29SAYI-DERGI

Köşe Yazısı / Column
dürülebilir kriterler eklenmesini sağlamayacaksak, hava ve kara
taşıtları için çevre koruma yaptırımları konması hakkında sorumluluk
almayacaksak, turistik tesislerin çevreci olup olmadıklarını
denetlemeyeceksek fikrimizi almaya gerek yok, kalanını
hukukçular halleder.
Geçen gün bir arkadaşım “Hizmet sektörü insansız olur mu?”
diye sordu. Olur tabi, zaten hayat oraya doğru gidiyor. Geleneksel
turizm dediğin tek dişi kalmış canavar, biz hala analog kafayla
“inceldiği yerden kopsun” edebiyatı yaparken alem çoktan dijitalleşti.
İnternetin serbest uçuşa geçtiği, yapay zekanın katkısı
ile akıllı makine ve sistemlerin at koştuğu, kendi kendine öğrenen
sistemlerin hızla yayıldığı dünyamızda turizm sektörünün
insansız hizmet üreteceği günler de yakın… Kısa bir süre sonra
bilgisayarlar bizden daha akıllı olacak, işimizi elimizden alacaklar.
Görmüyor musunuz; Endüstri 4.0 teknolojik devrim, internet
tabanlı ağ bağlantısı ile insana gerek kalmadan makinelerin üretimini
hedeflemiş, sanayi dahi insandan vazgeçmiş, turizm sektörü
nasıl uzak kalsın?
Akıllı sistemlerin işine engel olan parazit:
“İnsan”
Bizler cep telefonundan kafamızı kaldırmadığımız için, dostlarımızla
dahi gerçek zamanlı iletişim kurmayı beceremezken,
birbiri ile irtibatta olan, sürekli öğrenen, geyik yapmak yerine iş
üreten makinelerin bir süre sonra insanları “işine engel olan parazit”
diye algılama olasılığı çok yüksek...
Elbette bu sistemleri, makineleri tasarlayan, üreten, geliştiren birileri
var, üstelik bilgi ve sermaye birikimleri olmasa da kısa bir
süre içinde pazar lideri olmayı başaracak kadar zeki ve becerikliler.
İşte bu arkadaşlar bir süredir turizm sektörüne de el attılar.
Turizmle alakaları yok, ama hepsi zeki, okumuş çocuklar, tüm gereksinimlerimizi,
dijital ortama yüklemişler; Kimi alemin aracını
kiralıyor, kimi bırakınız oteli, evinin odası, mağara ne bulursa
yüklemiş sistemine, onları pazarlıyor, kimileri ürettiği roketlerle
uzay turlarına başlamak üzere, dağdaki çoban dahi potansiyel
müşterileri, internet olan her yer dükkanları…
İlk kurban acenteler olacak; Siri varken Acenteye ne gerek var,
söylüyorsun gideceğin yeri, her şeyi hallediyor, bilet, transfer,
otel, yemek rezervasyonu, müze bilgileri bir tık mesafesinde...
Sorarım size; yeni nesil rakiplerle mücadelenin yolu onları yasaklamaktan
mı geçiyor?
Klasik acentecilik bitiyor. Kişiye özel tatil tasarımcılarının ya da
etki ajanlarının devri başlıyor. Tek yapacağınız üstünüzdeki giysilere
erişim ve etkileşim izni vermeniz. Akıllı programlar üstünüzdeki
giyilebilir teknoloji ürünü giysilerden aldıkları verileri
kullanarak sizi bünyeniz, hatta o anki ruh haliniz için en uygun
tatil bölgelerine yönlendirecek.
Yapay Seyahat Üretim Ajansına Hoş Geldiniz
Her şey zenginler için mi? Hayır, tatile gidecek vakti ya da parası
olmayanlar için “Yapay Seyahat Üretim Ajansları” hizmet verecek.
Özel tatil danışmanınız sizin için arttırılmış gerçeklik yolculuğu
senaryoları tasarlayacak ve üretecek, sizde sadece başlığı
takıp, koltuğa uzanarak kutupları keşfedecek, belki de zamanda
yolculuk edip, anneannenizin gençliğindeki yaşamı deneyimleyecek,
hatta olmayan dünyaları keşfedebileceksiniz.
İş kurmayı düşünenler önce kendilerine “Gelecekte böyle bir iş
olacak mı?” diye sormalı! Birkaç sene içinde mobil aplikasyonu
olmayan iş kalmayacak. Akıllı telefonunu sadece sosyal medya
ve fotoğraf amaçlı kullananların bırakın başarılı olmayı, gelecekte
belki toplum içinde yaşama şansı bile kalmayacak. Madem
devir aplikasyon devri, yeri gelmişken soralım; yenilenecek 1618
sayılı kanununda aplikasyonların denetlenmesi hakkında bir
madde yer alacak mı?
Sözün özü; yeni kanun bir yandan günün dertlerine çözüm getirirken,
diğer yandan gelecekteki turizm anlayışına ve dijital rekabete
odaklanmalı. Bakanlık ve devlet TÜRSAB’ı sadece meslek
birliği olarak görmemeli, turizm sektörünün çevre ve etik müfettişi
konumuna getirmelidir.
Çok mu uçtum?
Sanmıyorum, “Çin’de, 3D yazıcıyla, 6 katlı bir ofis binası üretildi,
içinde iki turizm şirketi faaliyet gösteriyor” diyeyim ötesini siz
düşünün…
Recently, they said that the law and the regulations are waiting
for us and called me into a meeting. Famous law no 1618 is
going to be revised again and they asked us our opinions. Let me
say what I think; well, as tourism professionals, we profit from
selling memories which we feed with our nature, history and local
culture. Our sources are limited and we are spending what is
left rapidly. Because tourism is one of the industries which harms
the environment the most with cultural erosion, negative effect
of modern architectures to the local structure and architecture,
unnecessary energy waste, used chemicals and food waste and
the gas and carbon dioxide emission from air conditioning in hotels,
transportation vehicles and planes.
Each plane which bring us tourists take a part of the ruins from
Ephesus and each facility in Antalya destroy a tree from the orange
and banana gardens. Ever since set menu left its place to
open buffet, 22 percent of the produced goods go to waste. If we
continue with the consumption rate, we will need a world which
is 1.7 times more than ours, if we continue with the consumption
rate of US, we need a world which is 3 times more than ours.
We are not aware of what’s happening to us, carbon dioxide and
greenhouse gas are the main reasons of the temperature rise but
we continue to consume our limited resources. Global temperature
was 14 degrees in the beginning of 20th century. It got out
of control since 1975 and today, the global temperature is 20 degrees,
it continues to go up and we don’t care! Now we are in the
limit, 1.5 degrees of increase will result in the destruction of most
of our nutritional sources and most of the living creatures! We
have been using our stocks and spending the future of our grandchildren
for a while now. We see all of these things but don’t take
any precautions and after that we appeal to law.
We buy 1 million plastic bottles every minute; we use them and
toss them away. As a result, every fish in the sea and every bird
in the air has plastic in them! We only know about the dinosaurs
but we don’t have to go back that far, 60 percent of the known
living species are extinct since 1970. But knowing all these things
are not enough, we don’t want to confess! Leave behind the limitations
of new corporate companies, tell us about if there is going
to be any precautions for the environment in the new law, what
196