Kırktuğ Dergisi 11. Sayısı
"Zikr eder cinnü-melek hem insan, Yaşasın devletü #Azerbaycan. Hür azade yaşatsun hamunu, Hem hukuk olsun er ile nisvan."
"Zikr eder cinnü-melek hem insan,
Yaşasın devletü #Azerbaycan.
Hür azade yaşatsun hamunu,
Hem hukuk olsun er ile nisvan."
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“…Yıkılıpdur bu cihan, sanma ki bizde düzele
Devleti çarh-ı deni verdi kamu mübtezele
Şimdi ebvab-ı saadette gezen hep
İşimiz kaldı hemen merhamet-i Lemyezel’e! ...” (Koçu, 2016)
Taşra; adeta üstat Neşet Ertaş’ın bir ayrılık,bir gariplik demesiyle vücut bulan bir yokluk ve
yokluklar diyarı (Toptaş, 2018). Semantatik olarak taşra; dışarıda bulunan;merkezden uzak
demektir ya da Edward Shils’in deyişiyle bir periferi. Bizim izanımızın lisanıyla yazıldığında
ülkemizin, siyasi tarihimizin öyküsü (Shils, 2002)...
Edward Shils merkez-çevre ilişkisini ele aldığında kavramları şu şekilde açıklar: Her toplumun
bir merkezi vardır ve bu merkez; değer yaratan, kültür inşa eden kurumsal bir tasarruftur.
Özellikle kültür yaratma ve bu kültürü dışarıya yani bizim deyişimizle taşraya entegre etme
görevine merkez haiz görülür (Shils, 2002). Peki merkez nasıl değer yaratmaktadır diye sorulacak
olursa, cevabı kültür ve toplum ilişkisinde aranmalıdır. Kültür; sembollerle ve kişi davranışlarıyla
harmanlanan, değişen ihtiyaçlara inat kendi kendisini yaratan ve devam ettiren
özerk bir küldür (Mardin, 2019). Yani Shils’in de vurguladığı üzere merkez ve taşra geometrik
şekillerden müphem, kurumsallaşmış bir değer yaratım mekanıdır. Bu mekan içerisinde sevinçler,
hüzünler ve bazen de umutlar vardır bizim öykümüzde. Harvey’nin de ifade ettiği üzere:
Mekan anlaşılmak isteniyorsa coğrafi ve sosyolojik muhayyileler kaynaştırılmalıdır (Harvey,
2013). Bu da çeşitli yöntem ve araçlar vasıtasıyla mümkün olmaktadır. Bize bu kapıyı aralayan
yöntemin anahtarı merkez-çevre yaklaşımı olmuştur. Özellikle ülkemiz özelinde merkez
ve çevre ilişkisi güçlü bir hiyerarşi ve ayrışmayı temsil etmektedir. Ülkemiz özelinde düşünüldüğünde
İstanbul birçok açıdan merkezi özellikleri bünyesinde taşımaktadır, örneğin ekonomi
ve ticaretin başkenti İstanbul dememiz gibi. Elbette semtten semte, mahalleden mahalleye
38
Fatma Nazlı Atilla