turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
TURAN-SAM YIL:1 SAYI:3 YAZ <strong>2009</strong><br />
TURAN STRATEJİK ARAŞTIRMALARI MERKEZİ DERGİSİ<br />
www.<strong>turan</strong><strong>sam</strong>.org<br />
ABSTRACT 1<br />
In the investigations carried out from the viewpoint of the functional approach, the language<br />
units are distinguished and described according to their functional qualities. In philosophical<br />
meaning, motion is the way of existence of the substance, its indispensable feature and attribute. The<br />
motion can be defined as a free or causal process of change of material objects in space according to<br />
definite point of reference. In the linguistic plan, motion is a notion peculiar to any object that has<br />
such characteristics as universality, continuity, duration in space, direction, mode, intensity and<br />
environment of movement. The process of motion is, from grammatical viewpoint, an action<br />
expressed by the verb.<br />
Dilcilikte son zamanlar dil olaylarının işlevsel açıdan öğrenilmesi eğilimleri hızla gelişiyor ve<br />
dil olaylarının öğrenilmesine böyle yaklaşımdan amaç, dünyanın dil manzarasının oluşturulmasıdır.<br />
Dil sisteminin özelliklerini belirlemek için belirli dilin taşıyıcılarının idrak mekanizmini algılamak<br />
gerekir. Geleneksel dilcilikteki yaklaşım yöntemlerinden farklı olarak fonksiyonel yaklaşımda dilin<br />
leksik sistemi yeni açıdan, insanın dünyayı kavrama prizmasından geçirilerek sunulmasına olanak<br />
kazandırılır. Bu yönden insanın nutuk ve tefekkür faaliyeti öyle bir mekanizmdir ki, burada gerçeklik<br />
derk edilir ve dünyanın dil manzarası, yani gerçeklik hakkında anlayışlarımızın toplusu kavranılır.<br />
Bellidir ki, bizim irademizden asılı olmayarak, objektif biçimde var olan gerçek âlem, dünya insanın<br />
psişik bünyesinde konseptüel olarak yansıyor. İnikâsın sonuçlarının “işaretlenmesi”, yani verbal<br />
şekilde dile getirilmesi dünyanın dil manzarasını oluşturur.<br />
Dil birimlerine fonksiyonel yaklaşımda esas olan özellik ondan şudur: burada insanın iç<br />
dünyasıyla dil birimlerinin ilişkisi önem arz ediyor. Bu yönde yapılan incelemelerde dil elementleri<br />
onların fonksiyonel özelliklerine göre farklandırılır ve betimlenir. Bu da dili onun elementleri ile<br />
strüktür-sistemli ve fonksiyonel yönlerde vahdette öğrenmeye imkân verir. Başka sözle, fonksiyonel<br />
yaklaşım dil birimlerinin semantiğini, dilin kelime hazinesini en genel anlayışlar esasında<br />
sistemleştirmeyi koşullandırır.<br />
Dil birimlerine fonksiyonel yaklaşım son dönemde yapılan inceleme ve araştırmalarda geniş<br />
şekilde uygulanır. Araştırmalarda dikkati çeken özelliklerden birisi, inceleme hedefi gibi yalnız bu<br />
veya diğer anlayış veya mefhumun ifadesi olan dil birimleri değil, eylem, mekân içinde yer değişimi,<br />
zaman vs. gibi bütün anlayış kategorileri ele alınır. Kaydedilen bu anlayış kategorileri dünyanın<br />
bütün dillerinde temsil olunan genel, üniversal kategorilerdir.<br />
Felsefi anlamda eylem değişme, maddenin varolma usulü, onun ayrılmaz niteliği, maddeye<br />
özgü olan sıfat olarak tanımlanır. Eylem, maddi nesnelerin her hangi karşılıklı ilişkisi ve onların<br />
durumlarının değişmesidir. Eylem, maddi nesnelerin bir durumdan, bir gelişme aşamasından diğer<br />
duruma, diğer gelişme aşamasına geçmesidir. Eylem, maddi cisimlerin mekân içinde durumlarını<br />
değişmesidir. Bu ise gösterir ki, eylem aynı zamanda mekân anlayışı ile sıkı ilişkilidir.<br />
Bunlardan hareketle eylem anlayışının mahiyetinin mekân anlayışının mahiyeti aracılığıyla<br />
açılabildiğini söyleyebiliriz. Bellidir ki, insan doğal fiziki veya yapay sınırlarla mahdutlaşan mekân<br />
içinde yaşıyor, eylem içindedir, yerini değişir, diğerleri ile iletişim içerisindedir. Mekân, insan<br />
bilincinin üniversal kategorisi olarak onun faaliyetinin ve tecrübesinin bütün alanlarını, aynı<br />
zamanda onun duygusal kavrayış ve nutuk faaliyeti alanını etkiliyor. Eşyanın eylem sonucunda<br />
yerini değişmesini mekân kategorilerinin yardımıyla betimlemek mümkündür. Bu kategorilere<br />
dikeylik, yataylık, yakınlık, uzaklık vs. dâhildir.<br />
Lengüistik açıdan “mekân” anlayışı insanı kapsayan çeşitli nesne ve eşyaların, her şeyden<br />
önce, kendilerinin mekânsal uzunluklarıyla nitelenir. Mekânsal uzunluk üç boyutlu mekânsal<br />
koordinatlara uygun olarak kendi ifadesini bulur. Bu üç boyutlu mekânsal koordinatlar her bir nesne<br />
veya eşyanın onunla aynı zamanda varolan diğer nesne veya eşyalara münasebette durumunu<br />
karakterize eder. Bir nesnenin diğerlerine münasebette durumunu karakterize eden çeşitli ilişkiler<br />
mekânsal münasebetleri oluşturur (5, s. 3).<br />
1 Functional approach to the category of motion<br />
* 26 *