HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
HELİKOPTERLERİNİZİ MAHALLELERİMiZDEN ÇEKİN! - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ğiştirebilmiştir. Yalnız ve yalnız, sosyalizmde,<br />
kadınların toplum içindeki yerleri<br />
baştan ayağa kökten bir biçimde değişmiştir.<br />
Kadınların okuma yazma oranını,<br />
sosyalizm kadar yükselten başka bir sistem<br />
yoktur: Kadınlara tüm örgütlenmelerde<br />
ve yönetimde sosyalizm kadar yer<br />
veren bir başka sistem yoktur.<br />
Kadın sorunu da, tüm diğer sorunlar gibi,<br />
devrim mücadelesinin bir parçasıdır.<br />
Doğru olan, böyle ele almaktır. Bu anlayış<br />
içinde kadının özgürleşmesi devrime, devrim<br />
kadının özgürleşmesine hizmet edecektir.<br />
Ve bunun ilk adımı, örgütlenmektir; her<br />
alanda, mücadeleye, direnişe katılmaktır.<br />
İlk adım, ölüm orucunda şehit düşen<br />
üniversite öğrencisi Canan Kulaksızlar’ın,<br />
ev kadını Şadan Öngeller’in, iki çocuk<br />
annesi temizlikçi Şenay Hanoğlular’ın,<br />
hemşire Fidan Kalşenler’in, mühendis<br />
Eda Yükseller’in, öğretmen Solmaz<br />
Karabulutlar’ın, okul yüzü görmeyip<br />
dağlara çıkarak gerilla okulunda bir öğrenci<br />
olan Asuman Koçlar’ın, liseli Özlem<br />
Kılıçlar’ın, tekstil işçisi Güler Ceylanlar’ın,<br />
köylü kızı Figen Yalçınlar’ın<br />
ayak izlerini takip etmektir.<br />
Devrimcileşen, mücadeleye atılan kadınlarımız,<br />
genç kızlarımız;<br />
- Tüm ekonomik, feodal, kültürel, siyasal<br />
baskılara karşı çıkarak...<br />
- Düzenin dayattığı statüleri, düzenin<br />
kendilerine uygun gördüğü kalıpları parçalayarak...<br />
- Düzene karşı kendi iradesini, düşüncesini<br />
hakim kılarak...<br />
- Hayatın her alanında söz ve karar<br />
hakkını söke söke kullanarak... “biz de varız”<br />
demelidirler.<br />
Her hak söke söke alınır.<br />
Eşitlik, dişe diş kavgayla kazanılır.<br />
Kadınlarımız ve genç kızlarımız bu<br />
kavgayı kazanabilirler. Bunun tek koşulu,<br />
baskıya, adaletsizliğe, eşitsizliğe karşı<br />
mücadeleye girmektir. Kadınlarımız,<br />
genç kızlarımız bu mücadelede devrimcileştikleri<br />
ölçüde, ön saflara çıktıkları ölçüde<br />
özgürleşirler. Özgür kadın direnen<br />
ve savaşan kadındır. Kim kadınlar için bunun<br />
dışında bir özgürlük tarifi yapıyorsa,<br />
bilinki yalandır, yanlıştır.<br />
Özgürleşmek için, kurtuluşumuz için,<br />
direnelim, örgütlenelim, savaşalım ve<br />
binlerce yıllık prangaları kıralım.<br />
Lanet olsun sizin<br />
adaletinize!<br />
13 yaşındaki bir kıza tecavüzden kızı da sorumlu tutan yasalar, tecavüzcü<br />
devlet görevlilerini az ceza vererek kurtardı.<br />
Mardin’de 2002 yılında 13 yaşında bir kız çocuğu zorla fuhuşa sürüklendi.<br />
Fuhuş batağına çekilerek iki kadın tarafından pazarlanan N.Ç.’ye tecavüz<br />
edenler içinde askerden öğretmenden memura, “eşraf”a kadar birçok<br />
kesim vardı.<br />
