07.10.2014 Views

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Türkiye’de de Dünyada da Sağlık<br />

<strong>Emek</strong>-Gücü/Hekim Sayısı Ülkenin Sağlık<br />

Düzeyinin Belirleyicisi Değildir<br />

Son bir yıl içinde konuyla ilgili olarak<br />

Sağlık Bakanlığı, YÖK ve Tıp-Sağlık<br />

Bilimleri Eğitim Konseyi Başkanlığı<br />

tarafından hazırlanıp yayımlanan<br />

çalışmaların temel ortaklığı konuyu<br />

Türkiye’nin ekonomik, siyasal ve toplumsal<br />

yapısını görmezden gelerek ele<br />

almış olmalarıdır. Bu temel ortaklık<br />

bile tek başına, çalışmaların sağlıklı<br />

toplum hedefiyle ilgili olmadığının<br />

önemli bir göstergesi olarak kabul edilebilir.<br />

Özellikle Sağlık Bakanlığı, siyasi<br />

sorumlu olarak toplumun sağlık düzeyi<br />

ile ilgili hedeflerini, buna ulaşmak<br />

için Hükümetin sağlık sektörü dışındaki<br />

ekonomik ve sosyal alanlarda neleri<br />

yapmakta olduğunu, yapacağını ve<br />

sağlık sektöründeki genel durum ve<br />

yine toplumun bütün üyelerinin eşit<br />

sağlık düzeyi için neler yaptıklarını ve<br />

yapacaklarını hatta hangi kaynaklarla,<br />

nasıl yapacaklarını açıklamaları gerekirdi.<br />

Oysa yaptıkları OECD vb. ülke<br />

gruplarıyla Türkiye’deki sağlık emekgücü<br />

sayılarını karşılaştırmak ve söz<br />

konusu ülke sayılarına ulaşmak için<br />

kaç okul açmak, öğrenci kontenjanını<br />

ne kadar artırmak gerektiğinden öteye<br />

geçmemektedir. Çalışmaları dikkatlice<br />

okuduğumuzda hiç de yabancısı olmadığımız<br />

bir durumu fark ediyoruz.<br />

Şöyle ki, özellikle 1980’den sonraki<br />

hükümetlerin, ‘ülkemizin, halkımızın<br />

gereksinimleri doğrultusunda, sorunlarımızı<br />

çözecek özgün uygulamaları<br />

hayata geçirme çabasındayız’ ifadesinin<br />

yer aldığı sağlık sektörü de dahil<br />

bütün sektörlerdeki uygulamalarda<br />

karşımıza çıkan DB’yi bu alanda da<br />

görüyoruz. DB, çok daha önceden<br />

saptamalarını yapmış ve önerilerini<br />

sıralamış durumda. DB’nin “Yoksulluk<br />

Atağı” konulu Dünya Gelişme Raporu<br />

2000/2001’de ülkelere, özellikle emperyalist<br />

ülkelere hekim ve diğer sağlık<br />

emek-gücü göçü veren ülkelere sağlık<br />

meslek okullarının, tıp fakültelerinin<br />

sayılarını artırmaları öneriliyor. Ulusötesi<br />

sermayenin, ülkelerde yaşanan<br />

açlığı, yoksulluğu görmezden gelip,<br />

tıp fakültesi açmak, hekim mezun<br />

etmekle insanları sağlıklı yapacakları<br />

ön kabulünün kullanıcılarını yaygınlaştırma<br />

gayretlerinin Türkiye ayağında<br />

da ‘başarılı’ olduğunu söylemek<br />

mümkün.<br />

Öncekilerde olduğu gibi son bir yılın<br />

raporlarında, daha sonra üzerinde<br />

ayrıntılarıyla duracağımız ‘sağlık<br />

emek-gücü-hekim sayısı toplumların<br />

sağlıklı olmasında belirleyici midir’<br />

sorusu yerine, bilimsel bilgilerden kaynaklanmayan<br />

bir ön kabulle yalnızca<br />

sayıların artışıyla, en fazla da dağılımı<br />

uygun hale getirerek “sorunu” çözümleyebilecekleri<br />

ön kabulüyle hareket<br />

ediyorlar. Karşılaştırma yaptıkları ülkelerin<br />

ekonomik, siyasal ve toplumsal<br />

yapı, sağlık sistemleri, sosyal ve<br />

kültürel özellikler, sağlık davranışları,<br />

hizmet kullanım özellikleri, hizmete<br />

ulaşabilme özellikleri vb. yönünden<br />

benzer mi kabul ediyorlar? Anlaşılan<br />

o ki bu özelliklerin hiçbiriyle ilgilenmemişler.<br />

Ülkelerin OECD ya da AB<br />

üyesi olmaları yeterli görülmüş.<br />

Başka bir saptama, hesaplamaların<br />

tümünün sağlık hizmetlerini hastalara<br />

yönelik bir hizmet, yalnızca tedavi<br />

edici bir hizmet olarak kabulü üzerinden<br />

yapılmış olmasıdır. Beraberinde<br />

sağlık emek-gücünün istihdamı, istihdam<br />

biçimi ve ücretlendirilmeleriyle<br />

ilgili herhangi bir tartışma başlığı<br />

bulunmamaktadır. Örneğin, kamuda<br />

çalışmaları neredeyse yasak olan eczacıları,<br />

diş hekimlerini nerede istihdam<br />

edilecekler? Son yıllarda işsizliğin çığ<br />

gibi büyüdüğü hemşirelik alanında ne<br />

yapacaklar? Toplumsal gereksinimler<br />

için hiçbir zaman rasyonel olamamış<br />

özel hastanelerde, neredeyse asgari<br />

ücretle, haftada 72 saat çalışmaya<br />

mahkum etmeye devam mı edecekler?<br />

Hekimleri düşük maaşla çalıştırıp,<br />

hak ettiğinizi takatinize göre çalışıp<br />

kazanın demeye devam mı edecekler?<br />

Bu soruları daha da artırabiliriz. Ancak<br />

hesaplamalarda sağlık emek-gücünün<br />

istihdam ve ücretlendirilmesiyle<br />

20 FÜSUN SAYEK <strong>TTB</strong> RAPORLARI-<strong>2008</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!