08.09.2015 Views

Kitap Tanıtan Kitap (2)

Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net

Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Kitap</strong> tanıtan kitap (2)<br />

* * *<br />

“Bu Ülke tohum, Mağaradakiler ağaç…”<br />

“Giriş”te Eflatun’un Devlet’inden yapılan iktibasla, “Mağaradakiler” ile neyin kast edildiğinin ipuçlarını<br />

vererek başlar eser: “Dışarıdan biri konuştu mu, esirler gölgelerin konuştuğunu sanır, öyle değil mi?<br />

Kısaca, onlar için tek gerçek var: Gölgeler.”<br />

Ömrü boyunca hakikati kendine mes’ele edinmiş olan Cemil Meriç, duvarları hayaletlerle süslü bir<br />

mağarada yaşadığımızı ve gerçeğin bambaşka bir dünyada cereyan ediyor olabileceği tahayyülünden<br />

hareketle; enteleküalitenin, entelektüelin, entelektüalizm, entelijansiyanın izini sürer kitap boyunca:<br />

Batı’da, Doğu’da ve arada kalmış fikir coğrafyasında dolaşır sürekli. “Entelektüel kimdir? Aydın sınıf<br />

neyin peşindedir? Entelijansiya dünyaya ne verebilir? Anarşi ile ayaklanma nerede birleşir, nerede<br />

ayrılır? Hürriyet fikri, Tanzimat’ta nasıl bir anlamla yüklüydü? Terakki, bir yol değil de put mudur?”…<br />

gibi yanıtı malûm olan, olmayan bir çok mevzûya el atar; biraz dağınık, biraz uzak, biraz kırıklarla dolu<br />

ama hep şiirsel, çekici ve kuşatıcı üslûbuyla.<br />

Kendisi de bunun farkında olduğu için; “Bu Ülke tohum, Mağaradakiler ağaç. Bu Ülke’deki tohumların<br />

henüz hepsi ağaçlaşmadı… Mağaradakiler; çarpık, güdük ve yerine oturmamış düşüncemizin<br />

kurşunkalemle çizilmiş bir taslağı… Belki sevimli değil ama dürüst bir kitap.” der sonraları.<br />

* * *<br />

“İnsanlık aynı sefil putlara tapan bir şaşkınlar kafilesi…”<br />

“…Hakikatte mağaranın içi de dışı da bir. 150 Yıldır bir gölgeler aleminde yaşıyoruz. <strong>Kitap</strong>, kendi<br />

insanından kopan aydının trajedisi. Amacı yeraltı mağarasına bir parça aydınlık getirmek…” diyerek<br />

mağaranın dışında Avrupa ve Rusya’yı içindeyse Türkiye’yi tasvir eden ve düşünce kiliselerini<br />

reddeden Meriç, ayrıca; sofistlerden rahiplere, kapitalizmden sosyalizme, liberalizmden anarşizme,<br />

nevrozdan nihlizme, Marx’tan Ali Sûavi’ye… bir çok ismin, olgunun ve kavramın yanından yahut<br />

içinden geçirdiği okuyucuyu nefes aldırmaksızın gezdirir hakikat deryasında. Bunu, hiçbir isme/cisme<br />

kalıpçı ve teorik sıkıcılıkla yaklaşmadan; her şeyi gördüğü kadarıyla, yüceltmeden, alçaltmadan,<br />

“namuslu bir aydına yakıştığı gibi” “uzak”tan temas ederek yapar.<br />

Tenkid ve yorumlarında takındığı hakikatçi, âdil ve hakşinas tavrı nedeniyle bir çerçeveye<br />

sığdırılamadığı ve belirli bir gözlüğün ardından bakmadığı için (gönüllerden olamasa da)<br />

“yörüngeler”den dışlanmış olan Cemil Meriç; her kitabında olduğu gibi (bence en doyumsuz eseri<br />

olan) Mağaradakiler’de de yine aynı yolda ilerler: Kavramları incelikle seçip, tanımları kendine has<br />

kılar, nitelemeleri âdilce belirleyerek, metodunu karşıtlıklar üstüne kurar ve doğal olarak “hakikati,”<br />

arzuladığı oranda en sarih bir tarzla ortaya koyar. Tüm bunlarla Meriç; tarihte, olaylarda ve kitaplarda<br />

dolaşırken sadece hulâsa mı ediyor? Elbette ki hayır!<br />

“Mutlular pek mütecessis olmazlar” diyen Meriç, durmaksızın soruyor, sorguluyor, fikir bombasının<br />

pimini çekip satırların arasına bırakıveriyor: “Meçhûlün fethi, mâziye bağlı olanları rahatsız eder. Her<br />

tecessüs tehlikelidir…”<br />

“Ne gülüyorsun? Anlattığım senin hikayen…”<br />

www.derindusunce.org<br />

Fikir Platformu<br />

102

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!