12.07.2015 Views

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

notlar 24 (pdf) - Bilim ve Sanat Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kime Göre 100 Büyük Türk?Elif Safiye Cengizİlk olarak 1970’li yıllarda Hürriyet gazetesinin öncülüğünde ortaya çıkan“büyük Türk” listeleri, Tercüman <strong>ve</strong> Milliyet gazeteleriyle beraber devam etti.Bu gazeteler dağıttıkları 100 Büyük Türk kitapçıklarında seçtikleri kişileri kahramanlaştırarakokurun zihnini kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmeyeçalışıyorlardı. Şimdi bu listeleri incelediğimizde seçtikleri kahramanların birkısmının tamamen birbirinden farklı hatta birbirine zıt karakterlere sahip olduğunugörüyoruz. Mehmet Dere’nin Rampa Galeri’deki Ne Gülüyorsun? Bu SeninHikayen başlıklı sergisinde yer alan 100 Ünlü Türk enstelasyonu, işte tamda bu zıtlık hikâyesinden esinlenerek oluşturulmuş.Gazetelerin <strong>ve</strong>rdiği kitapçıklardan yola çıkarak kendi isim listesini hazırlayansanatçı, çizimlerinde birçok ilginç ismi yan yana getirmiş <strong>ve</strong> bunu yaparkenkitapçıklarda hiç yer almayan isimleri de kullanmış. Nazım Hikmet ile NecipFazıl Kısakürek’i, Deniz Gezmiş’le Ziya Gökalp’i, Atatürk ile Türkan Şoray’ı biraraya getirmiş mesela. <strong>Sanat</strong>çı olması gerekeni yapmış çünkü gerçek hayattayan yana durmayı beceremeyen bu portrelerin burada yan yana sergilenmesi,toplumun farklı kesimlerinin temsili açısından son derece önemli.Sergi salonuna girdiğimde dikkatimi çeken diğer bir eser de kocaman kırmızıharflerle yazılmış Ressentiment yazısından oluşan bir tipografi çalışması.Çalışma, bir tarafında 100 Ünlü Türk portreleri diğer bir tarafında da YurttanSesler başlığı altında sergilediği sanatçıların portreleri olacak şekilde iki duvararasına yerleştirilmiş. Sanki toplumu yönlendiren üst kesimle, toplumun sıradanbireylerinden oluşan kesim karşı karşıya getirilmiş.Fransızca’dan Türkçe’ye “hınç” şeklinde çevrilen bu kelime aslındaNietzsche’nin ana kavramlarından biridir. Kölenin efendisinin baskısına karşıduyduğu his, bu kelimeyle ifade edilebilir. Çalışmayı bu bağlamda yeniden düşününce,sanatçının iki duvarın ilişkisine dair yaptığı gönderme daha net anlaşılıyor.Güncel <strong>Sanat</strong> Notları33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!