HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İnsanlar yataklarından kaldırılıp iç<br />
çamaşırlarıyla teşhir ediliyor, yoksullukları<br />
gösterilip, “bunlar hırsızlık,<br />
kapkaç, uyuşturucu ve benzeri” her<br />
türlü suçu işleyebilir izlenimi yaratılıyor.<br />
Bütün bu baskınlar bur ju va ba sın<br />
eşliğinde yapılıyor. Bu baskınlar burjuva<br />
basın tarafından, “yasa dışı terör<br />
örgütlerine büyük darbe” “uyuşturucu<br />
çetelerine darbe, hırsızlara<br />
darbe” ve benzeri haberler yapılarak<br />
meş rulaştırılıyor. Ayrıca, bu baskınlar<br />
burjuva basın ve gazeteler aracılığıyla<br />
tüm halka izletilerek gözdağı verilmek<br />
isteniyor.<br />
Suçlu halk değil,<br />
suçu üreten devlettir<br />
Bugün yoksul gecekondu mahallelerinde<br />
hırsızlık, uyuşturucu, fuhuş,<br />
kumar ve benzeri her türlü yozlaşma<br />
yaygınsa bunun sorumlusu yoksul gecekondu<br />
halkı değil, devlettir. Yoksul<br />
halkın yaşadığı mahalleler on yıllardır<br />
devlet tarafından sitemli bir şekilde<br />
yozlaştırılmaktadır. Uyuşturucu, fuhuş,<br />
kumar, alkol, çeteleşme, mafya<br />
bizzat devlet tarafından teşvik edilmektedir.<br />
Devrimciler onyıllardır bu<br />
pisliklere karşı mücadele ediyor. Devletin<br />
halka bu pislikleri bulaştırmasının<br />
önüne geçmek için onyıllardır<br />
bedel ödüyor. Uyuşturucu bizzat polislerin<br />
denetiminde pazarlanıyor. Hırsızlık,<br />
fuhuş, kumar bizzat polisin<br />
koruması altında yapılıyor. Halk uyuşturucuyla,<br />
fuhuşla, kumarla, hırsızlıkla<br />
yozlaştırılarak devrimcileşmeleri,<br />
mücadeleye katılmaları engellenmeye<br />
çalışılıyor.<br />
Yoksul halkın yaşadığı mahallelerde<br />
suçu yaratan devlettir. Ve yine devlet,<br />
bu “suçları” bahane ederek halkın<br />
üzerinde terörü meşrulaştırmakta ve süreklileştirmektedir.<br />
Şimdi de bunu “Kentsel dönüşüm”<br />
adı altında YIKIMIN gerekçesi yapıyor.<br />
Gecekondu halkına “işgalci” diyorlar.<br />
“Hırsız” diyorlar. “Varoşlar” diyerek<br />
dışlıyorlar. Burjuvaziye göre<br />
yoksul halkın şehir merkezlerinde,<br />
Küçükarmutlu gibi boğaz kenarında<br />
oturmaya hakkı yoktur. Buralara<br />
layık değillerdir. Gecekondu halkına<br />
işgalci diyenler yalanla, hileyle<br />
halkın topraklarını gasp ediyorlar.<br />
Yüz yıllardır İstanbul Sulukule’de<br />
oturan Çingene halkın evlerini “kentsel<br />
dönüşüm projesi” kapsamında gasp<br />
eden Fatih Belediye Başkanı Mustafa<br />
Demir diyor ki; “Roman kültürünün<br />
devam ettirilmesi için bütün çizgileri<br />
koruduk... Yeni yapılan evlerde de<br />
Romanların kültürlerini devam ettirebilecekleri<br />
mimari ve fiziki alt yapı<br />
var.” Ama ‘Romanlar’ yok ortada. Şu<br />
sahtekarlığa bakın. Romanların olmadığı<br />
yerde, Roman kültürünü yaşatmaktan<br />
bahsediyorlar. Romanları<br />
oradan sürünceye kadar orada fuhuş<br />
yaptırmakla, yankesicilikle “suçluyor”lardı;<br />
şimdi nasıl olsa oradan sürüldüler,<br />
amaç hasıl oldu, Sulukule ele<br />
geçirildi, artık “Roman kültürünü yaşatmaktan”<br />
da söz edilebilir.<br />
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi<br />
Prof. Doç. Hayati Tüfekçioğlu “kentsel<br />
dönüşüm projesi”ni savunsa da<br />
farklı bir noktaya dikkat çekiyor: “Fener-Balat-Ayvansaray<br />
bölgesi, Sulukule<br />
ve Tarlabaşı-Tepebaşı... tahrip<br />
olmuş, harap yapılarla doludur. Ve bu<br />
harap yapılarda çoğu zaman adeta bu<br />
yapılara benzer özelliklere sahip insanlar<br />
yaşamaktadır. Çöküntü bölgeleri<br />
