Kitap Tanıtan Kitap (2)
Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net
Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Kitap</strong> tanıtan kitap (2)<br />
Esasen doğru gibi gözükse de C. Meriç bu sınıflandırmayı pek tatminkâr bulmuyor, bana da doğru bir<br />
vurgu gibi geliyor Meriç’in değerlendirmesi. Çünkü tenkitçiliği, geniş düşünceyi (diyalektik) ve<br />
hürriyetçiliği sadece liberaller ve liberalizme has bir olgu olarak düşünmek yanlışı bize daha baştan<br />
sunuluyor.<br />
”Schills’e göre entelektüel faaliyet iki merhalede tecelli eder: 1. Mevcut bilgilerin fethi (tekrarlama)<br />
2. Mevcut bilgilerin aşılması için yapılan çalışmalar(yaratma) yani gelenek ve yaratıcılık.” (syf.23)<br />
C. Meriç “Hülasa edersek” başlığı altında gösterdiği onlarca tarifin altında her çağ, ideoloji, ülke ve<br />
sınıfın bu kavramı başka başka yaklaşımlarla kullandığını belirterek tekrar sağ-sol cephesinden<br />
yaklaşmaya çalışıyor;<br />
“Sağ entelektüel çoban köpeğidir. Esasen entelektüelin sağı olmaz. Entelektüel yükselen bir sınıfın<br />
şuurudur yani devrimcidir. Ayırıcı vasfı: Tenkit. ”<br />
Devamında da; “Şöyle taslak çizmek kabil: 1.Entelektüel zamanının irfanına sahip olacaktır, ülkesinin<br />
dilini, edebiyatını tarihini bilecek, dünyadaki belli başlı düşünce akımlarına yabancı olmayacaktır. 2.<br />
Peşin hükümlere iltifat etmeyecek, olayları kendi kafasıyla inceleyip değerlendirebilecektir” (syf.24)<br />
Elbette onca tarifte bu iki temel anlam ve tenkitçilik vasfı var, esasen sağlam bir tabir denilebilir.<br />
<strong>Kitap</strong>ta bir devrin gerçek entelektüelleri olarak kabul edilen sofistlere dair Meriç’in ilginç bir sözü var,<br />
sofistlerin oportünizmle çökmeye yüz tutmuş eğilimleri değil gelecek vadeden fikirleri savunduklarını<br />
belirtiyor. Yani para karşılığı birilerine (öğrencilerine) yaptıkları hitaplarda onları coşturmak niyetiyle<br />
hareket ettiklerini belirtiyor.<br />
“Meçhulün fethi maziye bağlı olanları rahatsız eder, her tecessüs tehlikelidir.” (syf.26)<br />
“Masal deyip geçmeyelim. İnsan, kaba kuvvetin hükümran olduğu bir devirde hayata katlanmak için<br />
bambaşka bir dünyanın varlığına inanmak zorundadır.” (syf. 32)<br />
Burada C. Meriç ister istemez üç olguya işaret ediyor; sanat, ütopya ve dinin insansal yaratımlarının<br />
ne kadar gerekli ve mecburi olduğunu masal gerçeği üzerinden aktarıyor. Üstelik bu üç olgu da<br />
toplumsal sınıflandırmalarda orta sınıfa/tabakaya ait birer yarattım/oluşum. Bir sonraki sayfada<br />
Sartre’ın “rahip beyle köylü arasında aracıdır. Görevi: Sınıf tezatlarını gizlemek.” sözüne de yer veriyor<br />
ve aklındaki kurdu sofraya atıveriyor. Yani sanatın amacı ne olursa olsun alt ve üst sınıfın arasına<br />
sıkışmış kişilerin afyo(n)lanması. İfadelere göre aynı şey din ve ütopyacılık için de geçerli.<br />
“…düşünmek bu iki zümre arasında (mutlular ve sömürülenler) sıkışıp kalanların işidir.” (syf.38)<br />
Burjuva ideolojisi ile intelijansya arasındaki ilişkiye de bana kalırsa doğru bir yönden yaklaşmış Meriç<br />
ve devrimci burjuvanın son kuşağının yani 18.yy. burjuvazisinin ideolojisini bilimsel araştırmanın<br />
prensiplerinden doğurduğunu/oluşturduğunu belirterek günümüz burjuvazisinin (ki hiç de devrimci<br />
değil, çünkü ilerici değil) bugünkü intelijansyasının bilgi ve metoduna ters düştüğünü gösteriyor.<br />
Entelektüalizm ve orta sınıf ilişkisi…<br />
“<strong>Kitap</strong>la hayat, nazari bilgi ile günlük rutin arasındaki uçurum doldurulmadıkça tefekkür iki kutuptan<br />
birine yönelecektir: Ütopya veya beyin yıkama(ideoloji.)” (syf.39)<br />
www.derindusunce.org<br />
Fikir Platformu<br />
24