Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
AVRUPA’da<br />
Hayatın Öğrettikleri<br />
Konserin her bir aşaması başka bir öneme sahipti.<br />
Tanıtım çalışmaları, sponsor çalışmaları, dayanışma<br />
bileti için dolaşmak, afiş, bildiri... Şunu söyleyebiliriz<br />
ki, belli bir hava yarattık. Bunun en açık göstergesi, birçok<br />
çevrede "Sizinkiler çok iyi çalışıyor, nereye gitsek Grup<br />
Yorum konseri" sözünü duymuş olmamızdı.<br />
Ama şunu da açıkça söylemeliyiz ki, biz aslında oldukça<br />
dar bir çalışma yaptık. İki temel eksiğimiz vardı: Birincisi,<br />
ev ziyaretleri, çat kapı şeklinde bir çalışmayı hemen hemen<br />
hiç hayata geçiremedik. İnsanlarımızın kitlesel olarak<br />
bulundukları her yere gitmeyi sistemleştiremedik. Yani yukarıdaki<br />
sonuç, dar bir çalışmayla yaratılmış bir sonuçtu.<br />
Saydığımız iki temel eksikliği de giderebildiğimiz koşullarda<br />
2 Haziran’daki kitleselliğin çok daha büyük olacağı<br />
açıktır. İkincisi, insanlarımızı (hem var olanları, hem yeni<br />
tanıştıklarımız) yeterince sefeber edemedik. Bunları yapabildiğimiz<br />
koşullarda 2 Haziran’daki kitlenin çok daha büyüyeceği<br />
açıktır.<br />
***<br />
Evi Gibi Hissettirmek<br />
Otobüslerdeki hava insanları doğrudan etkileyen bir başka<br />
etken oldu. Konuşmalar, bire bir sohbetler, yiyecek içecek<br />
ikramı, anketler...<br />
Bu Sonuç, Yetersiz Bir Çalışmayla Yaratılan<br />
Bir Sonuçtur ve Daha Büyüklerini<br />
Yaratabileceğimizin Kanıtıdır<br />
Mesela biri otobüslerdeki durumu şu sözlerle özetlemişti:<br />
"Kendimi evimde gibi hissettim."<br />
Başka bir siyasi hareketin çevresindeki bir aile yine bu<br />
ortamın sonucunda şunu söyledi bize: "Sizin farkınızı şimdi<br />
daha iyi anladım."<br />
Otobüse yiyecekler içecekler getirildiğinde daha önce bir<br />
başka siyasetin çevresinde yer almış bir kadın arkadaş, "Bu<br />
işi ben yapabilirim" diyor. O otobüsteki sorumlu arkadaş "tamam<br />
yap" diyor. O da sonrasında kendisine böyle bir güven<br />
gösterilmesine şaşırdığını ve bundan etkilendiğini anlatıyordu.<br />
Aynı şey konser salonu için de geçerliydi elbette.<br />
Her olumluluğumuz "evimizdeki gibi" düşüncesini pekiştiriyor,<br />
her eksiğimiz bu noktada bir olumsuzluk olarak<br />
iz bırakıyordu.<br />
Kitle çalışmasının özü nedir zaten: İnsanlara düzenin vermediğini<br />
vermek, göstermediğini göstermek. Saygı, sevgi,<br />
özen, ihtimam, emek...<br />
Konser sonrasında duyulan en dikkat çekici sözlerden biri<br />
de şuydu: "Bundan sonra herhangi bir etkinliğiniz olduğunda<br />
beni mutlaka arayın." Gerisi bizim takipçiliğimiz!<br />
maz, yarı Alman dahi olamazdı Mesut<br />
onların gözünde. Kendi kimliğini<br />
red etmeliydi.<br />
Son olarak twitterda örgütlenen<br />
ırkçılar; "Mesut Özil kesinlikle Alman<br />
değildir, bir kağıt parçası kökeni<br />
değiştirmez. O bir Türk'tür. Alman<br />
Milli Takımı'nda sadece Almanlar,<br />
Alman ismini taşıyanlar yer almalıdır"<br />
dediler.<br />
Mesut ismini de değiştirmeliydi,<br />
Alman vatandaşlığı yetmezdi. Dinini<br />
değiştirmeli, kökenini reddetmeli,<br />
kültürünü reddetmeliydi. Ama ona<br />
rağmen Alman devletinin geleceği<br />
için köle gibide çalışmalıydı.<br />
Ulusal Bilinç Olmadan<br />
Enternasyonalist<br />
Olunamaz! Ulusal Bilinci<br />
Olmayan Anti-Emperyalist<br />
Olamaz...<br />
Nedir Ulus<br />
Tarihsel olarak oluşmuş, kararlı bir<br />
dil, toprak, iktisadi yaşam ve kendini<br />
kültür ortaklığında dile getiren<br />
ulusal biçimlenme birliğidir.<br />
Bunlardan birinden biri olmazsa<br />
ulus olunamaz. Kişiler üzerinden bakıldığında<br />
da böyledir. Mesut nerede<br />
oynarsa oynasın, kendi kültürü, kendi<br />
kimliği ile var olmalıdır.<br />
Yarım Alman yarım Türk diyerek<br />
eşit olunmuyor. Özellikle Avrupada<br />
yaşayan Türkiyeliler için ulusal bilinç<br />
çok önemlidir.<br />
Bir insanın, doğup büyüdüğü<br />
memleketini sevmesi, onu iyi temsil<br />
etmek istemesi, o ülkeye ait olduğunu<br />
gururla taşıyabilmesi milliyetçilik<br />
değil vatanseverliktir.<br />
Yani bir insan ülkesini seviyor<br />
diye, ülkesi olmayan her yerden nefret<br />
edecek, oraları aşağı görecek diye<br />
bir kaide yoktur.<br />
Aynı şekilde bir insan, ülkesinin<br />
halkını seviyor, onun ilerlemesini, diğer<br />
halkların gözünde saygı kazanmasını,<br />
mücadelesinin onların öncüsü<br />
haline gelmesini ve onlara ilham<br />
olmasını istiyorsa bu o insanın diğer<br />
halkları aşağı gördüğü anlamına gelmez.<br />
Almanlardan veya Hollandalılardan<br />
nefret ediyor anlamına gelmez.<br />
Ve özellikle diri diri yakıldığımız<br />
Avrupa'da bu mümkünde değildir.<br />
Tam tersine ırkçılığa karşı ayakta<br />
durmak direnmek için gereklidir vatansever<br />
olmak, anti-emperyalist olmaktır.<br />
Devrimciliğin en önemli şartlarından<br />
biri, ülkesini ve halkını sevmek,<br />
onu burjuvazinin ellerinde ve katil<br />
iktidarından kurtarmak istemektir.<br />
Vatanını ve halkını sevmeyen onu aşağı<br />
gören bir insan demokrat da olamaz.<br />
Ulusal bilincinden verdiğin ödünler;<br />
kültüründen, değer yargılarından<br />
verdiğin ödünlerdir. O bilinç<br />
bizi ayakta tutan bir güçdür. Asimile<br />
olmamızın önünde set olan bir güçtür<br />
vatan sevgisi.<br />
Irkçılığa karşı mücadele emperyalizme<br />
karşı mücadeledir...<br />
DEVRİMCİ KÜLTÜRÜMÜZLE ALTERNATİF BİZİZ Sayı: 21 / 08 Temmuz 2012 5 1