07.10.2014 Views

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Türkiye’de Sağlık Sektörünün Durumu<br />

Metinle ilgili tablolar EK-2’de izlenebilir<br />

Türkiye’de ulusötesi sermayenin Dünya<br />

Bankası (DB) aracılığıyla çeşitli mekanizmaları-ilişkileri<br />

kullanarak kabul<br />

ettirdiği yapısal uyum politikalarının<br />

kapsamında ekonominin yanı sıra,<br />

eğitim, yerel yönetimler, üniversiteler,<br />

kamu yönetimi, sosyal güvenlik, hazine<br />

arazileri, istihdam, ormanlar vb.<br />

alanlarla birlikte sağlık sektöründe de<br />

serbest pazar uygulamalarına geçme<br />

çalışmaları kademeli olarak başlatılmıştır.<br />

Bu çalışmalar 30 yıla yakın bir<br />

sürenin sonunda, günümüz itibariyle<br />

tamamlanmak üzeredir. Söz konusu<br />

süreç tamamlandığında sağlık hizmetlerinin<br />

sunumu da toplumsal bölüşümün<br />

yeniden düzenlendiği (mülkiyet<br />

ilişkileri ve gelir dağılımından kaynaklanan<br />

eşitsizliklerin eğitim, sağlık gibi<br />

alanlardaki hizmetlerin kamu eliyle,<br />

parasız ya da düşük ücretler karşılığında<br />

sunularak ‘hayatın yaşanabilir’<br />

hale getirilmesi) alanlardan biri olmaktan<br />

çıkarılmış olacaktır. Son otuz<br />

yıldır sağlık alanında yapılanlara ana<br />

başlıklarıyla bakılacak olursa;<br />

1) Öncelikle devletin sağlık alanındaki<br />

toplumsal sorumluluğu planlama ve<br />

standart belirlemeye indirgeniyor.<br />

Bir başka ifadeyle devletin, Sağlık<br />

Bakanlığı’nın sağlık alanındaki varlık<br />

gerekçesi emekçilere, köylülere, yoksullara<br />

sağlık hizmeti sunma ödevinden<br />

arındırıp, hizmet sunmak yerine<br />

“kural” koymak işiyle sınırlandırılıyor.<br />

Ancak bu konudaki uygulamalarda<br />

da sorun var. Hükümet özellikle 2003<br />

tarihinden beri sağlık sektöründe<br />

hazırladığı mevzuat ile yap boz oynuyor.<br />

Örneğin, Hükümet, Haziran<br />

2003 tarihinde, hekimlere fakülteden<br />

mezuniyetten sonra 2 yıl ve ihtisastan<br />

sonra 2 yıl olmak üzere toplam 4 yıllık<br />

zorunlu hizmet uygulaması getiren,<br />

25 Ağustos 1981 tarihinde asker hükümet<br />

tarafından uygulamaya konan,<br />

2514 sayılı Bazı Sağlık Personelinin<br />

Devlet Hizmeti Yükümlülüğüne Dair<br />

Yasa’yı, hem başarısız ve antidemokratik<br />

olduğu hem de IMF’ye verilen<br />

sözler arasındaki kamuda personel<br />

istihdamını azaltmaya yönelik politikalarla<br />

çeliştiği gerekçesiyle kaldırdı.<br />

Beraberinde sağlık hizmetlerini piyasa<br />

koşullarına devretme sürecinde diğer<br />

çalışanlarla birlikte hekimleri de kamusal<br />

güvencelerin dışına çıkartıp,<br />

sözleşmeli çalışmayla piyasa koşullarına<br />

devredildi. Ancak hekimler sözleşmeli<br />

çalışmayı tercih etmeyince, aynı<br />

hükümet hekimlere yönelik zorunlu<br />

hizmet uygulamasını, eskisine benzer<br />

içerikte, Temmuz 2005 tarihinde yeniden<br />

uygulamaya koydu.<br />

İkinci bir örnek olarak sevk zinciri uygulamasındaki<br />

durumdur. Bakanlığın<br />

sağlık sistemiyle ilgili bütün metinlerinde<br />

birinci, ikinci ve üçüncü basamak<br />

sağlık kuruluşları arasında sevk sisteminin<br />

olmazsa olmazlığından bahsedilmektedir.<br />

Buna karşın, 25 Mayıs<br />

2007 tarihli ve 26532 sayılı Resmi<br />

Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik<br />

Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği<br />

ile ülke genelinde sağlık hizmetlerinin<br />

kullanımında sevk sistemi kaldırılmıştır.<br />

2002 yılında Türkiye genelinde<br />

ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti<br />

sunan kurumların polikliniğine<br />

başvuran her yüz hastadan 4.2’si<br />

yatırılırken, 2007 yılında başvuran yüz<br />

hastadan yalnızca 3.5’i yatırılmıştır.<br />

Bu durum, 2007 yılında, ülke genelinde<br />

hastane polikliniklerine başvuran<br />

hastalarda yatış endikasyonu bulunanların<br />

orantısının 2002 yılında başvuran<br />

hastalara göre azaldığını göstermektedir.<br />

Uygulama sonuçları, özel<br />

hastanelerdeki durumun ibret verici<br />

olduğunu gösteriyor. 2002 yılında özel<br />

hastane polikliniklerine başvuran yüz<br />

hastadan 12’si yatırılırken, 2007 yılında<br />

ancak 7.6’sı yatırılmıştır. İki yıl arasındaki<br />

mutlak değişim -4.4 olmuştur.<br />

Peki ne pahasına? Hastanelerde uzun<br />

kuyruklar, kuyruklar nedeniyle gerçekten<br />

ikinci ya da üçüncü basamak<br />

sağlık kurumlarında sunulan hizmete<br />

gereksinimi olanların-endikasyonu<br />

olanların mağduriyeti, gereksiz maliyet<br />

artışı-israf ve hizmet sunumunda verimsizlik<br />

pahasına (Tablo 1).<br />

14 FÜSUN SAYEK <strong>TTB</strong> RAPORLARI-<strong>2008</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!