Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde<br />
Yitirdiklerimiz<br />
Faruk KADIOĞLU<br />
25 Mayıs-31 Mayıs<br />
9 Mayıs 2005ʼde 12. Ölüm<br />
Orucu Ekibiʼnin bir direnişçisi<br />
olarak ölüme yattı. Açlığın<br />
koynunda sürdürülen bu yürüyüşün<br />
en hızlı koşucusu o<br />
oldu. AKP iktidarının tecriti<br />
daha da koyulaştıran CİKʼi<br />
çıkardığı gün, açlığının henüz<br />
17. gününde bedenini tutuşturarak ölümsüzleşti.<br />
Direnişin 119. şehidiydi Faruk.<br />
1977 Ağustos'unda Trabzon Of İlçesi, Hovaza<br />
(Karşıyaka) Köyü'nde doğmuştu. Yedi kardeşin<br />
en küçüğüydü. Yoksul bir ailenin çocuğu<br />
olarak 16 yaşına kadar köyde, hem çayda<br />
çalıştı, hem babası ile hafızlık, müezzinlik<br />
yaptı. İstanbul Bakırköy Lisesi'nde okurken<br />
gençliğin örgütlenmesi içinde yer aldı.<br />
Hızla gelişti. Liseli gençlik Topkapı bölgesi sorumlusu<br />
oldu. 1995'ten 2000ʼe kadar gözaltılar,<br />
işkenceler, tutsaklıklar yaşadı.<br />
Onun F Tipleriʼne karşı mücadelesi dışarıda<br />
başladı. 19 Aralık katliamı sırasında<br />
da dışarıdaydı. 2001'in Ağustos'unda tekrar<br />
tutsak düştü. Artık o da F Tipi hapishanelerin<br />
hücrelerinden birindeydi. Direnişin en ön<br />
mevzilerinde yer almak için her daim gönüllüydü.<br />
Nihayet 12. Ölüm Orucu Ekibiʼnde alnına<br />
kızıl bandını kuşandı. Ve o bandı, onurlu,<br />
gururla, cüretle taşıyarak 25 Mayıs<br />
2005ʼde ölümsüzleşti.<br />
Uğur TÜRKMEN<br />
Anıları Mirasımız<br />
Yoldaşları Anlatıyor: Uğur Türkmen<br />
Direnişte Bir İlke imza Attı<br />
Uğur'la 1997 yılında Kayseri'de görülen 16-17 Nisan<br />
katliam davasının duruşmalarında tanıştık. Anadolu'daki<br />
illerden katılıyorduk 16-17 Nisan davasına. Polisler duruşmalarda<br />
sivil faşistleri de örgütleyerek saldırtır, yoğun<br />
çatışmalarla geçerdi. Uğur'la bu çatışmaların ortasında<br />
tanıştık. Her mahkeme mutlaka saldırı olurdu. Uğurlar,<br />
Mersin, Adana, Niğdeʼden, biz de Eskişehir, Ankara, Kırşehirʼden<br />
gelip Kayseri girişindeki benzinlikte buluşup topluca<br />
Kayseri'ye girerdik. Mahkemede her zamanki gibi<br />
saldırı ve direniş...<br />
Bu direnişlerin en yiğitlerinden birisi de Kırşehir'den<br />
gelen, daha sonra Armutlu katliamında şehit düşen Sultan<br />
Yıldız'dır. Uğur yaklaşık 1.90'ı bulan boyuyla güçlü<br />
kuvvetli bir fiziğe sahipti. Bunun yanında olabildiğine sakin,<br />
güler yüzlü, mütevazı ve "yılanı deliğinden çıkartacak"<br />
kadar da tatlı dili ve hoş sohbeti vardı. Birçok kez<br />
Uğur'un bu sabırlı, sakin güler yüzlü kişiliği, bizim zıvanadan<br />
çıktığımız, iplerin kopma noktasına geldiği anlarda<br />
“Şehitlik konusunda, ölüm orucu konusunda<br />
hiçbir tereddütüm yok. Zafer şehitlerimizle<br />
gelecek. Bu yolda ben de ilerliyorum. Şehitliği<br />
onurla, gururla karşılayacağım. Ölüm orucu<br />
