiler ve eğlence<br />
hizmetleri (programlar, yayınlar vb.) sağlayarak ve çocukları rahatsızlık verici görüntülerden<br />
koruyarak çocukları ve çocuk haklarını destekleyebilir. Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin<br />
17’inci maddesi, kitle iletişim araçlarının rolüne dikkat çekerek, devletlere şu yükümlülüğü<br />
getirmektedir: “[çocuğun] özellikle toplumsal, ruhsal ve ahlaki esenliği ile bedensel ve<br />
zihinsel sağlığını geliştirmeye yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası kaynaklardan bilgi ve<br />
belge edinmesini” sağlamak. Bu madde ayrıca çocuğun kendi esenliği açısından zararlı<br />
olabilecek enformasyon ve materyalden korunmasını sağlayacak yönlendirici ilkelere da atıfta<br />
bulunmaktadır.<br />
Olumlu eğilimler? Medyanın çocuklara karşı sorumluluklarını ne ölçüde yerine getirdiğine<br />
ilişkin kapsamlı bir değerlendirme ne Türkiye’de ne de başka ülkelerde yapılmıştır.<br />
Gözlemler, özellikle basılı medyanın son yıllarda çocuk haklarıyla ilgili konuları, özellikle ön<br />
plana çıkan korumayla ilgili meseleleri dikkate sunmada önemli bir rol oynadığını<br />
göstermektedir. Ayrıca, çocuklara ilişkin haberlerde duyarlı davranıldığını gösteren kanıtlar<br />
da vardır. Örneğin, çocuk mağdurların veya zanlıların kimliklerinin açığa vurulmaması gibi.<br />
Gazetecilere yönelik çocuk dostu medya eğitiminin ardından, medya ve iletişim eğitimi<br />
verilen okullarda ve üniversitelerde kullanılmak üzere bir de çocuk hakları ders programı<br />
hazırlanmıştır.<br />
Eleştiriler: Ancak, bunların yanında daha yapılacak çok şey vardır Ana akım medyada<br />
çocuklar çoğu kez şiddet, kaza, doğal felaket veya aile kavgası gibi “trajedilerin mağduru”<br />
kişiler olarak yansıtılmaktadır. Eğitim alanındaki haberlerde bile çocuklar, örneğin yanlış<br />
sorular veya sınavlarda yapılan yanlış hesaplamalar gibi sistemdeki eksikliklerin mağdurları<br />
olarak yer bulmaktadır. Reklamlarda, <strong>çocukların</strong> sıkça dikkat çekme nesnesi olarak<br />
kullanılmakta, çocuklar tarafından kullanılmayan ürünlerin reklamlarında bile bu yola<br />
başvurulmaktadır. Böylece, çocuklar genel olarak pasif rollere yerleştirilmekte, kendi sesleri<br />
duyulmamaktadır. Bu yolla medya, toplumsal yaşama aktif katılım hakkına yönelik ihlalleri<br />
pekiştirici bir rol oynayabilmektedir. 108 Sansasyon merakı çocuk haklarının boşlanmasına yol<br />
açabilmekte, dezavantajlı konumdaki <strong>çocukların</strong> olumlu yansıtıldıkları örneklere ise nadiren<br />
rastlanmaktadır. İnternetin – ki <strong>çocukların</strong> hepsi yararlanamamaktadır- ise geleneksel<br />
medyaya göre çocuklar için eğlence ve bilgilenme açısından daha yararlı olup olmadığı henüz<br />
belirlenmiş değildir.<br />
Çocuklar ve televizyon: En fazla tutulan boş zaman etkinliği olarak, <strong>çocukların</strong> günde<br />
ortalama 3 saat televizyon izledikleri tahmin edilmektedir. Bu da, fiziksel hareketsizlik,<br />
108 Necla Mora, Medya ve Çocuk