turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
TURAN-SAM YIL:1 SAYI:3 YAZ <strong>2009</strong><br />
TURAN STRATEJİK ARAŞTIRMALARI MERKEZİ DERGİSİ<br />
www.<strong>turan</strong><strong>sam</strong>.org<br />
Azerbaycan’da, şiirin ve şairin, halk nezdinde müstesna bir yeri vardır. Büyük şehirlerin<br />
güzide mekânlarında dikilen şair heykelleri, bu ülkede, şiire ve şaire verilen değerin en güzel<br />
göstergesidir.<br />
Fuzuli, Nizami, Hüseyin Cavit, Samet Vurgun gibi, Azerbaycan halkının duygu ve<br />
düşüncelerini terennüm eden şairlerin, Azerbaycan’ın farklı farklı yerlerinde heykelleri yükselirken;<br />
büyük şehirleri süsleyen bir parkın, sokağın ya da caddenin şairlerden birisinin ismini taşıdıkları<br />
görülür.<br />
Fazla uzağa gitmeden Bakü sokaklarında bir tur atsanız; Azerbaycan halkını coş<strong>turan</strong>, halkın<br />
iyi ve kötü gününde yanında olan; tabiri yerindeyse, insanların hissedip söyleyemediklerini, sancısını<br />
çekip dile getiremedikleri duygu ve düşünceleri terennüm eden, halkın gözü kulağı mesabesindeki<br />
şairler, bu ülkede hiçbir zaman unutulmamış, onların hatıraları kentin herhangi bir köşesinde<br />
ebedileştirilmiştir. Hüseyin Cavit Parkı, Samet Vurgun Bağı, Nizami Metrosu, Fuzuli Meydanı, Sabir<br />
Bağı, Vahit Payeziye Evi bunlardan sadece birkaçı.<br />
Bahtiyar Vahabzade’den dinlemiştim. Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan’da şaire ve<br />
şiire daha çok önem verilirmiş. Kendisi, o dönemde, kitaplarının baskı <strong>sayı</strong>sının bugüne göre kat kat<br />
fazla olduğunu sitemvari bir şekilde dile getirmişti. Kitaplarının ilk baskılarının birkaç gün içerisinde<br />
hemen tükendiğini, yeni baskıların peşi sıra geldiğini dile getiren şair, günümüz gençliğinin<br />
okumadığından şikâyetçi. Yine Azerbaycan’da şaire ve şiire verilen önemi onun anlattığı bir anıda<br />
daha güzel görmekteyiz. Vahabzade, lokantada yemek yedikten sonra hesabı ödemek için kasaya<br />
yaklaştığında, birkaç kez, lokanta sahipleri tarafından, ″Sizin hesabınız falan masada o<strong>turan</strong>lar<br />
tarafından ödendi.″ diye geri çevrilir. Buna benzer örneklerini daha da artırmak mümkündür.<br />
Sözün ve şiirin bu derece önem kazandığı, her düşüncenin şiirle dile getirildiği<br />
Azerbaycan’da; çocuğunu kaybeden bir annenin, düşman tarafından işgal edilen toprakların, gezilen<br />
görülen güzel bir yerin şiire konu olması, şairlerin dilinden mısralara dökülmesi, bu ülkede, çok sık<br />
karşılanan bir durumdur. Bu şiirlerde bazen Azerbaycan ve Türkiye arasındaki münasebetler, bazen<br />
iki ülke için önemli kabul edilen tarihi bir gün, şairlerin dilinden etkileyici ve duygusal bir dille ele<br />
alınır. Hadiselerin şiirleştiği Azerbaycan’da, kısaca her önemli mesele şiirle anlatılabilir. Nitekim<br />
İran’la Azerbaycan arasında çıkan anlaşmazlık sırasında Türk uçaklarının Bakü semalarında yapmış<br />
oldukları gösteriden etkilenen şairlerin, bu anı duygu dolu mısralarla ifade etmeleri gibi.<br />
2001 <strong>yıl</strong>ında Hazar deniziyle ilgili bir anlaşmazlıktan dolayı İran ve Azerbaycan arasında<br />
gergin anlar yaşanır. İki ülke bu sıkıntının ortaya çıktığı anlarda savaşın eşiğine gelir. Her geçen gün<br />
karşılıklı beyanatlarla ülkeler arasındaki gerilim hat safhaya ulaşır. Bu sıkıntının yaşandığı günlerde,<br />
Türkiye, Azerbaycan’ın yanında olduğunu göstermek için F-16 savaş uçaklarını Azerbaycan’a<br />
gönderir. Uçaklarımız, binlerce insanın toplandığı Azatlık Meydanı semalarında çizdikleri kalp<br />
resmiyle, Azerbaycan halkına, ″Endişe etmeyin, geçmişte olduğu gibi, bugün de sizlerin yanındayız.″<br />
mesajını verir. Bu gösteriyle, Azerbaycan’a ve Türkiye’ye karşı tavır alanlara en güzel şekilde cevap<br />
verilmiş olur. Sözünü ettiğimiz gelişmelerden sonra İran ve Azerbaycan arasındaki gerginlik sona<br />
erer.<br />
Tarihi günde, binlerce insan Türk uçaklarının Bakü’de yapmış oldukları gösterileri gözyaşları<br />
içerisinde izler. Birçok şair de unutulmaz günü şiirlerinde dile getirir. Halk, o gün, uçakların Bakü<br />
semalarında yapmış olduğu gösteriyle Türkiye’ye olan bağlılığını tazelerken, Azatlık Meydanı’na<br />
gelemeyen birçok insan, evde televizyonları başında, dostluk gününü göğüsleri kabararak, iç<br />
geçirmelerin peşi sıra geldiği anlarda yaşarlar. Gösteriyi izlemek için meydandaki yerini alan<br />
şairlerin, sevinç gözyaşları yanaklarından süzülürken içlerinden sökün edip gelen duygular mısralarla<br />
ebedileşir. Türk uçaklarının yapmış olduğu gösteri birçok şairin eserinde ölümsüzleşir.<br />
Bu şairlerden birisi de her vesile ile Türkiye’ye olan sevgisini dile getiren, Türkiye’yi kendi<br />
ülkesi kadar aziz tutan, ülkemizi kendi vatanı olarak kabul eden Bahtiyar Vahabzade’dir. Türk<br />
uçaklarının Bakü semalarında yapmış olduğu dostluk gösterisinden Vahabzade’nin göğsü kabarır,<br />
gözyaşlarına hâkim olamaz. Bir şiirinde bu güzel gündeki sürurunu ima ederek, Allah’a, ″Allah’ım!<br />
Beni Ağlatanda Böyle Ağlat″ diye seslenir. İçinden coşup gelen duygular, Vahabzade’yi ziyadesiyle<br />
* 30 *