05.05.2016 Views

HAZAR WORLD - SAYI 42 - MAYIS 2016

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

www.hazarworld.com<br />

AYHAN GÜCÜYENER<br />

HASEN DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK<br />

MERKEZI<br />

Küreselleşme olgusunun, iktisadi<br />

dengeleri ve uluslararası ilişkileri<br />

şekillendirdiği günümüz<br />

dünyasında, karşılıklı bağımlılık<br />

prensibi ve bölgesel ekonomik entegrasyon<br />

stratejisi birçok devletin uzun vadeli<br />

planları içinde. Çin Devlet Başkanı<br />

Xi Jinping’in, 2013’ün sonbaharında,<br />

Kazakistan’da açıkladığı devasa Tek Kuşak<br />

Tek Yol (One Belt, One Route) girişimi de<br />

bu stratejinin en güzel örneklerinden. Başta<br />

enerji nakil hatları ve ulaştırma ağları gibi<br />

büyük altyapı projeleri vasıtasıyla “İpek<br />

Yolu’nu Yeniden Canlandırma” ve Asya,<br />

Avrupa, Afrika’yı denizyolu üzerinden<br />

birbirine bağlama stratejisini ortaya<br />

koyan Çin, daha proaktif bir ekonomi<br />

diplomasisiyle 65 farklı ülkeden 4,4 milyar<br />

insana hitap etmeyi hedefliyor. 1<br />

Uluslararası siyasi iktisatta, kompleks<br />

karşılıklı bağımlılık ilkesi çerçevesinde,<br />

tüm aktörler için “kazan-kazan” etkisi<br />

yaratma iddiasında olan Çin, bu girişimiyle<br />

elbette bir yandan da jeostratejik ağırlığını<br />

kuvvetlendirme ve Çinli firmaların<br />

küresel ekonomideki pozisyonlarını<br />

sağlamlaştırmayı hedefliyor. Bununla<br />

beraber, bugüne kadar ortaya atılan<br />

en geniş çaplı altyapı yatırımlarından<br />

biri olarak görülebilecek proje için, Çin<br />

bütçesinden 40 milyar dolar gibi devasa bir<br />

miktar ayrıldı.<br />

Bugüne dek büyük ölçüde iktisadi ve<br />

jeostratejik boyutlarıyla incelenen bu<br />

girişimi analiz ederken, yatırımların<br />

sürekliliği için önem arz eden bir başka<br />

noktayı da mutlaka hesaba katmak gerekli:<br />

Güvenlik. Bu çerçevede, geniş çaplı enerji<br />

ve ulaştırma projelerinden bahsediyorsak,<br />

“kritik altyapı güvenliği”, kuşkusuz<br />

denkleme dâhil edilmesi gereken bir unsur.<br />

Bir başka deyişle, söz konusu devasa proje<br />

hayata geçirilirken, güvenliğe ilişkin risk<br />

değerlendirmelerinin muhakkak proaktif<br />

bir yaklaşımla ele alınmış olması gerekiyor.<br />

BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIM ŞART<br />

Her ne kadar literatürde fikir birliğine ve<br />

evrensel bir tanıma ulaşılamamış olsa da,<br />

kritik altyapılar, insan vücudundaki kan<br />

damarlarına benzer şekilde, işlevlerinde<br />

herhangi bir aksama ya da bozulma olması<br />

durumunda sosyal ve ekonomik yaşamın<br />

ciddi zarar görebileceği fiziksel mekânlar,<br />

sistemler veya organizasyonlar olarak<br />

1 Clingeldael, “One Belt-One Route: An Opportunity for<br />

the EU’s Security Strategy”, Aralık, 2015<br />

tanımlanıyor. Bu çerçevede, enerji üretim,<br />

iletim ve nakil hatlarının ve ulaştırma<br />

ağlarının bu sistemin en önde gelen<br />

aktörleri olduğu söylenebilir.<br />

Bununla beraber, günümüzün değişen ve<br />

giderek sofistike hale gelen tehdit ve risk<br />

koşullarında, yalnızca fiziksel güvenlikten<br />

bahsetmek neredeyse imkansız, hatta<br />

hatalı bir tutum haline geldi. Bir başka<br />

deyişle, “nesnelerin interneti” dönemini<br />

yaşadığımız günümüzde, “siber güvenlik”<br />

kritik altyapılar için hayati bir önem taşıyor.<br />

Bu çerçevede fiziksel ve siber güvenliği<br />

birbirinden ayrı düşünmeksizin bütüncül<br />

bir güvenlik yönetimi yaklaşımının inşa<br />

edilmesi gerekiyor. Öte yandan, Çin’in Tek<br />

Kuşak Tek Yol girişiminde olduğu gibi,<br />

söz konusu sınır aşan ve birçok ülkenin<br />

güvenlik ve refahını eş zamanlı ilgilendiren<br />

projeler olduğu zaman “karşılıklı<br />

bağımlılık” unsuru, tehdit ve risk öğelerini<br />

çok daha gelişmiş ve karmaşık bir hale<br />

getiriyor.<br />

Fiziksel güvenlik dendiğinde akla ilk<br />

gelen unsur, enerji ve ulaştırma ağlarının<br />

terörizm, sabotaj, Vandalizm gibi<br />

aktivitelere karşı korunması. Ancak, yakın<br />

geçmiş kısaca bir gözden geçirildiğinde<br />

hem enerji hem de ulaştırma altyapılarının<br />

sıklıkla fiziksel saldırılara hedef olduğu<br />

gözlemlenebiliyor. Enerji hatları, özellikle<br />

petrol ve doğal gaz boru hatlarına<br />

yönelik fiziksel saldırıların genellikle<br />

Kolombiya, Irak, Nijerya gibi hidrokarbon<br />

kaynaklarına sahip ülkelerde yoğunlaştığı<br />

biliniyor.<br />

Bununla beraber, START’ın 2015<br />

tarihli araştırma raporunda 2010-2014<br />

periyodunda, Pakistan’da enerji sektörüne<br />

yönelik kaydedilen 439 fiziksel saldırıyla<br />

ülkenin Yemen ve Kolombiya’yı geçerek<br />

ilk sıraya yerleştiği görülüyor. Bununla<br />

beraber, bu noktada Pakistan’ın, Tek<br />

Kuşak Tek Yol projesinde önemli bir<br />

ortak olduğu ve Çin-Pakistan Ekonomik<br />

Koridoru Projesi’nin 2013’te 1,65 milyar<br />

dolar fon aldığı ayrıntısını göz ardı<br />

etmemek gerekiyor. Enerji altyapılarına<br />

benzer şekilde ulaştırma ağları da sıklıkla<br />

fiziksel saldırıların hedefi haline gelebiliyor<br />

ve sonuçlar da sadece ekonomik açıdan<br />

yıkıcı olmuyor. En çarpıcı ve vahim<br />

örneklerden biri olarak, 2006’da Hindistan<br />

Bombay’da demiryolunu hedef almış<br />

saldırı, 209 insanın hayatını kaybetmesiyle<br />

sonuçlanmıştı.<br />

Enerji ve ulaştırma altyapılarını hedef<br />

alarak, fiziksel tahribata yol açmak için<br />

<strong>HAZAR</strong> <strong>WORLD</strong><br />

39

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!