sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş
sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş
sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
1972<br />
“Onur duyuyoruz kavganızdan...<br />
Bizden biri olmanızdan<br />
onur duyuyoruz...<br />
Onur duyuyoruz bizlere<br />
bıraktıklarınızı<br />
yaşatmaktan...<br />
Onur duyuyoruz sizleri<br />
anlatmaktan...”<br />
2010<br />
Hep Kızıldere’deydik...<br />
Bağımsızlığın Bayrağıydık!<br />
Kızıldere böyle onur duyulacak<br />
bir tarihtir. Onur duyulacak kavgalarını<br />
tam 39 yıldır herkese anlatıyoruz.<br />
Anlatmakla yetinmiyor, kavgalarını<br />
ve bize bıraktıklarını onurla<br />
taşıyoruz.<br />
Kızıldere’yi yaratan devrimcilerin<br />
bizden, içimizden biri olmasından<br />
onur duyuyoruz. Onlar içimizden<br />
biriydi, halktılar ve halkın öncüsüydüler.<br />
Karadeniz’in fındığı, çayı,<br />
Akhisar’ın, Adıyaman’ın tütünü,<br />
Ege’nin üzümü, inciri için mücadele<br />
eden köylülerin yanındaydılar.<br />
İşçilerin direnişlerinde, kömür<br />
ocaklarında, 15-16 Haziran’da, grev<br />
çadırlarında işçilerin hem öğretmeni<br />
hem de öğrencisi oldular.<br />
Gençliğin mücadelesini onlar<br />
omuzladı. Anti-emperyalist kavgaya<br />
onlar önderlik etti. Okullarda akademik-demokratik<br />
mücadelenin sürdürücüsü<br />
oldular.<br />
Farklı alanlardan, farklı bölgelerdendiler;<br />
mücadele, Kızıldere’de<br />
onları bir araya getirdi. İnançları, direnişleri,<br />
cüretleri, kararlılıkları ve fedakarlıkları<br />
ile mücadeleye yeni değerler<br />
kattılar.<br />
3<br />
Zor dönemler ve halka<br />
bağlılık yılları<br />
Mahir Çayan ve 9 yoldaşı kuşatıldıkları<br />
Kızıldere’de son çarpışma<br />
için hazırlıklarını yaparlarken, polis<br />
takibi altında devrimci faaliyeti nasıl<br />
örgütlediklerini bir kez daha hatırladılar.<br />
Mahir Çayanlar Kartal Maltepe<br />
Hapishanesinden firar ederek tutsaklıklarına<br />
son verdikten sonra İstanbul’da<br />
bir süre kalmış, sonra örgütsel<br />
nedenlerle Ankara’ya geçmişlerdi.<br />
Oligarşi, özgürlük eylemi sonrası<br />
teyakkuza geçmiş, her yerde onları<br />
aramaktaydı. Mahir Çayanlar’ı tanıdıklarını<br />
düşündükleri her eve,<br />
her işyerine, baskınlar düzenlediler,<br />
tam bir gözaltı terörü estirdiler.<br />
Aydınları, işçileri, üniversite öğrencilerini<br />
gözaltına alıp, işkencelerden<br />
geçirdiler. Onlarca aydın, bilim<br />
adamı bu nedenle tutuklandı.<br />
Baskınlara katılan kontrgerillacılar<br />
arasında Ankara Sıkıyönetim<br />
Komutanı Tevfik Türüng de vardı.<br />
Tevfik Türüng, baskın ekibinin başındaydı.<br />
Mahir Çayan’ı ve yoldaşlarını<br />
bulup, katletmek için can atmaktaydı<br />
bu halk düşmanı kontrgerillacı.<br />
Oligarşi ne pahasına olursa olsun<br />
Mahir Çayanlar’ı “ele geçirmek” istemektedir.<br />
Bu hem oligarşinin prestiji<br />
açısından gerekliydi hem de Parti-Cephe’nin<br />
önderinin sıcak mücadele<br />
içinde olması oligarşi açısından<br />
büyük bir tehlike olarak<br />
görülmekteydi.<br />
Günlerce “insan avı” sürdürüldü.<br />
Binlerce katil sokaklara salınarak,<br />
Parti-Cephe’nin önderi ve<br />
kurmaylarını bulmaya çalıştılar.<br />
Pusular kurup, pusu attılar. Onları<br />
ihbar edenlere para ödülü koyarak<br />
halkı onları ihbar etmeye zorladılar.<br />
Kızıldere’ye gidiş işte bu koşullarda<br />
gerçekleştirildi. Hemen<br />
heryerde aranırken ve peşlerinde<br />
koca bir polis ordusu dolaşırken onlar<br />
görevlerini yapmakta bir an olsun<br />
tereddüt etmediler.<br />
Zor yılların, zor zamanların, yoklukların,<br />
kuşatmaların ortasında faaliyet<br />
yürüten devrimcilerdi. Özellikle,<br />
12 Mart’ın en zor dönemlerinde takiplere,<br />
saldırılara, kuşatmalara karşın<br />
mücadele içinde örnek tavırları ile<br />
yol göstermeye devam ettiler.<br />
Kızıldere bu değerlerle yaratıldı.<br />
Kızıldere bu nedenle bir son değil, bir<br />
başlangıç oldu. Kızıldere’de sınanan<br />
devrimcilik, zor yılların devrimciliğiydi.<br />
Cepheliler o dönemlerden sonra<br />
da, yine en zor koşulların devrimcileri<br />
oldular. Sabahat Karataşlar bu geleneğin<br />
devamcısıydılar; zor yıllarda<br />
devrimcilik yapıyorlardı; Kızıldere’ye<br />
giden cüretin sonraki temsilcileriydi<br />
onlar.<br />
12 Eylül faşist cuntasının baskısının<br />
en koyu olduğu zamanlarda, kapıların<br />
birer birer yüzlerine kapandığı<br />
koşullarda, halka güvenmeye devam<br />
ettiler. İmkanların çok sınırlı olduğu<br />
koşullarda, günlerce sokakta gecelemek<br />
pahasına da olsa tüm zorluklara<br />
göğüs geriyorlardı.<br />
Ve tıpkı Mahirler gibi, saldırılar,<br />
operasyonlar, tutuklamalar arasında<br />
cuntaya karşı mücadeleyi örgütlediler.<br />
Kızıldere’yi yaratan nasıl o büyük<br />
bağlılık ve inançsa, Çiftehavuzlar’ı<br />
da aynı büyük bağlılık ve inanç yaratmıştır.<br />
Hem Kızıldere’nin hem<br />
de Çiftehavuzlar’ın ortak noktala-<br />
Sayı: 261<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
27 Mart<br />
2011<br />
UMUDUMUZ PARTİMİZDİR... UMUDU BÜYÜTELİM!<br />
17