09.02.2013 Views

Enver Ziya Karal Osmanlı Tanzimat Dönemi indir - Tarihsuuru.com

Enver Ziya Karal Osmanlı Tanzimat Dönemi indir - Tarihsuuru.com

Enver Ziya Karal Osmanlı Tanzimat Dönemi indir - Tarihsuuru.com

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

savunmaya elverişli bir duruma koyduktan sonra Tuna'nın sağ kıyısına kuvvetlerini çekti. Bu<br />

suretle düşmanın saldırış plânı önlenmiş oldu. <strong>Osmanlı</strong> ordusunun bu hareketlerde gösterdiği<br />

başarı, yeni düzenin değeri hakkında sağlam bir fikir vermektedir. Yeniçeri ordusunun<br />

başıboşluğundan ve düzensizliğinden, kötü hatıralardan başka bir şey kalmamıştı.<br />

Anadolu yakasında Türklerle Ruslar arasındaki harp değişik hâller gösteriyordu. Başlangıçta<br />

Türk ordusu bazı başarılar sağlamaya muvaffak oldu ise de, sonradan Rus baskısı karşısında<br />

Arpaçay'ın gerisine çekilmek zorunda kaldı. Rumeli'de ve Anadolu'da kazanılan başarılar,<br />

imparatorluk umumî efkârı üzerine çok iyi bir tesir bıraktı. Abdülmecit'e ''Gazi''lik unvanı<br />

verildi. Padişah bir aralık ordunun başına geçmek arzusunu bile göstererek, karargâhını<br />

Edirne'de kuracağını ilân etti. Türk ordularının kazandığı başarıların uyandırdığı sevinç ve<br />

heyecan çok sürmedi. Karadeniz'deki Türk donanmasının Ruslar tarafından yakıldığı haberi<br />

İstanbul'a gelince, yürekleri endişe ve telâş kapladı.<br />

Kasım ayının son günlerinde yedi fregat, üç korvet ve iki buharla işleyen vapurdan kurulan bir<br />

Türk filosu Batum'daki Türk kuvvetlerine erzak ve mühimmat götürmek üzere Karadeniz<br />

Boğazı'ndan çıkmıştı. Filonun fırtınaya tutulması üzerine Osman Paşa Sinop'a sığınma emrini<br />

verdi. Kasımın yirmi yedinci günü Visamiral Nahimoff'un komutasında sekiz saf harp<br />

gemisiyle iki fregat ve iki buharla işleyen gemiden kurulan bir Rus filosu, Sinop ufuklarında<br />

göründü. Ruslar, Türk filosunun harbi kabul etmeyerek teslim olacağını sandılar. Hâlbuki<br />

Osman Paşa, kuvvetinin azlığına rağmen, muharebeyi kabul etti. Birkaç saat içinde Türk<br />

gemileri yok edildi. İki fregat havaya uçuruldu. Diğerleri de batırıldı veya yandı. Limanı<br />

korumak için vazifelendirilmiş olan bataryalardan biri müstesna, diğerleri tahrip edildi.<br />

Ruslar, Sinop İslâm mahallesini ateşe verdikleri gibi, felâketten kurtulmak için su üstünde<br />

bocalayan er ve subayları da yağlı paçavra atarak yaktılar.<br />

Visamiral Nahimoff, üstün kuvvetleri sayesinde tam ve kesin bir zafer kazanmış oluyordu.<br />

Muharebenin başlamasından önce, Osman Paşa tarafından İstanbul'a gönderilen Taif vapuru<br />

ufuktan gördüğü felâketin havadisini İstanbul halkına getirdi. Sinop felâketi İstanbul'da büyük<br />

telâş ve heyecan uyandırdı. Hükûmet, olayı kader ve kısmetin bir tecellisi olarak saydığı için,<br />

felâketten kimseyi mesul tutmadı. Muharebe esnasında gemilerini bırakıp kaçan kaptanlar tam<br />

maaşla bir müddet istirahat ettikten sonra, tekrar vazifeye alındılar. Sinop'un bombardımanı<br />

esnasında şehirden kaçan vali de daha ehemmiyetli bir yere atandı.<br />

Sinop felâketinden önemli politika neticeleri doğdu. İngiliz elçisi Stratford Redcliff olayı<br />

öğrendiği vakit, ''Tanrı'ya şükürler olsun harp başlıyor'' demişti. Elçi, İngiltere ve Fransa'nın<br />

Rusya'ya karşı harbe girmesini çoktan beri istemekte idi.<br />

Sinop felâketi, Fransa ile İngiltere'ye, Rusya'nın Karadeniz'deki kuvvetini anlamaları için bir<br />

işaret vazifesini gördü. Artık İstanbul ile Boğazlar'ın tehdit altında bulunduğu yolunda<br />

kimsede şüphe kalmamıştı. Türk-Rus anlaşmazlığı bir defa daha Boğazlar yüzünden bir<br />

Avrupa problemi hâline geldi. İngiltere'de ve Fransa'da basın, harp lehinde yazmaya başladı.<br />

Fransız ve İngiliz hükûmetleri, daha Ekim ayında, Çar anlaşmaya yanaşmazsa Türklere<br />

yardım edeceklerini vaat etmişlerdi. Nitekim, bir müddet sonra İngiliz ve Fransız<br />

donanmaları, sözde padişahı başkentinde bir isyana karşı korumak fakat, gerçekte Boğazlar'ın<br />

savunmasına iştirak etmek için, Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul önlerine gelmişlerdi.<br />

Bâb-ı âlî ile Fransa ve İngiltere hükûmetleri arasında henüz bir ittifak olmadığı için, halk bu<br />

filoların padişah tarafından kiralandığını sanmakta ve Rusya'ya karşı girişilen harpte muzaffer<br />

olunacağına inanmakta idi. Rus Çarı, İngiliz ve Fransız donanmalarının Çanakkale Boğazı'nı<br />

geçmelerini protesto etti. Avusturya ve Prusya, 1841 Boğazlar antlaşmasını imzalamış<br />

olmalarına rağmen, kendilerini bu problemde Rusya kadar ilgili görmedikleri için seslerini<br />

çıkarmadılar. Sinop felâketinden sonra Kraliçe Viktorya ile Napolyon III, <strong>Osmanlı</strong><br />

İmparatorluğu ile Rusya arasında bulunan anlaşmazlığı çözmek için tavassut (aracılık) teklif<br />

ettiler. Çar Nikola reddetti. Bunun üzerine Londra ve Paris kabineleri, Rusya'ya bir ültimatom<br />

verdiler. Bunda, Eflâk ve Buğdan'ın derhâl boşaltılmasını, <strong>Osmanlı</strong> İmparatorluğu'nun mülk

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!