29.01.2015 Views

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Pozitif Yükümlülükler

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Pozitif Yükümlülükler

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Pozitif Yükümlülükler

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

NO. 7: POZITIF YÜKÜMLÜLÜKLER<br />

davadan davaya değişse de bu konuda geniş bir takdir yetkisine<br />

sahiptir.<br />

56. Bu bağlamda bkz. Stjerna - Finlandiya (24 Ekim 1994). Bu davada Mahkeme şunları<br />

belirtmektedir: “Mahkemenin görevi Finlandiya’daki soyadı değiştirmeyi düzenleyen<br />

en uygun kuralı belirleme konusunda kendini yetkili Finlandiya<br />

makamlarının yerine koymak değildir.” (§39); ve yine Powell ve Rayner kararında<br />

(yukarıda değinilen) “Kesinlikle görevi değildir ki… Mahkeme ulusal makamların<br />

değerlendirmesinin yerine bu zorlu sosyal ve teknik alana neyin en iyi kural olacağı<br />

ile ilgili bir değerlendirme getirmektir.” (§44). Büyük Daire bu konu üzerindeki<br />

farklı tutumlarını pekiştirerek Hatton ve diğerleri - Birleşik Krallık kararında (8<br />

Temmuz 2003) şunları belirtmiştir: “Mahkeme Sözleşmenin esas olan ikincil rolünü<br />

yinelemektedir. Ulusal makamlar doğrudan demokratik meşruiyete sahiptir ve<br />

… yerel ihtiyaç ve şartları uluslararası bir mahkemeden daha iyi tespit edebilmektedirler.<br />

Demokratik toplumdaki görüşlerin makul olarak geniş bir şekilde değişiklik<br />

gösterebildiği genel kural konusunda ulusal kural koyucularının rolüne özel bir<br />

ağırlık verilmelidir. ” (§97).<br />

57. Örneğin, Johnston ve diğerleri - Birleşik Krallık, 27 Kasım 1986, §55.<br />

58. Örneğin, Osman - Birleşik Krallık, 28 Ekim 1998, §116; Kılıç - Türkiye, 28 Mart<br />

2000, §63; Denizci ve diğerleri - Kıbrıs, 23 Temmuz 2001, §375.<br />

59. 8’den 11’e kadar olan maddelerin 2. paragrafları temelinde esas olarak hizmet eden<br />

– fakat tek olmayışına – yöntem Mahkemenin sırasıyla şunları incelemesine yol<br />

açmıştır: (1) Söz konusu müdahale yasada öngörülmüş müdür (2) Bu müdahale<br />

bu maddelerde belirtilen kamu güvenliği gibi meşru amaçlara (unutulmamalıdır ki<br />

bu amaçlar söz konusu maddeye göre değişmektedir) hizmet etmekte midir ve (3)<br />

Müdahale hizmet edilen amaç ile orantılı mıdır.<br />

60. Yukarıda değinilen, s. 7.<br />

Fakat <strong>Avrupa</strong> Mahkemesi müdahalenin incelenmesi için Sözleşme<br />

tarafından öngörülen yöntemleri tümden uygulayamadığı için<br />

pozitif yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğini incelemek<br />

amacıyla özel bir yöntem türetmiştir. 59 Yeni yöntemleri türetirken<br />

ağırlık olarak Sözleşme metotlarından türetildiği doğru ise de bu<br />

durum ilham almaktan öteye gitmemektedir. Bu yönteme “adil<br />

denge” adı verilmektedir. Mahkeme, mükerrer olarak Belçika dil<br />

hakları davasından 60 beri belirttiği gibi, “toplumun genel menfaatinin<br />

korunması ile temel insan haklarına saygı arasında bir<br />

denge” bulmak zorunda kalmıştır.<br />

Bu yöntem <strong>Avrupa</strong> Mahkemesinin ilk olarak ulusal makamların<br />

imtina etmesinin haklı gösterilmesi ve kamu yararının vurgulanmasını<br />

dikkate almasına yol açacaktır. İncelemenin ilk aşaması<br />

devlet tarafından ileri sürülen temellerin ilintisinin değerlendirilmesini<br />

örneğin onların meşru genel menfaat özelliğini içerecektir.<br />

Bu inceleme her davada uygulanmamaktadır fakat temel olandır.<br />

Bu durum şundan görülmektedir ki bazı davalarda Mahkeme bu<br />

noktaya vurgu yapmayı uygun görmektedir. Örneğin, Mahkeme<br />

Gaskin - Birleşik Krallık davasında devletin harekete geçmemiş<br />

olmasının nedeninin başvurucunun erişmek istediği belgeler için<br />

gizliliğin “çocuk koruma sisteminin etkili bir şekilde yürümesi ve<br />

bu açıdan sadece katkı sağlayanların (“ihbar edenlerin”) değil<br />

bakıma muhtaç çocuğu korumak gibi meşru bir amaca hizmet<br />

ettiği” sonucuna varmıştır. 61 Daha yakın bir zamanda, Odièvre -<br />

Fransa davasında Mahkeme başvurucunun kökenleri hakkında<br />

bilgiye erişimine izin vermeyen ulusal mevzuatın kamu menfaati<br />

gibi meşru bir amaca hizmet ettiği sonucuna varmıştır. 62<br />

İncelemenin şüphesiz en önemli olan ikinci aşamasında Mahkeme<br />

devletin tutumunun uygunluğunu değerlendirecektir. Bu değerlendirme<br />

kesinlikle kısıtlayıcı tedbirlerin gereklilik ve orantılılık<br />

incelemesine benzerdir. Her durumda “adil denge” hakkında bir<br />

karar verilecektir. Bu durum Mahkemenin farklı faktörleri bir<br />

61. 23 Haziran 1989 tarihli karar, §43.<br />

62. 17 Şubat 2003 tarihli karar, özellikle de §45.<br />

I. Genel Meseleler 19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!