Bu ahlaksızlığın davasının gerekçeli kararı geçen hafta basında yer aldı.<br />
Adli Tıp’a göre, 13 yaşındaki N.Ç., “eyleminin ahlaki kötülüğünün farkındaydı<br />
ve para kazanmak için fuhuş yapıyordu.”<br />
Peki Adli Tıp niye böyle diyor Çünkü N.Ç’ye “parasıyla” tecavüz eden<br />
erkeklere mahkeme hafif cezalar veriyor.<br />
13 sanığı, küçük çocuğun ırzına geçtikleri gerekçesiyle, alt sınırdan<br />
5 yıl hapisle cezalandıran mahkeme, bir de üstüne üstlük, 6’da 1 oranında<br />
iyi hal indirimi yaparak, cezayı 4 yıl 2 ay olarak belirledi... Bu namussuzlara<br />
iyi hal indirimi yapanın, tecavüzü böyle pervasızca meşrulaştırmaya<br />
çalışanın namusundan şüphe etmek gerekir... Şuna bakın, 13 yaşındaki<br />
bir kız çocuğu, fuhuşa sürükleniyor ve düzenin adli tıpı, mahkemeleri,<br />
ona tecavüz eden alçakları aklamak için seferber oluyor.. Tuh sizin<br />
adaletinize!<br />
Aslında geriye bir tek “asıl suçlu sensin” deyip, N.Ç’yi hapsetmedikleri<br />
kalmış. Ki, bugün iktidar olan ve tecavüzde bile kadını suçlu bulan kafa<br />
yapısı, pekala bunu da yapabilir. Bu devletin “hukuk” geleneklerine de uygundur<br />
bu. Saldıranı değil, saldırıya uğrayayın, katledeni değil katledileni,<br />
tecavüz edeni değil, tecavüze uğrayanı, zulmedeni değil zulme<br />
uğrayanı, zalimi değil mazlumu yargılamak, oligarşinin faşist yargısının<br />
en karakteristik özelliklerindendir.<br />
O kesilen burundan da<br />
siz sorumlusunuz!<br />
Ayşe, Afganistanlı bir kadındı. Kocası, onun burnunu kesmişti.<br />
Ayşe, geçtiğimiz hafta Amerikan Time Dergisi’nin kapağındaydı.<br />
Çünkü Amerika, burnu kesilen Ayşe’yi kurtarmıştı.<br />
Amerika’ya götürmüş, yapay bir burun bile takmışlardı.<br />
Amerikan askerleri işgal ettikleri ülkelerde kadınları katledip, tecavüz<br />
ederken, Afganistan’da “Taliban eşi” tarafından burnu kesilen Ayşe’yi kurtarma<br />
tiyatrosunu oynuyorlardı bir de.<br />
Dünyanın dört bir yanında, işgalci Amerikan askerlerinin tecavüzleri<br />
var. Ama bu bir yana, Ayşe’nin burnunun kesilmesinden de doğrudan Amerika<br />
sorumludur. Çünkü Ayşe’nin burnunu kesen, çünkü o feodal gelenekleri,<br />
kadın üzerindeki zulmü uygulayan Taliban da Amerika’nın eserlerinden<br />
biridir. Afganistan’daki ilerici rejimi yıkmak için Taliban’ı eğiten, silahlandıran<br />
bizzat Amerika’ydı.<br />
Afganistan işgalini de “Afgan kadınını burkadan kurtarmak” diye propaganda<br />
etmişlerdi. Ama o burka rejimini kuran, destekleyen, uzun yıllar finanse eden<br />
kendileriydi. Ki bugün de Amerika, Afganistan’da en gerici kesimlerle, kadınlara<br />
karşı en bağnaz uygulamaları savunanlarla ittifak halindedir. Çünkü kadınların<br />
özgürlüğü Amerika’nın umurunda bile değildir.<br />
Sayı: 257<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
27 Şubat<br />
2011<br />
<strong>HELİKOPTERLERİNİZİ</strong> <strong>MAHALLELERİMiZDEN</strong> <strong>ÇEKİN</strong>!<br />
31