şehidimiz Halil Önder’in dediği gibi<br />
canım halkıma ve vatanıma feda olsun...”<br />
Uğur TÜRKMEN<br />
23 Nisan 1972ʼde Mersin-Tarsus Yenice kasabasında<br />
doğdu.<br />
Mücadeleye 1993ʼte Burdur Meslek Yüksek Okulu öğrencisiyken<br />
katıldı. Mersinʼde Kurtuluş bürosunda çalıştı.<br />
1998 Nisanʼında tutuklandı. En son Ceyhan Hapishanesiʼndeydi.<br />
F Tipleriʼnin gündeme gelmesiyle, ölüm orucu direnişçisi<br />
olmak için gönüllü oldu. 2. Ekiplerde yer aldı. Direnişteyken<br />
tahliye edildi, kendinden önce tahliye olup ölüm<br />
orucunu sürdüren bir örnek yoktu. O, ilk örneği yaratarak, 204 gün kendi<br />
evinde ölüme yürüyerek 27 Mayıs 2001ʼde ölümsüzleşti.<br />
Tutsaklığı sona eren birinin dışarıda direnişi sürdürerek şehit düşmesinin<br />
ülkemizde ve dünyada ilk örneğidir Uğur. Ve onun açtığı yoldan yürümüştür<br />
onlarca devrimci tutsak.<br />
Sinan CEMGİL Kadir MANGA Alpaslan ÖZDOĞAN<br />
12 Mart cuntasının baskı<br />
ve terörüne karşı silahlı mücadeleyi<br />
geliştirme kararı alan<br />
THKO kadro ve savaşçılarıydılar.<br />
Sinan Cemgil THKOʼnun<br />
kuruluşunda yer alan önder<br />
kadrolardandı. 12 Mart darbesinin<br />
ardından bir grup olarak Adıyaman bölgesindeki Nurhak dağlarına<br />
çıktılar. Buradan gerilla savaşını geliştirmekti amaçları. 31 Mayıs<br />
1971ʼde oligarşinin askeri güçleri tarafından kuşatıldıklarında teslim<br />
olmayarak çatışmaya girdiler. Cemgil, Manga ve Özdoğan bu çatışmada<br />
şehit düştüler.<br />
imdadımıza yetişirdi. Uğur'un bu özelliği halktan insanlarla<br />
olan ilişkilerinde böyleydi. Karşısındakini sabırla,<br />
tüm söyleyeceklerini bitirinceye kadar dinlerdi. Ama<br />
işkenceciler, egemen sınıf temsilcileri karşısında<br />
bambaşkaydı Uğur. Yine sakin, yine sabırlı... ama kararlı,<br />
inisiyatifi elinde tutan, tartışmanın, konuşmanın<br />
fayda etmediği yerde yapılması gerekeni yapan...<br />
Kayseri'de duruşmalardan birindeyiz. Otobüslerden<br />
daha mahkemenin önüne iner inmez bizim en az 10 katımız<br />
olan robocoplu çevikler etrafımızı sardı. Saldıracakları<br />
kesin. Otobüslerden inip caddeye yerleşinceye kadar<br />
polis şefleriyle diyaloğu sürdürüyoruz. Konuşmanın<br />
faydası yok artık. Saldırana biz de karşılık veriyoruz.<br />
Uğur tam techizatlı "robocop"lardan birinin yakasından<br />
tutuyor... Sonuçta yine gözaltılar, kafası gözü yaralanan<br />
birçok insanımız oluyor ama birçok polis de payını<br />
alıyor. Basının karşısında teşhir olan polisler saldırıyı<br />
durduruyor. Sivil faşistleri örgütleyip üzerimize salıyorlar,<br />
ancak o da kar etmiyor. Kayseri polisi bizi çok iyi tanımıştı<br />
artık. Saldırılarla sonuç alamayacağını anladı. Sonraki<br />
mahkemede saldırı olmadı. Hatta "Vali'nin özel talimatıyla<br />
bize yardımcı olacaklarını, kolaylık sağlayacaklarını"<br />
söylüyorlardı. Ve bizi mahkeme salonuna almaya başladılar.