Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Örneğin İstanbul Boğazı’na en hakim<br />
yerde ki karayolları binası Vestel’in<br />
patronu Zorlu’ya verilmiş, şimdi Karayolları<br />
binasının yerinde devasa<br />
bir alışveriş merkezi inşa edilmektedir.<br />
Demiryollarının özelleştirilmesi<br />
de farklı olmayacaktır. Mülkiyeti<br />
devlette kalacak denilmesine rağmen<br />
bir müddet sonra söylenenin tersi<br />
olacaktır, onlarca örneği vardır. Fabrikalar,<br />
araziler karlı olduğu sürece<br />
elde tutulacak, patronlar için para<br />
kazandırmadığı noktada ise kaderine<br />
terk edilecektir. Bu politika emperyalizmin,<br />
tekellerin genel politikasıdır.<br />
“Özelleştirme” adı altında işçi sınıfına,<br />
halkımıza yönelik saldırının<br />
geçmişi yeni değildir. 24 Ocak 1980<br />
Kararları ile başlayan ve günümüze<br />
kadar gelen bu saldırıların merkezinde<br />
emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin<br />
çıkarları yatmaktadır. Özelleştirme<br />
adı altında devlete ait yüzlerce<br />
fabrika, işletme, çiftlik, orman vb.<br />
satılmıştır. Bu satışlarda da her zaman<br />
kollanan yabancı-yerli tekeller ve<br />
iktidardaki partinin yandaşları olmuştur.<br />
ANAP kendi zenginlerini bu<br />
özelleştirmeler, teşvikler üzerinden<br />
yaratmış, DYP aynı yolu izlemiştir.<br />
Bu yolun bugünkü takipçisi bugün<br />
AKP’dir. Tekeller, düzen partilerinin<br />
yandaşları zenginleşirken kaybeden,<br />
işsiz kalan, yoksullaşan halk olmuştur.<br />
AKP, işbirlikçilik ve halk düşmanlığı<br />
konusunda diğer düzen partilerine<br />
fark atmaktadır. Özellikle<br />
emperyalizmden ve tekellerden aldığı<br />
sınırsız destek AKP’yi pervasız yapmakta,<br />
halka düşmanlıkta sınır tanımamaktadır.<br />
TEKEL’in özelleştirilme<br />
sürecinde işçilere yönelik saldırılar<br />
hafızalarda yerini korumaktadır. Ankara’nın<br />
dondurucu soğuğunda buz<br />
donmuş havuzlara doldurulan, tazyikli<br />
su ile ıslatılıp, biber gazı ile boğulan<br />
TEKEL’in işçileri olmuştur.<br />
Özelleştirmeyle birlikte demiryolu<br />
işçilerini bekleyen de farklı olmayacaktır.<br />
AKP, “hak-hukuk, kazanılmış<br />
haklar korunacak” demagojilerle<br />
birlikte saldıracaktır. Yalan ve çarpıtmaların<br />
yetmediği yerde şiddete<br />
başvurmaktan çekinmeyecek, saldırıda<br />
sendika ağalarını, medyayı ve<br />
diğer işbirlikçileri de ortak edecektir.<br />
Elbette en son TEKEL işçilerinin<br />
yaşadığı, işçi sınıfı için bir kader<br />
değildir. Direnilerek, özelleştirmelerin-işsiz<br />
kalmanın-önüne geçile bilinir.<br />
Bunu işçi sınıfı direnerek, direnişi<br />
etrafında bir dayanışma örerek<br />
başarabilir. Çünkü özelleştirmeler<br />
adı altında talan edilen bu halkın<br />
emeğidir, bütün halkı yakından ilgilendirmektedir.<br />
Direniş halka anlatıldığı<br />
ve mal edildiği noktada emperyalistler,<br />
işbirlikçileri ve AKP<br />
halkın gücüne dayanamayacaktır.<br />
Sendika ağaları, işbirlikçi medya<br />
