You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı: 365<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
19 Mayıs<br />
2013<br />
Ders: Olmazcılık<br />
Sevgili Devrimci Okul Okurları<br />
Merhaba;<br />
Bizi "yok etme"yi isteyen emperyalizm<br />
ve oligarşi sürekli saldırıyor.<br />
Sefil teorileriyle, pespaye yalanlarıyla,<br />
"yok"larla, "olmaz"larla beynimizi<br />
esir almaya çalışıyor.<br />
Bu koşullar da devrimcilerin görevi<br />
"olmaz"ları reddetmek, iddialı olmak,<br />
cüretli davranmak olmalı... "Yok"un,<br />
"olmaz"ın her türünü beynimizden,<br />
yaşamımızdan uzak tutmalı, başarabileceğimize<br />
inanmalı ve her şeye<br />
bu inanç ve çoşkuyla başlamalıyız.<br />
Mücadeleyi yükseltmek, devrimi<br />
ve devrimciliği büyütmek bu<br />
perspektifle hareket etmekle mümkün<br />
olur.<br />
Böyle düşünmeyen kişi ve örgütlerin,<br />
devrimin zorluklarına<br />
katlanabilmeleri de tarihsel sorumluluklarını<br />
yerine getirebilmeleri de<br />
mümkün değildir. Bunların burjuvazinin<br />
ideolojik ve fiziki saldırıları karşısında<br />
devrim ve sosyalizm hedefinden<br />
sapması, savrulması kaçınılmazdır.<br />
Nitekim 12 Eylül sonrası ülkemizde,<br />
'90'lı yıllarda dünyada bunun çok<br />
örneği yaşandı. Emperyalistlerin "Sosyalizm<br />
öldü" çığlığı atıp milliyetçiliği<br />
körüklediği koşullarda bir çok siyasi hareket<br />
iddiasızlaştı. Kimi siyasi arenadan<br />
çekildi, kimi silah bıraktı, kimi düzenle<br />
uzlaşma arayışına girdi...<br />
Bu savrulma bugün de sürüyor...<br />
Emperyalizm ve işbirlikçileri olduğu<br />
kadar sivil toplumcular, silahlı mücadeleye<br />
inancını yitirenler, sosyalizmden<br />
umudunu kesenler... koro halinde "barış"<br />
tan bahsetmekteler. Devrim için değil,<br />
"barış" için örgütleniyorlar. Emperyalizm<br />
ve işbirlikçileriyle savaşmak<br />
yerine onlarla uzlaşmanın, düzenlerinin<br />
bir parçası olmanın yollarını arıyorlar.<br />
İnancını yitirenler sivil toplumculuğu<br />
övüyor, devrimciliği<br />
akılsızlık<br />
ilan ediyor, AB ve<br />
Amerika’dan demokrasi<br />
ve özgürlük<br />
bekliyorlar.<br />
Bu tablo devrimci<br />
değil, teslimiyetçi<br />
bakış açısının<br />
kaçınılmaz sonucudur. Temelinde de iddiasızlık,<br />
inançsızlık, nesnelliğe teslim<br />
olma, "yok"ların "olmaz"ların teorisini<br />
yapma düşüncesi vardır. Dayı'nın dediği<br />
gibi bu "zavallılıktır". Ve her türlü<br />
hali düzene hizmet eder. Baskılarla,<br />
katliamlarla mevcut düzeni yıkılmaz<br />
göstermeye çalışan oligarşiye güç verir.<br />
Kapitalizmi alternatifsiz ilan etmek,<br />
sosyalizmi hiç olmayacakmış gibi göstermek<br />
için çabalayan emperyalistlerin<br />
elini güçlendirir.<br />
HER “OLMAZ”I<br />
OLUR KILMANIN<br />
BİR YOLU VARDIR!<br />
Böylesi koşullarda iktidar iddiasıyla<br />
örgütlenmek, silahlı mücadelede ısrar<br />
etmek ve cüretle, fedayla her alanda direnmek<br />
her zamankinden daha da<br />
önemlidir. Tarihimizden de biliyoruz ki,<br />
her cepheden pompalanan umutsuzluk<br />
