28.08.2014 Views

KUR’AN’I ANLAMAK

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

istediğini al Ya Rasulallah, istediğin yere infak<br />

et Ya Rasulallah,istediğin gibi yatır ve kaldır Ya<br />

Rasulallah. Seni hak din ve kitapla gönderene and<br />

olsun ki, sen bize şu denizi gösterip dalarsan, biz<br />

de seninle birlikte dalarız. Bizden bir kişi bile geri<br />

kalmaz. Yarın bizimle birlikte düşmanımıza karşı<br />

gitmeni de hoş karşılamayacak değiliz....Umulur<br />

ki Allah; Sana bizden gözünü aydın edecek<br />

kahramanlıklar gösterecektir. Allah’ın bereketiyle<br />

yürüt bizi!”<br />

Kıymetli okurlar, kap ne ise içerisindeki sıvı<br />

madde de kabın mutlaka kimyevi dokusunu<br />

içerisindeki sıvıya ilave etmektedir. İşte Sad bin<br />

Muaz (r.a), Hz. Muhammed (s.a.s) Efendimizin<br />

kabının rengini almışlığın ifadesidir. Sana bakış<br />

dahi, başkalarının Allah ile münasebetine<br />

erişmesine kadar melekütleşmek ve ruhanileşmek.<br />

Beşeri duygularını şehevi hislerinin üzerinde<br />

tutmak… Zira Bedrin Arslanları işte bu ifadenin ta<br />

kendileri olmuşlardır.<br />

Hz. Sad’ın sözleri Sultan-ı Levlak (s.a.v)’i çok<br />

sevindiriyor ve neşelendiriyordu. Tebessüm<br />

buyuruyorlardı Âlemlerin Sultanı. Tebessüm<br />

buyuruyor ve mübarek sözleri meydanı inletiyordu:<br />

-“Haydi yürüyün!... Vallahi şimdi ben, Kureyşlilerin<br />

savaş meydanında vurulup düşecekleri yerlere<br />

bakıyor ve oraları görüyorum.” Diyordu.<br />

Ebu Sufyan, kervanda bulunan Damdam bin<br />

Amr’ı yirmi altın ücretle hizmetine alıp Tebük’ten<br />

Mekkeye göndermek üzere yola çıkarıyordu.<br />

Mekke’ye kavuşan Damdam, Mekke vadisinin<br />

ortasında, deve üzerinde “Ey Kureyş topluluğu;<br />

Muhammed ve Ashabı harekete geçtiler, Ebu<br />

Sufyan’ın komutasındaki kervana taarruz<br />

edecekler… Kureyşliler alel acele hazırlandılar. 950<br />

asker, 100 veya bazı rivayetlerde 200 kadar at ve<br />

700 civarında deve bulunan bir orduyla harekete<br />

geçmek üzereydiler.<br />

İslam ordusu Bedr’e ulaştığında, Kureyş<br />

ordusu daha önce bir kum tepesinin arkasındaki<br />

Yelyel Vadisi’nin Medine’ye en uzak tarafında<br />

konaklıyordu. Su kuyuları ise vadinin Medine’ye<br />

en yakın tarafındaydı. Allah Rasulu (s.a.s)<br />

mücahidlerle beraber Bedr’e en yakın olan<br />

suyun başına geldiğinde, karargah yeri için<br />

Ensar ile isişareye başladılar. Hubab bin Münzir<br />

(r.a);”Ya Rasulallah, burası karargah için uygun<br />

değildir.Kureyşlilere en yakın bir suyun yanına<br />

gidelim, suyun üzerinde bir havuz yapıp içini su<br />

ile dolduralım. Başında konakladığımız suyun<br />

gerisindeki bütün kuyuları kapatalım” deyince<br />

Allah Rasulu(s.a.s) bu teklifte karar kıldılar. Hz.Ali<br />

