29.01.2015 Views

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Pozitif Yükümlülükler

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Pozitif Yükümlülükler

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Pozitif Yükümlülükler

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

NO. 7: POZITIF YÜKÜMLÜLÜKLER<br />

hayatı ile ilgili olduğu, bu kişinin halkın sık sık gittiği yerlerde bile<br />

olması ve resimlerin foto muhabirleri tarafından bu kişinin bilgisi<br />

ve rızası dışında çekilmiş olmasıdır. Mahkeme, “bu koşullar altında<br />

ifade özgürlüğü daha dar bir yorum gerektirmektedir” sonucuna<br />

varmıştır. 175 Şu şekilde vurgulanmıştır:<br />

Özel hayatın her bir insanın gelişmesi bakış açısı ile korunmasının<br />

temel önemi. Bu koruma – yukarıda belirtildiği gibi –<br />

özel aile çevresinin ötesine uzanmakta ve ayrıca sosyal bir<br />

boyut taşımaktadır... Herkes, kamuoyu tarafından tanınıyor<br />

olsa bile, kendi özel hayatları için koruma ve saygı gibi “meşru<br />

bir beklenti” içinde olabilmelidir. 176<br />

Fakat Alman devletinin bu durumda koruma yükümlülüğünün<br />

esası nedir İlk olarak, mevzuatında özel hayatın sadece kendilerinin<br />

hususi alanlarında korunması gereken “çağdaş toplumların eşi<br />

olmayan (par excellence) figürleri“ ile daha geniş bir korumaya<br />

sahip olması gereken “nispeten” halkın tanıdığı kişiler arasındaki<br />

farkı netleştirmek yükümlülüğündedir. Bu ayrımın altını çizen<br />

kriter açıkça belirtilmelidir. Ulusal mahkemeler ve hatta anayasa<br />

mahkemeleri kendi açılarından söz konusu davada iç hukuku Sözleşme<br />

gerekleri ile uyuşan bir şekilde yorumlamalıdırlar.<br />

“Sosyal özel hayatın” korunması<br />

Kişinin kimlik hakkını etkili bir şekilde kullanmasının güvence<br />

altına alınmasını amaçlayan pozitif yükümlülükler ile ilgili içtihatlar<br />

hem ayrıntılı hem de “zengin” iken bu durum özel hayatın<br />

175. Kararın §66. paragrafı.<br />

176. Kararın §69. paragrafı.<br />

sosyal boyutu ile ilgili olarak aksine hem daha az hem de daha<br />

ihtiyatlıdır. Burada her ne kadar katkıları az da olsa iki davaya<br />

değineceğiz.<br />

Bunlardan ilki iyi bilinen ve ayrıca hayal kırıcı olan Botta - İtalya<br />

kararıdır. 177 Bu davada Mahkeme engelli bir kişinin ulusal<br />

makamların sahile ulaşabilmesi için uygun rampalar yapmadığı<br />

yönündeki şikayetlerinin 8. madde kapsamına girmediği sonucuna<br />

varmıştır. Mahkeme kişiler arasındaki geniş ve belirsiz kapsamlı<br />

ilişkiler ile ilgili olan ileri sürülen hakkın devletin özel plaj<br />

kuruluşlarının ihmallerini gidermek için alması gereken tedbirler<br />

ile arasında doğrudan bir bağ olamayacağı sonucuna varmıştır.<br />

İkinci karar Sisojeva ve diğerleri - Letonya 178 dır ki, içtihatta belirgin<br />

bir mesafeyi temsil etmektedir zira bu davada yabancı biri<br />

aleyhine verilen sınır dışı edilme emrinin ilgili kişinin o devlette<br />

güçlü kişisel, sosyal ve ekonomik bağlar kurduğunun açık olduğu<br />

durumda 8. maddenin ihlali anlamına gelebileceğine hükmetmektedir.<br />

Bununla birlikte belirli açılardan <strong>Avrupa</strong> Mahkemesinin bu<br />

sonuca varırken kabul ettiği bakış açısı açık değildir. Öte yandan<br />

kararın bazı kısımları pozitif yükümlülükler kapsamında olduğumuzu<br />

ileri sürebilmektedir ki, Mahkemenin özellikle de belirttiği<br />

gibi:<br />

Ev sahibi devletin ilgili kişiyi sınır dışı etmekten kaçınması<br />

yeterli değildir; devlet ayrıca, gerekli ise pozitif tedbirler yolu ile<br />

177. 14 Şubat 1998 tarihli karar.<br />

178. 16 Haziran 2005 tarihli karar.<br />

III. Özel hayatın ve aile hayatının korunması 41

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!