Kitap Tanıtan Kitap (2)
Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net
Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>Kitap</strong> tanıtan kitap (2)<br />
Cemil Meriç, tarihin daha renkli bir dünya yaratmak için vesile olduğunu söyler ve “Yaşayanlara<br />
kasvetli gelen bir çağ, daha sonraki nesiller için serüvenlerle dolu bir dünyadır.”[3] diye ekler. O<br />
döneme ait her şey, her türlü yaşantı, dil, mekân, estetik, konuşma… romanın içinde olmalıdır.<br />
Elbette yazar “geçmişi bugüne getirecektir” ama “geçmişi bugünün gözüyle değil; o günlerin gözüyle,<br />
o günlerin havasıyla verecektir.”[4] Tarihsel romanın baskın özelliği “kişileri, tip ve karakterleri çağına<br />
yerleştirmektir. Bu da tarihsel roman yazarının anlattığı çağın duyarlığını yakalamasına ve yaşantısına<br />
girmesine bağlıdır.”[5]<br />
Semih Gümüş “Roman sanatı için tarihin anlamı nedir?”[6] sorusunu sorar ve Tarihi romanı açıklamak<br />
için tarih ile tarihçi ve tarih ile romancı arasındaki ilişkiden bahseder. Bu ilişkiyi dört unsura ayırır. ”<br />
Romancı; roman tarafından değerlendirilen görece bağımsız tarihsel olgular; roman sanatının yazınsal<br />
gerçekliği ve yaratın sürecinin etkin unsurları; romancı ve tarih ile roman sanatı ve tarihsel olgular<br />
arasında -birincilerin kazanacağı- eşitsiz ilişki.”[7] Semih Gümüş, tarihsel olguların tarihsel romanda<br />
yeniden kurulduğunu, düzenlendiğini ve biçimlendiğini ve biçimlenirken kurmaca anlatının bütüncü<br />
bir tarihsel imgeye dönüştüğünü, yani tarihsel dönemin romanın yazınsal gerçekliğine izdüşen bir<br />
imgesine dönüştüğünü belirtir. Çünkü tarihsel olgular, tarihsel roman içinde yeniden kurulur ve<br />
romanın dili de tarihsel retorikten apayrı bir dil kullanarak yeni bir tarih tasarımının/yorumunun<br />
ortaya çıkmasına neden olur. Tarihin kendisine benzemeyen bu yeni bilgi, tarihin öznelliğinden daha<br />
fazla nesnel bir tavrın ürünü olacaktır. Kurmaca yapıt, kazanan/kaybeden tarafın görüşünü değil,<br />
önyargılardan bağımsız, yaratıcı bir tutumla, bir tarafın bilimsel düzeyde verilen bilgilerine rağmen,<br />
bireyin, vicdanın öyküsünü anlatacaktır. Gümüş’ün tarihsel romanın nesnelliği konusundaki görüşü<br />
elbette tartışmaya açıktır ama şu unutulmamalıdır: Tarihi bir roman, tarihin herhangi bir dönemine<br />
ait bir dilenciyi de anlatsa, o kişinin ardında o dönemi ‘farklı’, ‘kişiye ait’ ve ‘tarihin önemsemediğini<br />
önemseyen’ yeni bir bakış açısıyla değerlendirme imkânı doğar ki bu da tarihin yapamayacağı bir<br />
şeydir. Şu da denebilir, belki de roman, tarihin bilgi tarafı değil, insani tarafıdır.<br />
Öyleyse tarihi romanda tutarlılık ve kesinlik aramak, ya da ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu diye bir<br />
nicel değerlendirmeye gitmek çok da anlamlı değildir. Anlattıkları gerçeklere mümkün olduğunca<br />
sadık bir tarihi roman da yazsa yazar, adı üstünde yazdığı romandır ve romanın da<br />
kurgu/fiction/kurmaca olduğu asla unutulmamalıdır.<br />
Romanın İncelemesi:<br />
Şah İsmail, Kamber Can’ın; Yavuz Sultan Selim, Hüseyin’in gözlerinden(Çaldıran Savaşı’na değin/altta<br />
değinilecektir), kahraman anlatıcı bakış açısıyla sunulmuştur. Roman, Sünniliği ya da<br />
Rafiziliği/Kızılbaşlığı değil, sultan ve şah olma iddiasında olan ve bu yolda yürüyen iki insanın<br />
güttükleri siyasetin, teb’ada/halkta/toplumda nasıl yankılanıp sosyal/toplumsal<br />
değişime/dönüşüme/ayrıma neden olduğunu vurgulamaktadır. Kardeşlik olgusu Selim’in yanındaki<br />
Hüseyin’le, İsmail’in yanındaki -Hüseyin’in ikiz kardeşi- Aka Hasan’la -özellikle- belirtilerek, özelden<br />
genele/topluma yayılan kardeşlikten düşmanlığa ilerleyen ilişkinin tarafsız tespiti yapılmıştır.<br />
Hüseyin’le Hasan’a düşen yazgıda, kardeş ama düşman olma durumu, bu düşmanlığı ve ardından<br />
gelen savaşı engelleyememe, içinde oldukları sistemin onları birbirinin uzağına düşürmesi, ikilemleri,<br />
birbirlerini severken bir savaşın içinde kan dökmek üzere karşı karşıya gelmeleri toplumun<br />
sürüklendiği siyasi kararlardaki edilgen ama seçime bir şekilde taraf olma tutumunu açıklamaktadır.<br />
Hatta kimi insanlardaki ganimet, mal, makam hırsının bu ayrılığı daha da belirginleştiren unsurlar<br />
olduğu tespiti de yapılarak, bu bölünmenin sadece taht kavgası olmadığı da objektif bir şekilde<br />
kahramanların gözlemlerinden aktarılmaktadır.<br />
www.derindusunce.org<br />
Fikir Platformu<br />
169