Kitap Tanıtan Kitap (2)
Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net
Kitap Tanıtan Kitap (2) - Blogdan.Net
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Kitap</strong> tanıtan kitap (2)<br />
öğretmen olarak Anadolu’ya gider. Işık, gidişinin yedinci yılında Suaytan’dan af dilemek için döner<br />
ama onu Giz’le evlenmiş ve bir çocuk annesi olarak bulur. Dünyası yıkılan Işık, çantasını kaptırdığı<br />
deniz kenarında hıçkırarak ölümü düşünür.(Çantayı çalan yine Eyüp’tür.) Gidişinden on bir yıl sonra<br />
dönen Nursu da İstanbul’la evlilik hazırlığına başlar. Tüm bu olayların yanında, daha evvelki<br />
zamanlarda yaşanan olaylar da ilerlemektedir. İstanbul’un çocukluğu, babası Ahmet ve babasının<br />
dostu Celalettin’in etkisinde geçer. Sonra bu iki kişi de ölecek, İstanbul yalnız bir çocuk olarak<br />
büyüyecektir. Eserin sonunda bir giz saklıdır ama eserin sonu ile ilgili bir açıklama yapmamak yerinde<br />
olacaktır. Çünkü romanın her okur üzerinde bırakacağı farklı etki veya sorgulamaya müdahale<br />
etmemek gerekir.<br />
İsmiyle Müsemma Olamamak<br />
Bela’nın en dikkat çekici yönlerinden birisi isim sembolizasyonudur. Kahramanların çoğu, isimlerinin<br />
pırıltısına denk düşememiş, isimleriyle müsemma olamamışlardır.<br />
Nursu, adını oluşturan “nur” kadar aydınlık, “su” gibi duru değildir. Bu iki kelimenin arafında kalmıştır<br />
adeta. Bir kazaya sebep oldum fikriyle on bir yılını heba etmiştir. Ancak suyun önce bulanıp sonra<br />
durulması misali o da artık sevdiklerinden uzak yaşayamayacağını anlamış ve aşkının peşine<br />
düşmüştür.<br />
İstanbul, dedesinin doğduğu şehirli midir, yoksa dedesiyle babasının öldüğü İstanbullu mudur?<br />
Kahraman, ait olduğu şehrin aidiyet sorununu ve ağır yükünü de omzunda taşımıştır. Adını taşıdığı<br />
şehrin tarihinden ayrı olamaması gibi İstanbul da geçmişinin etkisinden sıyrılamaz. Şehrin ışıltısına<br />
karşın, kahraman karanlığı yaşar. O da Nursu gibi sonradan ışıltıya yönelebilmiştir.<br />
Cem, kâh adı gibi “toplayan” kâh adının tersine “dağıtan” olmuştur. Sürekli tartışan Nursu ile İstanbul<br />
arasında bir köprü gibidir. Ancak ölümüyle bu düzen parçalanmış, herkes bir tarafa savrulmuştur.<br />
Ama bu dağılış bir zaman sonra sona ermiş, Cem vicdanlarda bıraktığı etkiyle bir bakıma ölümüyle de<br />
etrafındakileri birleştirmiştir.<br />
Işık, en ilginç karakterlerdendir. Karanlık bir gecede doğmuş, bahtı parlak olsun diye adı Işık<br />
konulmuştur. Ancak baskı ve itilmişlikle geçen çocukluğun etkisinden sıyrılamayan gencin hayatı<br />
kavga, ihanet, terk edilmişlik ve intihar fikri ekseninde kararacak, adının zıttı olacaktır.<br />
Giz, adının anlamınca sırlarla yaşayan bir kişi değildir. Genelde sorular soran meraklı bir karakterdir.<br />
Sadece Işık’ın onu aldattığını ve terk ettiğini öğrendiği zaman ismiyle müsemma olmuş, mektubunda<br />
ilk buluşma yerleri olan deniz kıyısına gideceğini yazan Işık’ın peşinden gitmemiştir, onu<br />
umursamadığı bir sır olarak bırakabilmiştir.<br />
Suaytan, adını oluşturan üç parlak kelimenin tersine parçalanmış, karalara bölünmüş bir hayat yaşasa<br />
da sonunda Giz’le mutluluğu yakalamış, gecesine bir ay doğmuştur. Toprak, adına uygun olarak<br />
“engin gönüllü, veren, üreten” bir adam değildir. Düşüncesiz ve ihanet eden kahraman, yaşadığı<br />
sürece eşi Suaytan için bir “kara” Toprak olmuştur.<br />
İstanbul’un babası Ahmet önce isyankar bir tavırdadır, Celalettin ile tanışınca tasavvuf ehli olmuş ve<br />
dostuyla Şems ile Mevlana’yı hatırlatan paylaşımlarda bulunmuştur. Ahmet’in eşi Meltem ise hep<br />
sessiz bir rüzgar gibi yaşamış, fırtınasını içinde gizlemiştir.<br />
www.derindusunce.org<br />
Fikir Platformu<br />
72