Kitap Tanıtan Kitap (2)
Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net
Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Kitap</strong> tanıtan kitap (2)<br />
Yazılır mıydı kelimeler üstüne kelimeler yeniden ve yeniden.<br />
Gidersem orada, annem ve babam karşılar mı beni, yorgun düştüğümde orada, uyuyakaldığımda,<br />
uyanma vaktim gelince, uyandırır mı birileri? Garip, yorulmak yokmuş orada, ya uyku? Uyku da mı<br />
yok?<br />
Hep uyandırıldığım eski kentte, uyanmadığın an dediklerinin aslında uyandırılma olduğunu anlatabilir<br />
miyim? Anlatabilir miyim uyanmadığın an değildir ölüm, ölüm uyandığın andır diye. Bilmem.<br />
Bütün mutlulukları ‘habersiz olmak’ olanlara, düşünmeyenlere, çeşmesiz kalan ve susuzluktan<br />
çatlayan yolculuğumun, sevda sözlerinin aldatışından farklı ama başka bir sevda yolculuğu olduğunu<br />
ve bunu anlatacak kelime bulmada zorlandığımı anlatabilir miyim?<br />
Parçalarımı bıraktığım sizlerden toplama günü geldiğinde, her bir parçam İbrahim’e sunulan kuşun<br />
parçaları gibi birleştirildiğinde, hazını ve lezzetini sunan dünyanın özlemi içimi sardığında, bu<br />
birleşmenin vakti yeniden geldiğinde, yani meydana çağrıldığımda, nadi borusunu öttürdüğünde, ses<br />
beni uyandırdığında, annemin kalk, uyan diyen sesini başka bir ses aldığında, yani meydana<br />
yürüdüğümde… Buluşmak ister miyim, geride bıraktıklarımla, önden gidenlerle?<br />
Bir buluşmayı neden arzulamayayım bir daha? Neden bir daha susamayayım baba, anne, kardeş<br />
yüzüne. Ölmek, ağacın yaprağının dökülmesi midir? Çiçeğin düşmesi midir? Ağacın kökü ne olmuştur?<br />
Yemiş ve tohum hangi dünyadadır? Bütün iş, öldükten sonra bile ülküyü yitirmemekte; nasıl, akşam<br />
uyurken sabah kalkıp sürüyü çobana götüreceksin, bunu biliyorsun çocukken, böyle bir ülkün var<br />
senin.<br />
Sen bundan bir fayda umuyorsun. Veya anne, baba korkusu ve sevgisiyle bunu yapıyorsun. Onun gibi<br />
ölürken de uyanış ülküsünü kaybetmemişsen, “diriliş”ten haberliysen, ta meydana çağrılacağın ana<br />
kadar, hep uyanacaksın, hep uyandırılacaksın. Hatta ölüm, bu çağrışın ilk anı, ilk pıhtısı, kabuğun ilk<br />
delinişi… İlk yargı türküsü. İlk fizikötesi çene.[2]<br />
Kuru dalım akıntının içinde; çiçeğim ve yapraklarım ölmeden evvel döküldü, ölüm kuruyan dalımın<br />
parça parça suya akması. Sudan toprağa. Kelimelerim tohum ve yemişim. Kökü buraya ait olmayan.<br />
Burada saçtığım orada ellerimde olur mu peki? Yeşillenir miyim, renklenir miyim çiçek çiçek, yaprak<br />
yaprak, dal dal yeniden?<br />
Sabah uyandığımda, ölümün sabahına uyandığımda, sürümü, parçalarımı, kelimelerimi alıp<br />
götüreceğim. Götürmek isteyeceğim aslında, kimi benimle kalırken, kimi daha geç ulaşacak bana.<br />
Ama ulaşacak bir gün, günün gün olmadığı bir gün. Vaktin vakt olmadığı. Ânın ân olmadığı…<br />
Her gün uyandım yeniden, yeniden, son uyanışımda Kentlerin kentinin meydanına akarken -ilk anım,<br />
ilk pıhtım, kabuğumun ilk delinişiyle-, başka bir göz, başka bir el, başka bir ayak…la adım atacağım.<br />
Selâm yurdunda olursam, selâm, diyeceğim; olmazsam inleyeceğim. Tıpkı ney gibi inleyeceğim, hala<br />
kavuşamamış olmanın derdiyle ve ıstırabıyla…<br />
Kavuşmanın hayalinde yüreğim, çünkü…<br />
www.derindusunce.org<br />
Fikir Platformu<br />
118