Kırktuğ Dergisi 11. Sayısı
"Zikr eder cinnü-melek hem insan, Yaşasın devletü #Azerbaycan. Hür azade yaşatsun hamunu, Hem hukuk olsun er ile nisvan."
"Zikr eder cinnü-melek hem insan,
Yaşasın devletü #Azerbaycan.
Hür azade yaşatsun hamunu,
Hem hukuk olsun er ile nisvan."
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
görünen cemiyetin aksine görünmezde tahtını
böyle inşa eder gönüllerde. Dikimevi, Mamak
denildiğinde gözler hep bir kaçış yolu arar,
Ulus örneğin, sadece eski meclis binasını bünyesinde
bulunduran bir mekan değildir; taşranın
tam da merkezin göbeği denen yerde
inşa ettiği bir bibliyografyadır. Öte yandan
Sıhhiye’den Kızılay’a yürüdükçe bir harman
görürsünüz, Kızılay gerçekten de Türkiye’nin
kalbidir. Sonra Kuğulu- Dikmen tarafına geçtiğinizde
her imkanla sınanan kitapçılar, yeşile
hasret bu başkentte yeşil parklar görürsünüz.
İmkanın sınırları zorlanarak mutluluk aranır
buralarda. Sonra Maltepe’den Tandoğan’a
yürürsünüz, son derece organik eğlence mekanlarının
içerisinden. Tandoğan’da huzur
bulur, sönmeyen bir güneşin ışığına Anıtkabir’de
teslim olursunuz. Sonra Keçiören’e
düşer yolunuz, savrulan bu değer yargılarının
arasında ancak muhafazakarlıkla ifade eder
kendini bu ilçe. Çünkü Çankaya’nın zoraki,
alışılmış elitizmine inat yarattıkları miğfer dini
muhafazakarlıktır.
Velhasılı kelam, aynı kentin içinde çok
farklı hayatlar yaşanır, iki taraf da birbirini
görmezden gelerek kabullendim zanneder ve
siz bu iki gerçekliğin tam da ortasında keyfe
değer bir izlence edinirsiniz. Hele ki orta
sınıf bir ailenin taşralı evladıysanız, Ankara
sizin kalbinizin ortasındaki cumhuriyetin de
başkenti olma payesini alır. Varlığıyla sınayan,
yokluğunda bağrınızda hasret çiçekleri
açtıran bir kılavuz olur. Çünkü o, hayal ettiğiniz
taşra-merkez çatışmasının didinmesi
de sükunu da burada gizlidir (Tahir, 2019).
İstanbul da buradadır Ankara da. Kızılay da
buradadır, Bebek de burada. Olabilirlerin
sakındığı tüm olmazları bir seçenek olarak
sunan bir yol ayrımıdır. İçindeyken yaşadığımız
kargaşanın yegane sebebi budur belki
de (Tahir, 2019). Zira cemiyet istikrardan
hoşlanır, inadına hayat daima yeni iddialar
peşindedir. Merkez ile çevre de böyledir,
alışılmışa inat hep bir kavga içerisinde ısrarlı
bir çekişme. Bizleri körelten karanlığımıza
biat etmektir; öyle ki parlayan yıldızları dahi
yangın zannedip söndürmek isteriz. Ama
yaşamak ilerlemek bu değildir ki. İlerlemek,
40
menzile ulaşmak genele mahsus kanaate
baş eğmemekle mümkündür (Meriç, 2018).
Belki de bu öğütleri zihnimize nakşettiğin için
seviyoruz seni başkent Ankara, denizlerden
engin özlemimizin sebebi budur belki de. Taşrada
bulunmak sıkıntısı artık bir var olma kavgası
haline gelince somutlaşır bizlerdeki yerin
(Özçınar, 2018). O zaman anlarız senin
hikayeni, seni tam da kaybedince buluruz.
Sayılmayız parmakla,
Tükenmeyiz kırmakla,
Taşramızdan sormakla,
Kimse bilmez ahvalimiz (Bora, 2018)...
Kaynakça
Bora, T. (2018). Taşraya Bakmak. İstanbul:
İletişim Yayınları.
Harvey, D. (2013). Sosyal Adalet ve Şehir.
İstanbul: Metis Yayınları.
Koçu, R. E. (2016). Kabakçı Mustafa Bir
Serserinin Romanlaştırılmış Hayatı. İstanbul:
Doğan Kitap.
Mardin, Ş. (2019). Din ve İdeoloji. İstanbul:
İletişim Yayınları.
Meriç, C. (2018). Jurnal 1. İstanbul: İletişim
Yayınları.
Özçınar, M. (2018). TAŞRA-MERKEZ
İKİLEMİ BAĞLAMINDA AHLAT AĞACI FİLMİ-
NİN ÇÖZÜMLENMESİ. SOCIAL MENTALITY
AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL ,
1339-1345.
Shils, E. (2002). Merkez ve Çevre. Türkiye
Günlüğü Dergisi (70), 86-96.
Tahir, K. (2019). Esir Şehrin Mahpusu.
İstanbul: İthaki Yayınları.
Tahir, K. (2019). Yol Ayrımı. İstanbul: İthaki
Yayınları.
Toptaş, H. A. (2018). Taşranın da Ötesinde.
T. Bora içinde, Taşraya Bakmak (s. 259-
271). İstanbul: İletişim Yayınları.