bu saldırıların, özelleştirmelerin içindedir.<br />
Bundan dolayı işçi sınıfının<br />
kendisine, halka güvenmesinden başka<br />
yolu yoktur.<br />
Susmayacağız! Saldırılarla<br />
Bizi Yıldıramazsınız<br />
23 Haziran günü Bursa’nın Teleferik Mahallesi’nde<br />
Halk Cepheli Ertan Çelik’e yönelik yapılan polis saldırısı,<br />
26 Haziran’da yapılan yürüyüş ve eylemle teşhir edildi.<br />
Akçağlayan Cemevi yanında toplanan Halk Cepheliler,<br />
“İşkence Yapmak Şerefsizliktir İşkencecilerden Hesap<br />
Soracağız Baskılar Bizi Yıldıramaz Halk Cephesi” pankartı<br />
açarak, dövizler ve kızıl flamalarla yürüyüşe başladılar.<br />
Kahvelerin önünde durularak, halka yönelik<br />
konuşmalarla polisin tacizleri anlatıldı ve eyleme çağrı<br />
yapıldı. Sloganlar eşliğinde Teleferik Meydanı’ndaki<br />
çeşmeye kadar yüründü. Burada yapılan açıklama ile<br />
AKP’nin faşist polisi teşhir edildi. Açıklamada, “Bu<br />
ülkede adalet yoktur. Oligarşinin devrimcilere yönelik<br />
tehdit, kaçırma, kaybetme politikasını çok iyi biliyoruz.<br />
Bülent Ülkü 1992 yılında Bursa polisi tarafından kaçırılarak<br />
işkence yapılmış ve Uludağ yolunda kafasına<br />
kurşun sıkılarak katledilmiştir. Ülkemizde bunun yüzlerce<br />
örneği vardır. Bu ülkede adalet yoktur. Yoksulluğun,<br />
açlığın, işsizliğin, zulmün ve sömürünün düzenine, emperyalizmin<br />
ve sömürücülerin iktidarı AKP’ye karşı<br />
mücadelemizi onun faşist polisinin terörü engelleyemeyecektir.<br />
Halka karşı suç işlemekten vazgeçin. Halk<br />
adaletsiz kalmaz! Buradan bir kez daha uyarıyoruz.<br />
Ertan Çelik’in başına gelecek her hangi bir şeyden<br />
Bursa Emniyeti sorumludur.” denildi.<br />
Eylemde, halkın ilgisinin yoğun olduğu, alkışlayanların<br />
olduğu gözlenirken; işkenceci polisler ortalıkta görünmedi.<br />
24 kişinin katıldığı eylem tekrar kortejler oluşturularak<br />
cemevi yanına yapılan yürüyüşle sonlandırıldı.<br />
Affetmeyecek Hesap Soracağız!<br />
İşkencede katledilen Engin Çeber'in hesabının sorulması<br />
amacıyla 12 Haziran günü İstanbul İstinye Polis<br />
Karakolu’na gerçekleştirilen eylemde şehit düşen DHKC<br />
savaşçısı Erdal Dalgıç için İzmir'de anma yapıldı.<br />
23 Haziran günü yapılan anma bağımsızlık, demokrasi,<br />
sosyalizm yolunda şehit düşenler için bir dakikalık<br />
saygı duruşuyla başladı. Bir Dev-Genç’li yaptığı konuşmada<br />
oligarşinin halkı zulüm, baskı, yasak, işkence<br />
ve katliamlarla ıslah etmeye, yola getirmeye çalıştığını;<br />
ancak halkın teslim alınamayacağını vurguladı.<br />
Dev-Genç’li konuşmasına, “Milyonlarca insanımızın<br />
sınıf kinini örgütleyeceğiz. Unutmamak budur, unutmayacağız,<br />
yola gelmeyeceğiz. Oligarşinin korkusunu<br />
büyüteceğiz. Evet unutmamalıyız. Affetmemeliyiz ama<br />
yetmez, hesap sormalıyız!” diyerek son verdi. Yapılan<br />
anmaya 16 kişi katıldı.<br />
34<br />
08 Temmuz 2012 / Sayı:21<br />
<strong>BURJUVAZİNİN</strong> <strong>YOZ</strong> <strong>KÜLTÜRÜNE</strong> <strong>KARŞI</strong>