(ra.) anlatıyor: “Bedir’de geceleyin ince ince<br />

yağan bir yağmura tutulduk. Kalkanların ve<br />

ağaçların altlarında siperlendik. Hepimiz tatlı bir<br />

uykuya daldık. Yalnız Resulullah (s.a.s) geceyi,<br />

ağacın altında namaz kılarak, ağlayarak ve<br />

“Allah’ım! Sen şu bir avuç topluluğu helak edersen,<br />

artık sana yer yüzünde hiç ibadet olunmaz!” diye<br />

yalvararak geçirdi. Tan yeri ağarınca, “Ey Allah’ın<br />

kulları! Namaza!” diye seslendi. Ağaç ve kalkanların<br />

altından çıkanlar Rasulullah’ın (s.a.s) yanına geldiler.<br />

Onlara namaz kıldırdı ve düşmanla çarpışmaya<br />

teşvik etti. Ordu savaş düzeni aldı. Müslümanların<br />

bulundukları yer kumluk ve çok zor yürünebilen bir<br />

yerdi. Gece yağan yağmurla birlikte yerin kumları<br />

da yapıştı ve kolay yürünebilir bir hale gelmişti.<br />

Ayrıca Müslümanları bir uyuklama hali almıştı.<br />

Saf halinde uyukladıkları, hatta Ebu Talha’nın (r.a)<br />

uyuklamaktan ötürü iki kere kılıcını yere düşürüp<br />

almak zorunda kaldığı rivayetler arasındadır.<br />

Bu durum Kur’an-ı Kerim’de de şu şekilde<br />

hatırlatılmaktadır: “O zaman, (Allah) katından<br />

(verilen) bir güven olmak üzere sizi hafif bir uyku<br />

bürüyordu. Sizi tertemiz yapmak, (bulunduğunuz<br />

yerde suyun olmayışından dolayı) şeytanın<br />

pisliğini (vesvesesini) gidermek, kalplerinizi<br />

(ümitle Allah’a) bağlamak, ayakları(nızın altındaki<br />

kumları) pekiştirmek (ve sebatınızı sağlamak) için<br />

üzerinize gökten su indiriyordu.” (Enfal; 11)<br />

Sabahla birlikte Hz. Rasulallah (s.a.s),<br />

Kureyş Müşriklerinin zırhlar içinde ve<br />

silahlanmış yığınlar halinde görünce:<br />

“Allah’ım! İşte Kureyş müşrikleri, olanca kibir ve<br />

gururları, olanca büyüklenmeleri ve övünmeleriyle<br />

geliyorlar. Sana meydan okuyor ve peygamberini<br />

yalanlıyorlar. Allah’ım bana yapmış olduğun yardım<br />

vaadini yerine getir! Allah’ım! Onları sabahleyin<br />

helak et! Sen verdiğin sözden caymazsın!”<br />

diyerek adeta Makam-ı Mahmud’a erişmiş gibi<br />

her lahzası cennet bahçelerinde tek başına<br />

kalmaktansa ümmeti ile birlikte cennetin<br />

koridorlarında el ele kol kola temaşada bulunmak<br />

olan Habib-i Kibriya (s.av) Sevgilisine yöneliyor<br />

kemerbeste-i ubudiyyet içerisinde yerin ve göğün<br />

Sahibine sığınıyordu. Safları düzenledikten sonra<br />

kendisi için hazırlanan yerine döndü ve içeri girdi.<br />

Yanında Hz.Ebubekir’den (r.a) başka kimse yoktu.<br />

Yeniden “Allah’ım! Bu gün sen bu İslam topluluğunu<br />

helak edersen, artık sana hiç ibadet olunmaz!”<br />

demeye ve yalvarmaya başladı. Omuzlarından<br />

elbisesi kayıp düştü. O sırada Hz. Rasulallah (s.a.s)<br />

hafif bir uyku hali aldı….<br />

Bizbiriz Dergisi • 13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!