son derece yoksul, bazen kimsesiz<br />
insanların sağlıksız koşullarda ve yangın<br />
deprem riskine çok açık şekilde yaşadıkları<br />
yerlerdir.”<br />
Peki gecekondular yıkılınca bu insanlar<br />
ne olacak Harap yapıları yıktınız,<br />
harap insanlar yaşamaya devam<br />
edecek. Yaşamak için çalmaya, çırpmaya,<br />
yani suç işlemeye devam edecek.<br />
AKP iktidarının “kentsel yıkım”<br />
planlarının “suç oranlarını” düşürmeyle<br />
bir ilgisi yoktur.<br />
Suç oranları, gecekonduları yıkmakla,<br />
gecekonduluları şehrin daha da<br />
dışına sürmekle düşmez. “Suç” bu<br />
kez şehrin en dışında örgütlenir!<br />
Nitekim olacak olan da budur.<br />
AKP iktidarı bunu bilmiyor mu Elbette<br />
çok çok iyi biliyor. Onlar da zaten,<br />
söylediklerine, yani yıkımlarla<br />
suç oranlarını düşüreceklerine inanmıyorlar;<br />
ama bu gerekçeyle insanları<br />
“kentsel dönüşüm” aldatmacasına ikna<br />
edebilir miyiz diye hesap ediyorlar...<br />
Baz İstasyonlarına Karşı<br />
Halk Toplantısı<br />
19 Şubat günü İkitelli Özgürlükler<br />
Derneği, Atatürk Mahallesi’nde kurulan baz<br />
istasyonuna karşı bir halk toplantısı düzenledi.<br />
Baz istasyonlarının halkın sağlığını nasıl<br />
tehdit ettiği anlatıldı. Yıllardır verilen mücadeleler<br />
sonucu GSM şirketlerinin halkın tepkisini<br />
almamak için farklı yollar izledikleri,<br />
halktan gizlemek için baz istasyonlarını ağaç<br />
görünümü, tıpkı burada olduğu gibi baca görünümü<br />
vb. vererek kurdurduğu söylendi.<br />
Halkın oturduğu yerlerde baz istasyonlarının<br />
kurulamayacağı yönünde mahkemelerin<br />
de kararları olduğu belirtilerek, mahkemelerin<br />
verdiği karar örnekleri okundu.<br />
Baz istasyonlarına karşı imza toplanması<br />
ve 27 Şubat Pazar günü baz istasyonuna karşı<br />
bir eylem gerçekleştirilmesi kararının alındığı<br />
toplantıda bir de halk komisyonu kuruldu.<br />
Sarıgazi’de <strong>Yürüyüş</strong><br />
Okurlarına Saldırı<br />
<strong>Yürüyüş</strong> okurları, 19 Şubat günü İstanbul<br />
Sarıgazi Cumartesi Pazarı’nda <strong>Yürüyüş</strong><br />
Dergisi dağıtımı yaparken saldırıya uğradılar.<br />
Saldırıda Çağrı Avcı bacaklarına kalaslarla<br />
vurulması sonucu yaralanırken, Aykut Özdemir<br />
ise kafasına fırlatılan camın kafatasına saplanması<br />
sonucu yaralandı.<br />
Pazarda dergi satışı sırasında, bir pazarcının<br />
dergiyi yere atması sonucu, “Dergiyi neden<br />
y ere atıy orsun” diye soran dergi<br />
okurlarına “Sana mı soracağım” şeklinde<br />
cevap vermesi üzerine, dergi okurları “Bu derginin<br />
kan ve can bedeli çıktığını ve bu<br />
şekilde davranamayacağını” söylediler.<br />
Bunun üzerine pazarcı Çağrı Avcı’yı boğazından<br />
tutarak yere savurdu, diğer pazarcılarla<br />
beraber kalaslarla saldırdılar. <strong>Yürüyüş</strong><br />
okurlarının kendilerini savunmalarına karşı<br />
yaklaşık 20 pazarcı sopa ve bıçaklarla saldırarak,<br />
ellerine geçirdikleri cam parçasını Aykut<br />
Özdemir’e fırlattılar.<br />
Camın kafasına isabet etmesi sonucu yaralanan<br />
Aykut Özdemir ve Çağrı Avcı saldırıyı<br />
gören halk tarafından Sarıgazi Yaşam<br />
Polikliniği’ne götürüldüler.<br />
Aykut Özdemir’in durumunun ciddiyetinden<br />
dolayı buradan Göztepe Eğitim ve Araştırma<br />
Hastanesi’ne sevkedildiler. Aykut<br />
Özdemir ameliyat edilirken, Çağrı Avcı ise taburcu<br />
oldu.<br />
<strong>HELİKOPTERLERİNİZİ</strong> <strong>MAHALLELERİMiZDEN</strong> <strong>ÇEKİN</strong>!<br />
11