turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
turan-sam yıl:1 sayı:3 yaz 2009
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
TURAN-SAM YIL:1 SAYI:3 YAZ <strong>2009</strong><br />
TURAN STRATEJİK ARAŞTIRMALARI MERKEZİ DERGİSİ<br />
www.<strong>turan</strong><strong>sam</strong>.org<br />
-Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve Türkiye arasında Birlik sözleşmesi (2, 143)<br />
1960 <strong>yıl</strong>ında ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin йени anayasası onaylandı. Kıbrıs anayasası, Kıbrıslı<br />
Rumların ve Kıbrıslı Türklerin eşit haklara sahip siyasi ortaklık prensibine dayanarak, Kıbrıs’ın her<br />
hangi bir devlete veya başka bir kuruma iltihakını yahut bunlarla ittifakını yasaklıyordu. Kıbrıs<br />
Cumhuriyeti’nin normal durumu 3 <strong>yıl</strong> kadar sürdü. 1963 <strong>yıl</strong>ından başlayarak, Kıbrıslı Rumlar,<br />
anayasanın bazı maddelerini ihlal etmeye başladılar. (2, 142) Aynı <strong>yıl</strong>ın Aralık ayından itibaren,<br />
Rum toplumunun başkanı Makarios’un başkanlığında Rumlar, enosisi destekleyerek, cumhuriyetin<br />
iki toplumlu özelliğini iptal ettiler ve neredeyse devlet kademelerinin tamamını ele geçirdiler. Ortaya<br />
çıkmış durumla ilgili olarak Makarios, Türklerle görüşmelere çaba göstererek uzlaşmaya çalışıyordu.<br />
Fakat olumlu yanıt alamadı. Bunun peşinden Kıbrıs Türkleri, 1 Ocak 1963 <strong>yıl</strong>ından itibaren yerel<br />
yönetimlerini oluşturduklarını açıkladılar. Bu tarihten itibaren iki toplum arasındaki ihtilafın boyutu<br />
daha da büyüdü. Rumlar Türklere karşı daha fazla zor kullanmaya başladılar. Başkent Lefkoşa’da<br />
onlarla Türk katledildi. (Rafik, 116) Olaylar gittikçe çığırından çıktı. Kıbrıslı Rumlar silah zoru ile<br />
tüm Türkleri devlet kademelerinden tamamen uzaklaştırmaya başladılar. Sonuçta Türkler adanın<br />
yüzde 3’lük bir bölümüne sıkıştırıldılar. (2, 142)<br />
BM Güvenlik Kurulu sorunun çözümü konusunda arabuluculuk görevini üstlendi. 1964<br />
<strong>yıl</strong>ında BM Barış Gücü adaya gönderildi. Barış Gücü Kıbrıs’ta durumu normalleştiremedi.<br />
Cumhurbaşkanı Makarios, 4 Nisan’da Kıbrıs adasında garantör devletlerin imzaladığı sözleşmenin<br />
Türklerle ilgili bazı maddelerini iptal etti. Aynı zamanda Sovyetler Birliği ve sosyalist<br />
cumhuriyetlere de çağrıda bulundu. (1, 116)<br />
Kıbrıs adasındaki Türk toplumunun durumunun daha da ağırlaşmasını önlemek amacıyla<br />
Türkiye Kıbrıs’taki olaylara müdahale etmek zorunda kaldı. Türkiye’nin Kıbrıs’a askeri çıkarma<br />
kararına, ABD aşırı tepki gösterdi. ABD başkanı Conson, Türkiye’nin başbakanı Bülent Ecevit’i<br />
konuyla ilgili görüşmelerde bulunmak maksadıyla Washington’a davet etti. Bülent Ecevit, Amerika<br />
gezisi sırasında yaptığı açıklamada, “Zürich-Londra” anlaşmasının bozulduğunu, bu yüzden<br />
Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak zorunda kaldığını belirtti. Bülent Ecevit’in<br />
Amerika gezisinden sonra ABD hükümeti, tavrını değiştirerek Türkiye’yi desteklediğini ve Kıbrıs<br />
sorununun çözümü konusunda inisiyatifi ele aldığını açıkladı. ABD-Türkiye görüşmeleri<br />
Cenevre’de, 10 Haziran 1964 <strong>yıl</strong>ından aynı <strong>yıl</strong>ın 1 Eylül’üne kadar devam etti. Görüşmeler<br />
sonucunda ABD’li bakanın adı ile bilinen “Açeson Planı” kabul edildi. Plana göre, Magosa’nın<br />
kuzeyindeki boğaz ile adanın kuzey sahillerindeki Akantu geçidini birleştiren hattın doğusundaki<br />
Karpes yarımadasının Türkiye’nin kontrolüne verilmesi düşünülüyordu. Yine bu plana göre adanın<br />
Rum kesiminde Türklerin sık yaşadığı bölgelerde, onlar en az kanton veya mahalli özerk bölge<br />
kurabilirlerdi. Bununla da Karpas yarımadası ve kantonlarla birlikte adanın yüze 25-30’luk kısmı<br />
Türklerin idaresine veriliyordu. Amerika’da görüşmelerin yapıldığı sırada durum tekrar kötüleşmeye<br />
başladı. Rumlar 8 ve 9 Ağustos’ta Türklere karşı katliam başlattılar. Adada bulunan Türk Silahlı<br />
Kuvvetleri de katliamı durdurmaya çalıştı. Cumhurbaşkanı Makarios Türk kuvvetlerinin yaptıklarına<br />
işaret ederek, Suriye, Mısır ve Sovyetler Birliği’nden yardım istedi. 9 Ağustos’ta Sovyetler Birliği<br />
Türkiye’yi askeri saldırganlıkla suçladı. (1, 117)<br />
Yunanistan’ın Kıbrıs olaylarına açık bir şekilde müdahalesi, 1964 <strong>yıl</strong>ından başlamıştır.<br />
Yunanistan Türkiye ile Kıbrıs sorununu görüşmeler yolu ile çözme isteğini açıkladıktan sonra adaya<br />
önce 5 bin, daha sonra 12 bin kadar asker sevketti. Bunu müteakiben Yunanistan sürpriz yaparak,<br />
Kıbrıs’ın Yunanistan’a iltihakının zaruri olduğunu açıkladı.<br />
Olayların keskinleşme eğiliminde olduğu bir dönemde Türkiye-Rusya ilişkilerinde<br />
beklenmedik bir yakınlaşma yaşandı. 30 Ekim–6 Kasım 1964 <strong>yıl</strong>ında Türkiye’nin dışişleri bakanı<br />
Feridun Cemal Еркин Moskova’ya gitti. Gezi sırasında Rusya-Türkiye arasında Kıbrıs konusunda<br />
beyanname imzalandı. Bu beyannamede taraflar, Kıbrıs’ta “iki milli toplum” arasındaki ilişkilerin<br />
normalleşmesi gerektiğini bildiriyorlardı. (1, 118) Adada olaylar aynı şekilde cereyan ediyordu. Bu<br />
durumda Kıbrıs Türk toplumu, 29 Aralık 1967 <strong>yıl</strong>ında Kıbrıs’ta Geçici Türk hükümetini kurdu.<br />
Kıbrıs sorununun kötüleşmesi, bu sorunun büyük devletlerin dış politikasında önemli yer<br />
edinmesine sebep oldu. BM genel sekreteri U Tan’ın arabuluculuğuyla, 2 Haziran 1968 <strong>yıl</strong>ında<br />
* 44 *