You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İSLAM’LA YÜKSELMEK<br />
Selman Bahar<br />
Bismillahirrahmanirrahim...<br />
İslam Dini, temeli Kuran-ı Kerim olan İslam kurallarına<br />
uydukları takdirde mensuplarını huzur ve<br />
mutluluğa ulaştırmak için Allah katından tüm insanlığa<br />
gönderilmiştir.<br />
Devlet ise toplu bir şekilde yaşamını sürdüren<br />
insanların birbirleri arasındaki ilişkileri düzenlemek,<br />
huzur ve refahı tesis etmek çabasıyla ortaya<br />
çıkmış, insanlık tarihinin belki de en eski icadıdır.<br />
Bizde dilimiz döndüğünce “İslam” ve “Devlet” kavramları<br />
arasındaki ilişkiyi incelemeye ve insanoğlunun<br />
“İslam şuurunu” kendilerine rehber edinerek<br />
nasıl köklü kültürler oluşturduklarını örneklemeye<br />
çalışacağız.<br />
İslam bir devletin özü olursa, o devletin hükmettiği<br />
topraklarda adalet olacaktır. Halkının ihtiyaçlarını<br />
bilecek ve ihtiyaçlarının gereklerini yerine<br />
getirecektir. En önemlisi ise halkının dini manada<br />
ihtiyaç duyduğu gerekleri yerine getirecektir.<br />
Bunu İslam’ın bir prensibi olarak, topraklarındaki<br />
gayrimüslimler içinde yapacak, İslam’ın hoşgörüsünü<br />
egemenlik alanının her yerinde yaşatacaktır.<br />
Sonuç olarak İslami bir devletin sınırlarında huzur<br />
ortamına erişilecektir. Ekonomik, siyasi ve akabinde<br />
genel olarak kültürel anlamdaki gelişim ivmesi<br />
de ileri boyutlarda yaşanacaktır.<br />
Peki bir devlet İslam’ı nasıl yaşar? Devlet soyut<br />
bir kavram gibi görünse de, aynen somut bir varlık<br />
gibi hissedilen bir olgudur. Yani devlet aslında onu<br />
yöneten zümrenin karakter özelliklerinin bir tezahürü<br />
olarak somutlaşır. Buradan çıkan sonuçta bir<br />
devletin İslam ilmiyle yönetilebilmesi için, yöneticilerinin<br />
de İslam ilmine vakıf olabilmesi gerekmektedir.<br />
Yönetici bunu ancak Kuran-ı Kerim’e ve<br />
Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin sünnetlerine<br />
tabi olmakla başarabilir. Tabi olmalı ki helal ve haram<br />
çizgilerini benimseyip hayatına tatbik edebilsin<br />
ve tebaasına örnek olabilsin.<br />
Eğer hayatımızın ve akabinde devlet kurumunun<br />
İslam şuurunu kazanmasını, İslam şuuruyla temellenmesini<br />
istiyorsak İslam’ın kurallarını topyekun<br />
benimsemek gerekir. Bizim yanlışlarımız ve<br />
doğrularımız bir köşeye bırakılıp, Allah’ın (c.c.) uymamamızı<br />
istediği haram ve helaller hayatımızın<br />
yönünü belirlemelidir. Böyle olursa başarı muhakkak<br />
mensup olduğumuz toplumun olacaktır. Fakat<br />
tersi olursa, yani ikileme düşülürse akıbet felaket<br />
olacaktır. Zaten öyle olmasaydı İslam geleneğini<br />
tam anlamıyla benimsemekle yükselip daha sonra<br />
o geleneğe sırtını dönen, sırtını dönmese dahi kısım<br />
kısım İslam’ı terk eden hiç bir devlet ya kısmen<br />
ya da tamamen zarar görmezdi.<br />
İslam insanlara sadece Allah’a (c.c.) karşı sorumluluklarını<br />
bildirmekle kalmaz. Aynı zamanda insanların<br />
birbirleri arasındaki ilişkilerini de düzenler.<br />
İşte bu noktada İslam’ın ve devletin amaçları<br />
kesişir. İslam Kültürü, devlet olgusunun ortaya çıkışına<br />
sebep olan toplumsal eksiklikleri tamamlayabilen<br />
yegane sistem olarak bir devlet yapısındaki<br />
en önemli dinamiktir.<br />
İslam’la yükselen devletlere en güzel örnek, Hz.<br />
Muhammed (s.a.v.) Efendimizden başlayıp, Halife<br />
Efendilerimiz Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman,<br />
Hz. Ali ile devam eden ve adalet denince Ömer bin<br />
Abdülaziz ile tüm Dünya’ya örnek teşkil eden İslam<br />
Devleti’dir. Bu devletin yüzyıllar sonra bile insanlığa<br />
örnek olmasının aşikar sebebi, yöneticilerinin<br />
İslam’ı titizlikle yaşamalarıdır.<br />
10 • Bizbiriz Dergisi