havasını dağıtacak olan da, önümüze<br />
çıkacak her türlü engeli aşmamızı sağlayacak<br />
olan da, yaşanan savrulmayı toparlanmaya<br />
çevirecek olan da, kitleleri<br />
düzenin etkisinden kurtarıp devrime<br />
katacak olan da budur. Zaferi yakınlaştırmak<br />
bu pratiği yükseltmekten, sürekliliğini<br />
sağlamaktan geçer.<br />
Bu savaşı büyütmektir. Devrimi<br />
milyonların gündemine sokmaktır.<br />
Sürekli örgütlenmektir.<br />
Örgütlülüklerimizi stratejik hedefimiz<br />
için, hesap sorma ve halkın adaleti<br />
olmak için büyütebilmektir.<br />
Kendimizi İbrahimler, Alişanlar<br />
gibi dünyayı değiştirme iddiasıyla büyütmektir.<br />
Bunun yolu her türlü "yok"u, "olmaz"ı<br />
aklımızdan çıkarmak; "yaparım"<br />
düşüncesini temel almaktan geçer.<br />
Çünkü olmazlarla düşünmek "masum"<br />
gibi görünmesine rağmen çok<br />
tehlikelidir. Prangalarla yürümeye benzer.<br />
Bu da açık ki, bırakın hızlanmayı,<br />
kısa sürede hızımızı düşürür, gücümüzü<br />
tüketir ve bizi adım atamaz hale getirir.<br />
Beynimizi bu prangadan kurtarmalıyız.<br />
Mücadelenin hangi aşamasında<br />
olursak olalım her zaman aşmamız gereken<br />
çok sayıda engel olacaktır. Mesela<br />
kadromuz, savaşçımız, olanaklarımız<br />
hep sınırlı olacaktır. Bugün de olduğu<br />
gibi sürekli insanlarımız tutuklanacak,<br />
kurumlarımız basılacak, örgütlülüklerimiz<br />
dağıtılacak, olanaklarımız<br />
kullanılamaz hale getirilecektir.<br />
"Olmaz"larla düşünenler böylesi durumlarda<br />
yakınmaya başlar. "Yok"ları,<br />
eksikleri mücadeleyi yükseltmemenin<br />
gerekçesi olarak ele alır. Bir<br />
iş söylenir "uygun insan yok"<br />
der. İsim önerilir, "O hazır değil"<br />
der. Nasıl hazır hale getirileceğini<br />
düşünmez. Ev istenir,<br />
para lazım denir, "yok" der çıkar.<br />
Bulmak için seferber olmaz.<br />
Hedeflerini daraltır, mevcut<br />
halini korumaya yönelir.<br />
Ama başaramaz. Çünkü düşman soluklanmaya<br />
fırsatı tanımaz.<br />
Devrim için gerekli olan her şeyi yaparım<br />
inancı ve cüretiyle hareket edenler<br />
ise eksikleri, "yok"ları, "olmaz"ları<br />
görmekle yetinmez. Her olmazı olur<br />
kılmanın mutlaka bir yolu olduğunu bilir<br />
ve bunu bulmaya yoğunlaşır. Saldırıları<br />
boşa çıkarmak için hedefe kilitlenip<br />
adımlarını hızlandırır. Kayıpların<br />
yerini doldurmaya, dağıtılanları toparlamaya<br />
ve yeni olanaklar yaratmaya<br />
odaklanır. Planını, programını yaparak<br />
eksikleri tamamlar, olanaksızlığı<br />
olanağa dönüştürür. Hiçbir fedakarlıktan<br />
kaçınmaz. Çünkü mücadelenin<br />
hazır olanaklarla, yetişmiş insanlarla<br />
yürütülmediğini, her şeyin<br />
bedeller ödenerek, yoğun emek harcanarak<br />
hazır hale getirildiğini bilir.<br />
Devrimcilik de zaten bu sorumluluğu<br />
taşımaktır. "Yok", "olmaz" diye yakınmak<br />
değil, eksik olanı tamamlamaktır.<br />
Hazır olmayanları hazır hale getirmektir.<br />
Bu bilinç ve iradeye sahip olmaktır.<br />
30<br />
“SÜREÇ” DİYEREK, “ÇÖZÜM” DİYEREK AKP’NİN