27.12.2020 Views

Kırktuğ Dergisi 11. Sayısı

"Zikr eder cinnü-melek hem insan, Yaşasın devletü #Azerbaycan. Hür azade yaşatsun hamunu, Hem hukuk olsun er ile nisvan."

"Zikr eder cinnü-melek hem insan,
Yaşasın devletü #Azerbaycan.
Hür azade yaşatsun hamunu,
Hem hukuk olsun er ile nisvan."

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KAFAMDA CEHENNEM 1

Sırf birilerinin bizi

okuduğu düşüncesi,

aklımızı kaçırmamıza

yeter. 2

Emil Michel Cioran

Muhammed Alpaslan Tandırcı

Babil İkra

Henüz sabah olmadığını zannettiren kandırıkçı

bir öğlen. Uyandı. Kolay vazgeçemediği

eski alışkanlıklarının biriyle, çalar saat

tokatlar gibi tokatladı telefonunu. Milyarlık

telefona inen darbenin ve ekranda arasına

iki nokta sıkışmış rakamların anlamını idrak

edince sıçradı. Palas ve pandıras çıkıverdi.

Yarımayak durağa koşmaya koyuldu. Lanetinden

yakayı kurtaramadı. Sürekliliğiyle

temayı korku filmine çevirebilecek olan müzik

kutusu gibi kurmaya başladı. “Sigara dumanı

eskiden yalnıza gri bir dumandan ibaretti.

Kötü kokulu, kimilerine göre griliğinden ötürü

dert yüklü küçük bulutlardı. Kimilerinin

dudaklarıyla şekil verebildiği yoğun, gri ve

yakınından geçen insanın üstüne sinen kötü

kokulu duman... Kimilerine göreyse sadece

pisliklerin bir türüydü. Ama artık öyle değil.

Çünkü sigara dumanının fark edilemeyen ve

bugünlere kadar pek de önemsenmemiş bir

yanı ortaya çıktı. Sigara dumanı artık hastalık

sahibi olma potansiyelini haiz bir kişinin

ciğerlerine giren, orada vakit geçiren, sonra

da oradan dışarıya üflenmek suretiyle çıkan

ve bu hasletleriyle pek çok insanın sağlığını

tehdit eden bir tür biyolojik silaha dönüştü.

Normal nefesten daha yoğun ve yayılmacı

oluşuyla artık eskisinden daha pis...”

14

Tarumar o akşamüstü. Vasıtalar değiştirdi.

Göz kepenklerini kadırışından itibaren türlü

korkuların etrafında örümcek ağı gibi örüldüğünü

düşündü. Kasıntıca. Kaçırılacak bir

metrodan dolayı yaşanan kaybın yalnızca

üç dakikadan ibaret olmadığını şehir hayatının

herkese bellettiği tespitinde bulundu. En

cahili bile kaçırılan bir metronun en az yirmi

dakikaya mal olduğunu bilirdi herhalde. Böylelikle

müzik kutusuna kapılıverdi. “Korku...

İnsan hayatının neredeyse tamamını oluşturan

süreç… Ekoloji düşüncesi ve ekolojik sorunlar

bile korkudan köklenip filizlenmektedir.

Ekolojik sorunları oluşturan faktörler artık

yaygınca bilinmektedir. Bu faktörler esasen

daha az kazanamamaktan veya daha aza

sahip olma halinden korkma ile daha hırslı

bir üretime girişme meselesidir. Doymamak

ve tatmin olmamak korkusuyla bolca tüketmek...

Hayata dair hemen hemen tüm halleri

bu çerçevede açıklamak mümkündür. Ekoloji

düşüncesi de benzer şekilde korkunun eseridir.

Dünyanın ve dolayısıyla insan yaşamının

yok olmasına dair bir korkunun eseri hem de.

Konu üremekle ve türün devamıyla ilgili hale

geliyor. İnsanoğlu bir yandan aynı yok olma

korkusuyla çılgınca tüketmek için çılgınca

üretiliyor. Bir yandan da aynı yok olma korkusundan

kaynaklanan başka bir yok olma

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!