Enver Ziya Karal Osmanlı Tanzimat Dönemi indir - Tarihsuuru.com
Enver Ziya Karal Osmanlı Tanzimat Dönemi indir - Tarihsuuru.com
Enver Ziya Karal Osmanlı Tanzimat Dönemi indir - Tarihsuuru.com
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
istiklâlini sağladıkları Kırım'ı, bir de Yenikale ile Kireçburnu'nu aldıktan başka, ticaret<br />
gemileri için de Boğazlar'dan serbestçe geçiş hakkını kazandılar. 1784'te Kırım'ı resmî olarak<br />
Rus topraklarına ilhak ettikten (kattıktan) sonra Rusya, Grek projesini gerçekleştirmeyi kurdu.<br />
Bu projenin temel amacı, İstanbul ve Boğazlar üzerinde Rus nüfuzunu gerçekleştirmekti.<br />
Rusya'nın Avusturya ile birlikte <strong>Osmanlı</strong> Devleti'ne karşı bu maksatla 1787'de başlattığı harp,<br />
onu amacına yaklaştırmaktan uzak kaldı. Napolyon Bonapart'ın Mısır'a saldırışı (1798), Sen-<br />
Petersburg hükûmetine maksatlarına ulaşmak için başka yoldan yürümek fırsatını verdi.<br />
Ruslar, <strong>Osmanlı</strong> hükûmetine, Fransa'ya karşı ittifak teklif ettiler. 1799'da <strong>Osmanlı</strong>-Rus<br />
antlaşması bu teklif üzerine imzalandı. Rusya, ilk defa olarak, dost devlet sıfatıyla<br />
Boğazlar'dan her iki istikamette gemi geçirmek hakkını sekiz yıl için kazanmış oluyordu.<br />
Ruslar, <strong>Osmanlı</strong> İmparatorluğu'nu başka devletlerle paylaşmak veyahut onun yerinde bir Grek<br />
hükûmeti kurmaktan ise, padişahı himayelerine almanın daha uygun olacağını bundan böyle<br />
düşünmeye başladılar.<br />
1805'te yenilenen <strong>Osmanlı</strong>-Rus muahedesinde, Türkiye ve Rusya Karadeniz'i kapalı deniz<br />
olarak kabul ettiler. Kendi harp gemilerinden başka harp gemilerinin bu denize girmesi yasak<br />
idi. Bir düşman filosunun zorla girmesi halinde iki devlet kuvvetlerini bir ederek karşı<br />
koymayı üzerlerine alıyorlardı. Bundan başka, Rus harp gemilerinin Boğazlar'dan serbestçe<br />
geçmesi ve Bâb-ı âlî'nin gerektiği hallerde bu gemilere yardım etmesi kararlaştırılmıştı.<br />
1807'de başlayan <strong>Osmanlı</strong>-Rus harbi dolayısıyla bu muahede hükümsüz kaldı ise de, Yunan<br />
isyanlarının sebep olduğu 1828-1829 <strong>Osmanlı</strong>-Rus harbi sonunda imzalanan Edirne<br />
muahedesinde Ruslar, Boğazlar'dan ticaret gemileri için geçit haklarını tekit ettirdiler<br />
(güçlendirdiler). Hünkâr İskelesi antlaşmasıyla da Boğazlar'ın başka devletlerin harp<br />
gemilerine kapatılmasını sağladılar. Bu antlaşmanın hükmü, Londra Konferansı'na kadar hak<br />
bakımından yürürlükte kaldı.<br />
Fransa'nın Boğazlar'la ilgilenmesi, coğrafya durumundan başka, <strong>Osmanlı</strong> İmparatorluğu ile<br />
yüzyıllardan beri devam ettirdiği siyaset ve ekonomi münasebetlerinin yapısı, bir de<br />
XVIII'inci yüzyılda sömürge politikasında yer alan değişiklik sebebiyledir.<br />
Fransa, Akdeniz devletidir. <strong>Osmanlı</strong>larla XVI'ncı yüzyılda sağladığı dostluk sayesinde<br />
kapitülâsyonları elde etmiştir. Bunlar <strong>Osmanlı</strong> topraklarında ekonomi ve ticaret bakımından<br />
Fransızlara önemli çıkarlar sağlamakta idi. XVIII'inci yüzyılın ikinci yarısında, Amerika'daki<br />
sömürgelerini İngilizlere kaptırdıktan sonra Atlas denizinde egemenlik İngilizlerin eline<br />
geçmişti. Fransa, Atlas denizindeki kayıplarını telâfi etmek için Akdeniz'i bir Fransız gölü<br />
haline getirmek yolunu tuttu. Taleyran'ın hatıratında Akdeniz problemi şu satırlarda Fransa<br />
için manasını buluyor:<br />
''Akdeniz tamamen bir Fransız gölü olmalıdır. Ticaretini biz yapmalıyız. Bizim projelerimizi<br />
kendilerine mal edinmek isteyenleri Akdeniz'den uzaklaştırmalıyız.''<br />
Kampoformiyo muahedesinden (1797) sonra, Venedik Cumhuriyeti topraklarının Avusturya<br />
ile Fransa arasında paylaşılması, Fransızların Yedi Yunan adalarına yerleşmeleri, hatta Mısır'ı<br />
istilâ etmek teşebbüsünde (girişiminde) bulunmaları, Akdeniz'i Fransız gölü yapmak yolunda<br />
atılmış kuvvetli adımlardır. Fakat Fransa'nın Akdeniz'i egemenliği altına alması isteği,<br />
Rusya'nın Karadeniz'i Rus gölü haline getirmek, Boğazlar'ı ele geçirerek Doğu Akdeniz'e<br />
sahip olmak ihtirasları ile çarpışıyordu. Çar Aleksandr, Erfurt'ta, <strong>Osmanlı</strong> İmparatorluğu<br />
topraklarının paylaşılmasını Napolyon Bonapart ile söyleşirken İstanbul'un ve Boğazlar'ın<br />
Rusya'ya bırakılmasını istemişti. Napolyon bu isteğe, ''İstanbul tek başına imparatorluğa<br />
değer'' ve ''Marsilya'nın yolu Boğazlar'dan geçer'' sözleriyle Rusya'nın ihtiraslarına set çekti.<br />
Bundan sonra, İstanbul ve Boğazlar'a karşı yönetilen her Rus hareketi, karşısında Fransa'yı,<br />
Doğu Akdeniz'e yayılmak istidadında olan her Fransız çalışması da karşısında Rusya'yı buldu.<br />
İstanbul ve Boğazlar'la bu kadar yakından ilgili olan yalnız Rusya ile Fransa değildi, İngiltere<br />
de vardı.