Kırktuğ Dergisi 11. Sayısı
"Zikr eder cinnü-melek hem insan, Yaşasın devletü #Azerbaycan. Hür azade yaşatsun hamunu, Hem hukuk olsun er ile nisvan."
"Zikr eder cinnü-melek hem insan,
Yaşasın devletü #Azerbaycan.
Hür azade yaşatsun hamunu,
Hem hukuk olsun er ile nisvan."
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
10-15 trilyon metreküp doğal gaz rezervi
bulunmuştur. Ayrıca keşfedilmeyi bekleyen
büyük rezervlerin olduğu öne sürülmektedir.
Uluslararası raporlarda Doğu Akdeniz’in
dünya doğalgaz rezervlerinin %47’sine sahip
olduğu dile getirilmiştir. Doğu Akdeniz’deki
enerji rezervleri için verilen mücadele de bu
rapor ve tespitlerin ardından başlamıştır.
Bu mücadeleye Rum ve Yunan tarafı diğer
bölge ülkelerine göre daha önce başlamıştır.
Bu bağlamda; Rumlar ve Yunanlılar bölgeye
İngiltere, Fransa, ABD ve İtalya gibi önemli
küresel aktörleri davet etmiştir. Bunun yanında
GKRY, 17 Şubat 2003’te Mısır’la, 17 Ocak
2007’de Lübnan’la, 17 Aralık 2010’da ise
İsrail ile ‘’MEB Sınırlandırma Antlaşmaları’’
imzalayarak Doğu Akdeniz’i diğer devletler
ile paylaşmıştır. Münhasır Ekonomik Bölge
(MEB), 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku
Sözleşmesinde düzenlenmiştir. MEB, kıyı devletine;
kıyıdan başlayarak açık denize doğru
en fazla 200 deniz mili (320 km) kadar
uzanan bölgede gerek deniz yatağı altında
gerek içerisinde egemenlik hakları içeren bir
kavramdır.
GKRY, Yunanistan, İtalya, İsrail, Mısır ve
Ürdün; Ocak 2019’da Kahire’de, gerçekleştirdikleri
toplantıda imzaladıkları iş birliği
anlaşmaları ile Türkiye ve KKTC’yi mücadelenin
dışında bırakan Doğu Akdeniz Gaz
50
Forumu’nu kurdu. Yine bu toplantıda Rumlar,
ABD-AB-İngiltere ve İsrail-Mısır-Lübnan bloklarının
oluşmasını sağladı. Yapılan anlaşmalarda
ne Türkiye ne KKTC dikkate alınmıştır.
Oysa söz konusu olan sahalarda çıkarılacak
olan doğal gaz ve petrol üzerinde bölge ülkeleri
olan Türkiye, KKTC, Mısır, Lübnan, GKRY,
Suriye, İsrail ve Filistin hak sahibidir. Buna
karşılık GKRY, Doğu Akdeniz’de Münhasır
Ekonomik Bölge olduğunu öne sürdüğü Afrodit
sahasını 13 parsele ayırmıştır. Daha sonra
bu sahaları uluslararası katılım ile ihaleye
açmıştır. Fakat bu karar Türkiye ve KKTC tarafından
BM’ye götürülmüş ve KKTC’nin hakları
Birleşmiş Milletler tarafından tescil edilmiştir.
Hem siyasi hem de egemenlik konusunda eşit
haklar tanınmıştır.
GKRY’ nin tek taraflı ve hukuksuz anlaşmaları
sonucu Türkiye ve KKTC harekete geçmiş
ve 21 Eylül 2011’de kıta sahanlığı sınırlandırma
anlaşması imzalamıştır. TPAO’ya
petrol ve doğal gaz arama izni verilmiştir.
2011’den beri bölgede sismik araştırma ve
derin deniz sondaj gemilerimiz arama çalışmaları
yapmaktadır. Türkiye, dünyada yeraltı
sondajı yapabilecek yeni nesil gemilere sahip
olan 10 ülkeden biridir. Türkiye, GKRY’ nin
hukuka aykırı kararlarına karşılık, 18 Mart
2019 tarihinde Birleşmiş Milletler’ e gönderdiği
mektupta, Akdeniz’deki kıta sahanlığını