28.08.2014 Views

KUR’AN’I ANLAMAK

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

3.Duruluk ve temizlik anlamına gelen safa<br />

ve safvetten,<br />

4.Saff-ı evvelden,<br />

5.Kendilerini halka hizmete veren Benu’ssûfeden,<br />

6.Ense saçı ve kıl demek olan sûfetü’lkafâdan,<br />

7.Sıfat kelimesinden,<br />

8.Yunanca hakîm ve filozof anlamına gelen<br />

sofiadan,<br />

9. Yün anlamına<br />

gelen sûftan.<br />

Sûfî kelimesinin Abdullah Murad ŞÜKRÜOĞLU<br />

kökü olarak en çok<br />

hüsn-i kabul gören<br />

kelime, yün anlamına gelen Arapça “sûf”tur.<br />

Klâsik tasavvuf yazarlarının ilklerinden olan<br />

Ebû Nasr Serrâc (ö.378/988), peygamberlerin,<br />

evliyâ ve asfıyânın yolu dediği sûf giyme<br />

âdetinden hareketle sûfî kelimesini bu kökten<br />

sayar. İnsanların giydikleri libasa nisbetle isim<br />

almalarının eski bir âdet olduğunu, Îsâ’nın<br />

arkadaşlarının beyazlar giydikleri için “beyaz<br />

libaslı” anlamına “havârîler” adını aldıklarını<br />

belirten Serrâc, sûfîlere de yünlü giydikleri<br />

için sûfî dendiğini; gömlek giyinenin fiili<br />

“tekammesa” ile ifâde edildiği gibi, sûfîlerin<br />

ilmine de “tasavvuf denildiğini anlatmaktadır.<br />

Onun ifâdesine göre sûfîleri, fakihlerin fıkha,<br />

muhaddislerin hadîse, müfessirlerin tefsire<br />

nisbeti gibi kendi hâl ve makamlarından<br />

birine nisbet edip adlandırmak mümkün<br />

değildir. Çünkü hâller ve makamlar pekçok ve<br />

değişken olduğundan sûfînin ad ve lâkabının<br />

devamlı değişmesi gerekir. Bu ise işi iyice<br />

zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.<br />

Klâsik devir müelliflerinden Kelâbâzî, Ebû<br />

Nuaym, Gazzâlî, İbnu’l-Cevzî, Sühreverdî,<br />

İbn Teymiye ve İbn Haldun bu görüşü<br />

benimsemektedir. Müsteşriklerden Nicholson,<br />

Nöldeke, Massignon ve Goldziher ile son devir<br />

mutasavvıflarından Ezher şeyhi Abdulhâlim<br />

Mahmud de bu görüşe katılan âlimlerdendir. 1<br />

Tasavvufun doğuşu<br />

“Tasavvuf, Aklın Mekanının Ruh<br />

Olduğunu Kavramaktır. “<br />

Tasavvufun kaynağının Muhammed<br />

Mustafa (s.a.v)’e dayandığı ve o kaynaktan<br />

yayılan bir rayiha olduğu, O’nun örnek hayatı ve<br />

bu hususla alakalı sözleri dikkatle incelendiği<br />

takdirde görülecektir. 2<br />

Asr-ı saadette müslümanlar sorunlarını<br />

Rasulullah (s.a.v)’e iletiyor ve cevap<br />

buluyorlardı. Kimi zaman bu sorun vahiyle<br />

cevaplanıyordu. Bu sebeple<br />

çözülmeyen problem, ihtilaf<br />

edilen bir mevzu olmuyordu.<br />

Rasulullah (s.a.v)’in vefatından<br />

sonra ilk iki halife zamanında<br />

da çıkan sorunlar ihtilaflara<br />

meydan vermeden çözüldü.<br />

Lakin Ömer (r.a)’in şehadetiyle<br />

beraber müslümanlar arasındaki fitne kapısı<br />

açıldı. Osman (r.a) zamanında çoğalarak<br />

şehadetiyle son buldu. Ve ondan sonra Cemel<br />

Vak’ası ve Sıffin Savaşı zuhur etmişti. Müminler<br />

üzerinde büyük tesirler ve acı hatıralar bırakan<br />

bu iç savaşlar en çok akaid problemlerinin<br />

ortaya çıkmasına sebep olmuştu.<br />

Öte yandan hicrî birinci asrın sonlarında<br />

Suriye, Mısır, İran, Irak gibi büyük ülkelerin<br />

İslâm topraklarının sınırlarına dahil edilmesiyle<br />

müminler çok değişik inançlarla karşılaşmışlar,<br />

doğu ve batı felsefesiyle yüzleşmek<br />

durumunda kalmışlardı. Sürekli devam eden<br />

fetihler sayesinde ganimetler alınmış, refah<br />

ve zenginlik artarak müslümanların hayat<br />

standardı yükselmişti. Böylece Rasulullah<br />

Devri’nde görülmeyen, bir anlamda lüks<br />

sayılabilecek bir hayat tarzı ve telakkisi ortaya<br />

çıkmıştı. Bu, şimdiki neslin aksine o günkü<br />

neslin hiç de alışık olmadığı bir durumdu.<br />

Hicrî II. asırda ortaya çıkan bu dünyevîleşme,<br />

maddeye bağlanma, sünnetten uzaklaşma,<br />

bid’atlerin ortaya çıkması ve dine karşı bir<br />

derece lâkaytlık, zühd ve takvaya önem veren<br />

1<br />

2 Selçuk Eraydın, Tasavvuf ve Tarikatlar, Marmara Üniv. İlahiyat<br />

Fak. Vakfı Yay (İFAV)., İstanbul 2001, VI. Basım, s. 59.<br />

Bizbiriz Dergisi • 37

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!