12.07.2015 Views

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ne aykırı duran isimleri (Adnan Menderes, Aziz Nesin, Ziya Gökalp, Deniz Gezmişgibi) ortak kültürün mirası olarak duvarda yan yana görmek ilgi çekiciydi.Ancak benim için serginin esas sürprizi gezinin sonunda kendini gösterdi.O sabah televizyonda bir an gördüğüm bir kadının resmiydi bu. O güne kadarbilmediğim bir kadın, aynı gün içerisinde iki defa, farklı ortamlarda karşımaçıkmıştı. 70 küsur yaşında geçirdiği bir trafik kazasında ölen, kaldırıldığı hastanedencenazesini üç gün kimsenin almadığı, en sonunda bir iki kişinin cenazeyidefnettiği eskilerin ünlü dansözü Özcan Tekgül’dü bu.Bir zamanların “cihan yandı dilberi” diye anılan, yurt içinde <strong>ve</strong> yurt dışındapek çok yerde dans eden Tekgül, vücudunu boyayarak çektirdiği bir döneminmeşhur fotoğrafıyla sergide yer almıştı. Şöhreti de unutuluş <strong>ve</strong> yalnızlığıda aynı yoğunlukla yaşamıştı. Cenazesi Antalya’daki bir hastanenin morgundakendisini toprağa kavuşturacak <strong>ve</strong>falı bir iki dost beklerken, İstanbul’da 100Ünlü Türk arasında gösterildiği sergiyi pek çok sanatse<strong>ve</strong>r geziyordu. Hayat bukez sürprizleriyle – hadi cil<strong>ve</strong>leriyle diyelim - sanata galip gelmişti. MehmetDere sergiyi hazırlarken böyle bir durumla karşılaşmayı ummuyordu herhaldeama “cihan yandı dilber”e hayatında kimseden görmediği <strong>ve</strong>fayı, öldüğündeo göstermiş oldu.Sarıktaki PüskülÖzlem MetinMehmet Dere, Vaktin Var mı? isimli video çalışmasında eski bir fotoğrafı tersineişleyen bir saatin ardında fon olarak kullanmış. Fotoğrafta ikisi ayakta duran<strong>ve</strong> biri oturan üç kişi var <strong>ve</strong> üzerlerindeki kıyafetlerden fotoğrafın Osmanlı’nınson zamanlarında çekildiği anlaşılıyor. Kıyafetlerinde dikkati çeken nokta ortadaoturan adamın sarığının üstünde ters bir şekilde yükselen çalı süpürgesi.Adamın kafasında neden böyle bir şey olduğunu düşünürken aklımıza Osmanlıpadişahlarının sarıklarında taşıdıkları süpürge biçimindeki sorguç geldi. Busorgucun güzel bir hikâyesi var: Yavuz Sultan Selîm 15 Şubat 1517’de Mısır’ıfethedip Kahire’ye girmişti. 20 Şubat Cuma günü Melik Müeyyed Camisi’ndeokunan hutbede hatîbin kendisinden “Hâkimü’l-Harameyni’ş-Şerîfeyn (şerefliMekke <strong>ve</strong> şerefli Medîne’nin hâkimi)” diye bahsetmesi üzerine derhal hatîbemüdâhale ederek“–Yok yok! Bilakis hâdimü’l-Harameyni’ş-Şerîfeyn (şerefliMekke <strong>ve</strong> şerefli Medîne’nin hizmetçisi!)” diyerek düzeltir. Yavuz, Hâdimü’l-36 Notlar <strong>24</strong> | <strong>Sanat</strong> Araştırmaları Merkezi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!