12.07.2015 Views

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ya da bir gün Güneş gibi batacaktı, gelip geçiciydi ama var oldukça orada refah<strong>ve</strong> huzur içinde yaşanmalıydı. Can havliyle <strong>ve</strong> sanki Şah’ın gidişinin ardındansürgün olduğu Fransa’dan dönen Humeynî’yi uçağın merdi<strong>ve</strong>nlerinde karşılamayaçıkarcasına, basamakları tırmandı. Merdi<strong>ve</strong>nden vakarla <strong>ve</strong> metanetleinen Humeynî’nin elinden tuttuğunda, onunla birlikte, her şeyi geride bıraktığı,geçmişini gölgeleyen her şeyden kurtulduğu, zamanda <strong>ve</strong> mekânda farklıbir boyuta geçtiği duygusuyla –siyah küpün içindeki sarı kaydıraktan boş alanakayar gibi– bahçeye kaydı. Bahçe, sessiz, sakin <strong>ve</strong> huzurluydu. Binlerce yıllıkdingin İran bahçelerini andırıyordu. Gerçi bahçenin de siyah duvarları vardıfakat bu duvarlar dinî mekânların huzur <strong>ve</strong>ren, koruyup kollayan duvarlarınabenziyordu. Zalimlikler karşısında kıyam eden ancak hunharca şehit edilen Hz.Hüseyin’in acısına milletçe yas tutulurken, geçmişi diri tutmak, yaşanmışlıklardanders alınmasını sağlamak, direnişin sürdürülmesini sağlamak için de camilerinduvarları siyaha boyanırdı. Bu siyah, o siyahtı.İranlı şimdi her şeye baştan başlayabilir, dünyasını <strong>ve</strong> ahiretini orada yenideninşa edebilirdi. Dünyasını kurtardığı ölçüde ahiretini de kurtarmış olacaktı.Buradaki yoksunluk öbür taraftaki zenginlikti. Bahçedeki sarmal beyaz merdi<strong>ve</strong>nde onu sergi alanının üstündeki asma kata, yani cennetin en güzel köşklerineçağırmıyor muydu? Vaatler de bu düşüncesini destekliyordu. Gerçi bahçeninbir duvarında okuyamadığı bir yazı vardı. Yazı ışıklı <strong>ve</strong> harfleri bitişikti. Yeni birbaşlangıç yapmıştı, şimdi ayrıntılarla uğraşacak zaman değildi. Zamana bırakmalıydıbazı şeyleri. Önemsemedi. Bahçeye <strong>ve</strong>rdi kendini. Gezdi, dokundu, tanıdı.Yıllar geçti. İranlı dünyası için çalışırken dindar yöneticileri yurttaşlarının ahiretiiçin çalıştı; yerin <strong>ve</strong> göğün şeytanlarıyla uğraştı. En büyük düşmandı şeytan.Ondan olabildiğince korunmalı, hatta onu yok etmek için politikalar geliştirmeli,buna göre yaşamalıydı. Bahçenin siyah duvarı şeytanlara karşı bir kalkandı. Duvardurdukça vaatlerin gerçekleşmesi olasıydı.Vaatler durmaksızın tekrarlanıyordu ama gerçekleşmiyorlardı. Zamanla vaatçises boğuklaştı, sustu. Yeni bir şey yoktu, eskiler tekrarlanıyor, tekrarlar birkısır döngüye yol açıyordu sanki. Ortaya konulmuş bir politika da yoktu; kısa sürelistratejiler geliştiriliyordu. Yine de umut etti. Bekledi. Sonra gözü yazıya takıldı.Bir kez daha baktı yazıya. Çözdü: ÖZGÜRGÜNLERİNİZSAYILI yazıyordu. Anlam<strong>ve</strong>remedi önce. Sonra düşündü. Anlamlar yüklediği siyah duvarların yakıngeçmişinde hatırladığı kara duvarlara dönüşebileceği korkusu sardı içini. Zaten,kendilerinden kaçtığı dışarıdaki gürültüler de çoktan dinmişti. Merak etti. Bahçedençıkmak istedi ancak bir çıkış kapısı bulamadı.Güncel <strong>Sanat</strong> Notları13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!