Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“Hani siz (Bedir’de) Rabbinizden yardım<br />
istiyordunuz, O da: “Hiç şüpheniz olmasın ki<br />
ben size, birbiri ardınca gelen bin(lerce) melekle<br />
yardımcıyım”( Enfal; 9)<br />
Ramazan ayının onikinci günü… Üçyüzonüç<br />
bedenleşmiş ruh…Cebel’ül Melaike; misafirlerini<br />
ağırlamak üzereydi. Zor günlerin ardından gelen<br />
müminlerin, o parıldayan yüzleri hatırlarda kalsın<br />
diye, Rabbimizin haber verdiği mekan… Semadan<br />
üç bin meleğin biner biner indiği Cebel’ül Melaike<br />
… Önden yürüyenlerden nice hatıralar anlatan<br />
Cebel’ül Melaike … Faran Dağlarında açan ve<br />
ardından bütün bir cihanı sevgisiyle kuşatan<br />
Alemlerin Sultanı (s.a.v):<br />
“Müjde ey Ebu Bekir! (r.a) Allah’ın yardımı geldi.<br />
İşte şu Cebrail’ (a.s) dir. Kum tepeleri üzerinde,<br />
atının dizginini tutmuş, emir bekliyor!”<br />
Buyurarak mübarek Zırh-ı Şeriflerini giydiler.<br />
Sonra “Yakında o topluluk bozguna uğratılacak ve<br />
arkalarını dönüp kaçacaklardır.”(Kamer; 45) ayetini<br />
okuyarak mübarek istiratgahlarından dışarı çıktılar.<br />
Kureyş müşriklerinden Utbe, Şeybe ve Velid<br />
meydana çıkıp çarpışacak üç “ER” isteyince;<br />
Mübarek dudaklarından şu isimler süzülmekteydi<br />
Nazlı Nebi(s.a.v)’nin;<br />
Kalk Ya Ubeyde…(r.a)<br />
Kalk Ya Ali…(r.a)<br />
Kalk Ya Hamza…(r.a)<br />
Zülfikar’ın Sultanı Hz Ali, ölümün korktuğu<br />
şehitler serdarı Hz. Hamza, önce yaralanan ve sonra<br />
aldığı yaralar dolyısıyla şehid olan mekan-ı cennet<br />
Ubeyde… Utbe, Şeybe ve Velid savaş meydanında<br />
öldüler ve artık savaş başlamıştı. Adeta küçük<br />
taşların metale çarpmasını andıran sesler<br />
duyuluyordu. O güne kadar tanınmayan kişiler<br />
Hz. Peygamber’in (s.a.s) yanında çarpışıyordu.<br />
Zira Kur’an bu duruma tercüman olmuştu.” Allah<br />
size iki tâifeden (Kureyş’in ya Şam’dan gelen<br />
ticâret kervanı veya silahlı birliklerinden) birinin<br />
muhakkak sizin olduğunu vaadettiği zaman, (siz)<br />
silahlı olmayanın kendinizin olmasını istiyordunuz.<br />
Allah da sözleriyle (bunun aksine), hakkı açığa<br />
vurmak ve kâfirlerin arkasını kesmek (için silahlı<br />
büyük kısımla savaşmanızı) istiyordu.”(Enfal; 7)<br />
Savaş bitmiş. Müslümanlar 14 şehid vermişti.<br />
Müşriklerden 70 civarında ölü ve bir o kadarda<br />
esir edildi. Müşriklerden öldürülenlerden 24<br />
kadarı kuyulardan bir tanesinin içerisine atıldılar.<br />
Hz. Rasulallah (s.a.s), Bedirden ayrılacağı gece,<br />
müşrik ölülerinin atıldığı kuyuya doğru yürüdü.<br />
Sahabiler de peşinden yürüdüler. Sonunda<br />
kuyunun kenarına gelerek durdu: “Ey kuyuya<br />
atılanlar!” diye seslendi. Sonra onların isimlerini<br />
babalarının isimleriyle birlikte birer birer saydıktan<br />
sonra;”Sizler peygamberinize karşı ne kötü bir<br />
topluluktunuz! Sizler beni yalanladınız, başkaları<br />
ise beni tasdik edip doğruladılar. Siz beni<br />
yurdumdan çıkardınız, başkaları ise bana kucak<br />
açtılar. Siz benimle çarpıştınız, başkaları ise bana<br />
yardım ettiler. Şimdi Rabbinizin vaad etmiş olduğu<br />
azabı gerçekleşmiş buldunuz mu? Ben Rabbimin<br />
bana vaad etmiş olduğu zaferi gerçekleşmiş<br />
buldum.” . Müslümanlar bu konuşmaya şaşırdılar.<br />
Hz.Ömer (r.a); “Ya Resulallah! Şu cansız cesetlere<br />
ne diye konuşursun?” deyince “Varlığım kudret<br />
elinde olan Allah’a yemin ederim ki, söylediklerimi<br />
siz onlardan daha iyi işitiyor değilsiniz. Ama<br />
onlar bana cevap vermeye güç yetiremiyorlar!”<br />
buyurdular. Esirlerin kurtulma bedeli olarak her<br />
birisinden, mali durumlarına göre 4000, 3000,<br />
2000, 1000 dirhem alınması, okur yazar olanlardan<br />
kurtulma bedeli veremeyenlerin de çocuklardan<br />
on tanesine okuma yazma öğretmek şartı ile<br />
serbest bırakılması kararlaştırıldı. Okur-yazar<br />
olmayan yoksul esirler ise Hz. Rasulallah (s.a.s)<br />
tarafından karşılıksız serbest bırakıldılar.<br />
Kıymetli okurlar; Varlığın yaradılış sebebi,<br />
Muhabbetin Hatibi, O (s.a.v.) ki; “Şu gördüğün<br />
büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa,<br />
Nur-u Muhammedî (a.s.m.) o kitabın kâtibinin<br />
kaleminin mürekkebidir.” Nazarıyla gönüllerde<br />
sevdasını, gözlerde yaşını ceyhun eden, Mübarek<br />
Nam-ı Celilleri anılırken Ya Resulallah ne kadar<br />
da tatlısın dedirten Allah Rasulu (s.a.v) şöyle<br />
buyurdular:<br />
“Gün gelecek; benim Nam-ı Celilim güneşin<br />
doğup battığı her yere ulaşacaktır.”<br />
Bedre selam olsun.<br />
Bedrin arslanlarına selam olsun.<br />
Gönül yamaçlarının Matlubunu bulduğu<br />
maşuklar!<br />
Ümidimiz odur ki; şehbal açsın Ruh-u Revani<br />
Muhammedi her yerde<br />
Bütün kalpler onun için çarpsın, bütün gözler<br />
onun için yaşarsın…(s.a.s)<br />
14 • Bizbiriz Dergisi