07.10.2014 Views

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

Füsun Sayek TTB Raporları 2008: Sağlık Emek-Gücü

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Giriş<br />

Türkiye’de bir süredir hekim sayısının<br />

azlığı, buna çözüm olarak da<br />

tıp fakültelerinin ve alınan öğrenci<br />

sayılarının arttırılması konuları Sağlık<br />

Bakanlığı tarafından sıklıkla gündeme<br />

getiriliyor. Yetkililer hedeflerinin, tıp<br />

fakültesi ve öğrenci sayılarının artırılmasıyla<br />

hekim sayımızın, en kısa sürede,<br />

OECD ve AB ülkeleri düzeyine<br />

ulaşmasını sağlamak olduğunu fırsat<br />

buldukça kamuoyu ile paylaşıyorlar.<br />

Hükümet, her ile en az bir üniversite,<br />

bir tıp fakültesi kampanyası başlatıp<br />

Sağlık Bakanlığı’nın saptamalarına<br />

dayanarak <strong>2008</strong> yılında açılan yeni<br />

tıp fakülteleri ile fakülte sayısını 66’ya<br />

ulaştırdı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK)<br />

da Sağlık Bakanlığı’nın belirlemeleri<br />

doğrultusunda, konuyu üniversitelerle<br />

bile müzakere etme gereği duymadan,<br />

tıp fakültesi kadrolarını artırdı, yeni<br />

tıp fakültelerine başka üniversitelerin<br />

fakültelerinde okutulmak üzere <strong>2008</strong>-<br />

2009 eğitim-öğretim dönemi için öğrenci<br />

alımını gerçekleştirdi. Yürütülen<br />

faaliyet, AB standartlarını yakalamak<br />

için bir dönem başlatılan, sertifikalı<br />

kara ve deniz avcısı, ehliyetli sürücü,<br />

sertifikalı amatör gemici vb. sayılarını<br />

artırmak için yürütülen kampanyalara<br />

benzemeye başladı. Ortaya çıkan<br />

durum, alt yapısız ve ülke gerçeklerine<br />

ve gereksinimlerine uymayan<br />

koşullarda, eğitim yapılmış gibi yapılıp<br />

sertifika dağıtılan programları çağrıştırmaktadır.<br />

Unutulmamalıdır ki insan<br />

sağlığı ve tıp bu ‘ciddiyeti’ kaldırmaz.<br />

Türkiye’de altmışlı yılardan itibaren<br />

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından<br />

düzenli olarak hazırlanan<br />

Beş Yıllık Kalkınma Planları’nda,<br />

Türkiye’de hekim sayısıyla ilgili durum<br />

saptaması ve öneriler ülkenin bütün<br />

sektörleri ve toplumsal sağlık hedefleriyle<br />

bir bütünlük içinde ele alınmaktaydı.<br />

Özellikle 21-25 Mart 1992<br />

tarihinde, Sağlık Bakanlığı tarafından<br />

gerçekleştirilen Ulusal Sağlık Kongresi<br />

ile başlayan süreçte ve sonrasında<br />

hazırlanan raporlarda, Türkiye’de<br />

hekim sayısı ile ilgili değerlendirmeler,<br />

hem toplumsal yaşantımızın durumu<br />

ve toplumun sağlığını belirleyici rolleri<br />

bilinen diğer sektörlerden hem<br />

de sağlık sektörünün bütünlüğünden<br />

koparılarak, tek başına ele alınmaya<br />

başladı.<br />

Türkiye’de son 15-20 yıl içerisinde,<br />

konunun sorumluları tarafından<br />

kamuoyu ile paylaşılan çalışmalar<br />

kronolojik olarak; Sağlık Bakanlığı<br />

tarafından hazırlanıp yayımlanan<br />

Mayıs 1992 tarihli “Ulusal Sağlık Politikası<br />

Taslak Dokümanı”, Haziran<br />

1997 tarihli “Sağlık İnsangücü Mevcut<br />

Durum Raporu” ve 2007 tarihli<br />

“Sağlıkta Mevcut İnsan Kaynakları<br />

Durum Analizi”, Tıp-Sağlık Bilimleri<br />

Eğitim Konseyi Başkanlığı tarafından<br />

hazırlanıp yayımlanan Şubat <strong>2008</strong><br />

tarihli “Türkiye’de Tıp-Sağlık Bilimleri<br />

Alanında Eğitim ve İnsan Gücü Planlaması,<br />

Mevcut Durum ve 2013 Yılı<br />

Vizyonu” ile Sağlık Bakanlığı ve YÖK<br />

tarafından hazırlanıp yayımlanan Mart<br />

<strong>2008</strong> tarihli “Türkiye Sağlık İnsangücü<br />

Durum Raporu”dur. Çalışmaların<br />

ortak noktası; sağlık insangücü alanını<br />

sağlık sektörünün alt yapı, örgütlenme,<br />

finansman ve hizmet sunumu gibi<br />

bileşenlerinden bağımsız-ilişkisiz olarak<br />

ele almış olmalarıdır. Raporların<br />

hazırlayıcıları çalıştıkları alanı sağlık<br />

sektörünün diğer alanlarıyla ilişkilendirmedikleri<br />

için doğal olarak sağlıklı<br />

toplum için sağlık sektöründen de<br />

öncelikli olan toplumda hakim üretim<br />

ve bölüşüm ilişkilerinin de dışında tutmuşlardır.<br />

Sosyal bir alan olan sağlığı,<br />

teknik bir alanmış gibi birkaç formüle<br />

ve nedenselliğini sorgulamadıkları<br />

birkaç sayıya daraltmışlardır.<br />

Böylesi yaklaşımlar, herhangi bir bilgi<br />

eksikliğinden değil, çalışma sahiplerinin<br />

tercihlerinin bir sonucudur.<br />

Tezlerini doğrulama aşamasında, var<br />

olanı görmezden gelerek, tarafsız olamamışlardır.<br />

Bu tutumun bilimsel yöntem<br />

ile bağdaşmayan yaklaşımın bir<br />

sonucu olduğunu saptamamız gerekir.<br />

SAĞLIK-EMEK GÜCÜ: SAYILAR VE GERÇEKLER<br />

7

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!