29SAYI-DERGI

Röportaj / Interview
Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı’nın
Türkiye turizm ve MICE
➧
sektörü içerisindeki yerini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Yaklaşık olarak 460 yaşında, tarihi
bir bina içerisinde hizmet vermekteyiz.
Günün sonunda ne kadar bir
ticari işletme de olsak, yaptığımız iş,
bir kültür mirasıdır ve bunun sorumluğunu
fazlasıyla taşıyoruz. Misafirlerimizin
büyük bir oranı yabancı
misafirlerden oluşmaktadır ve onlara
kültürümüzü tanıttığımızın bilinci
ve sorumluluğu içindeyiz. Renovasyon
sonrası 2011 yılında tekrardan
hizmet vermeye başladığımız andan
itibaren, hizmet verdiğimiz sektörde
öncü işletme olarak yer almaktayız.
İnsanların kafalarında soru işaretleri
olan klasik hamam servisi anlayışını,
tarihi ritüellere bağlı kalarak ve bir
şekilde bunu en başından itibaren
yaptığımız araştırmalarımız sonucu,
aslına sadık kalarak geliştirdik,
her gün de geliştirmeye devam ediyoruz.
Bu durum, servis verdiğimiz
sektördeki işletmeleri de etkiledi. Bir
şekilde servislerinde ve fiziki şartlarında
renovasyona gitmelerini sağladı.
Böylece sektörümüzde servis
kalitesinin geliştirilmesinde etken
oldu. Bizler için de bunun öncüsü
olmak çok gurur verici bir durum.
MICE sektörü içinde geçmiş senelere
göre daha bilinir duruma geldik.
Öncelikle MICE firmalarının birçoğu
bizim bölgemizde olmadığı için, bu
bölgeye biraz uzak bakıyorlardı. Gerek
çok köklü bir otelci geçmişi olan
Genel Müdürüm Yeşim Özmen’in
çabaları, gerek benim kısa bir süre de
olsa, kongre ve toplantı sektöründe
bulunmam, MICE firmaları ile iletişimimizi
kolaylaştırdı. Çoğu firma
bu bölgede etkinlikler yapmaya başladı.
Bu bölgede toplantı grupları ve
incentive grupları programlarının
bir bölümüne hamam deneyimi eklemeye
başladılar. Bu durumda bizleri
fazlasıyla memnun etmektedir.
İlerleyen süreçte de bu iş ortaklıklarımızın
artarak devam edeceğini düşünmekteyim.
What do you think of
➧ Ayasofya Hurrem Sultan
Hamam’s position within
Turkish MICE and tourism industries?
We are providing our services
in a historical building which
is almost 460 years old. At the
end of the day, it really doesn’t
matter that we are a business
organization. What we do is
preserving a cultural heritage
and we bear this responsibility.
Most of our guests are foreigners
and we are aware that we are
promoting our culture to them.
After our renovation in 2011,
we became the leading business
within our own industry.
We developed and we keep on
developing the classical hamam
service understanding by sticking
to the historical rituals and
by remaining loyal to its original
with the research we have done.
This affected other businesses
within the industry. They somehow
renovated their services
and their physical conditions.
By that, this situation became
a motivation for our industry
to enhance the service quality.
We are very proud to be the
leaders of this. When compared
to the past, we are known more
within the MICE industry. Most
MICE companies didn’t consider
us because they weren’t located
in our region. With the efforts of
our experienced hotelier General
Manager Yeşim Özmen and
with my short experience within
the congress and meeting industry,
we developed a communication
with MICE companies.
Most of the companies started to
work in this region. They started
to add hamam experience as a
part of their meeting and incentive
group programs. This makes
us really happy. In the future, I
believe our business partners
will increase even more.
İstanbul’un Türkiye MICE sektörü
içerisindeki ve global MICE
➧
sektörü içerisindeki yerini nasıl
değerlendiriyorsunuz? İstanbul
içerisindeki hamamlar gibi tarihi
yapıların turizm ve MICE açısından
değerlendirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aslında bu soruya biraz da rehber
kimliğimle cevap vermek istiyorum.
Bence İstanbul, dünyada ikamesi olmayan
bir destinasyon. Bunu yıllarca
kendi gezdirdiğim misafirlerime de
anlattım. Dört büyük imparatorluğa
başkentlik yapmış, eşsiz güzel bir şehir.
Bir destinasyon olarak aradığınız
her şeyi bulabiliyorsunuz. Destinasyon
olarak Türk katılımcıların olduğu
etkinlikleri değerlendirdiğimizde,
güney sahilleri destinasyonları gibi
ciddi rakipleri bulunuyor. Türk katılımcıların
olduğu şirket etkinlikleri
bir şekilde hem cazip fiyat seçenekleri
hem de biraz da katılımcılarının tatil
anlayışı nedeniyle, güney sahilleri
destinasyonlarına gidiyor. İşletme
olarak bu tarz Türk katılımcılı etkinliklerinde
alternatif bir opsiyon olabiliriz.
Etkinlik firmaları bunu alternatif
olarak değerlendirebilirler diye düşünüyorum.
Global MICE sektörü içinse
gerçekten cazip bir destinasyon. Her
pazar için farklı avantajlar sunmakta;
Avrupa pazarı için, hem tarihi hem lokal
deneyimleri, hem de uygun fiyatları
ile gerçekten avantajlı bir destinasyon.
Ancak, Avrupa içindeki rakip
destinasyonlarla karşılaştırıldığında
dezavantajı, katılımcıların tren gibi
bir seyahat aracı ile kolayca seyahat
edemiyor olması. Bu sene birkaç tane
124