18.11.2014 Views

sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş

sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş

sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hit düştüler. Mahirler kendi<br />

hayatlarını ortaya koyarak<br />

Denizler'in idamını engellemeye<br />

çalışırken hem<br />

devrimci dayanışmanın en güzel<br />

örneklerinden birinin yaratıcısı oldular,<br />

hem de ülkemizde devrimciliğin<br />

ancak bedeller ödemeyi göze<br />

alabilen, can bedeli bir mücadeleyle<br />

sürdürülebileceğini, zaferin ancak<br />

silahlı mücadelede ısrarla kazanılabileceğini<br />

gösterdiler.<br />

9-) Kızıldere son muydu?<br />

Katliamdan hemen sonra oligarşinin<br />

sözcüleri, paralı kalemşörleri,<br />

yılgınlar, dönekler, hep bir<br />

ağızdan devrimci mücadelenin bitirildiğini,<br />

Kızıldere'nin "sonumuz"<br />

olduğunu ilan ettiler. Oysa<br />

aynı anda Mahirler'in kavgası Anadolu'nun<br />

dört bir yanında, genç yüreklerde<br />

daha büyük bir öfkeyle<br />

boy atıyordu. Halk onları aldı,<br />

bağrına bastı. Destanlarıyla ölümsüzleştirdi.<br />

Çok geçmeden "Kızıldere<br />

Son Değil Savaş Sürüyor",<br />

“Yolumuz Çayanların Yoludur”,<br />

“Kızıldere Manifestosu<br />

Yolunda İleri” haykırışları dört bir<br />

yanda yankılandı. Kızıldere devrimci<br />

hareket açısından bir son<br />

değil, bir siyasi zafer, bir devrim<br />

manifestosu olmuştu...<br />

10-) Kızıldere'yi<br />

unutturabilirler mi?<br />

Oligarşi sonraki yıllarda Kızıldere<br />

Köyü’nün adını "Ataköy" olarak<br />

değiştirdi. Kızıldere'yi, Mahirler'i<br />

unutturmak çabalarının basit ve<br />

zavallı bir örneğiydi bu da. Bu çabalar<br />

hiç eksik olmadı. Hatta soldan<br />

da destek oldu. Denizler'i kavgalarından<br />

soyutlayıp içini boşaltarak<br />

"romantik devrimci" gibi sunanlar,<br />

Mahirler'i tümüyle yok saymayı<br />

tercih etti. Fakat Kızıldere tüm<br />

görkemiyle duruyordu tarihteki yerinde.<br />

Ne yaparlarsa yapsınlar ne Kızıldere<br />

destanını, ne Mahirler'i unutturabildiler...<br />

Kuşatmalarda yeniden<br />

yaratılan Kızıldereler, 38 yıl sonra<br />

Kızıldere’de dalgalanan kızıl bayraklar,<br />

bunu göstermiyor mu?<br />

Kendini Geliştirmeyen Düzeni Geliştirir<br />

Cepheli Kendini<br />

Sürekli Yeniler<br />

Halkımız "işleyen demir pas tutmaz"<br />

der. Emeğe, emekçiliğe bir övgüdür<br />

bu söz. Emeğiyle varolur insan,<br />

emek; kendini ve hayatı geliştirmektir.<br />

Kendini sürekli geliştiren, kendine<br />

sürekli emek harcayan, kavgaya ve yoldaşlarına<br />

sürekli emek harcayan, her<br />

daim ışıldayan bir demir gibi olur.<br />

Kendini sürekli geliştiren, bir ömür<br />

boyu devrimciliği hayata geçirebilir.<br />

Kendini yenilemeyenler "yoruldum,<br />

inançsızlaştım, coşku duymuyorum,<br />

bu yükü kaldıramıyorum”<br />

gerekçelerine sığınıp düzene dönerler.<br />

Düzen her cepheden, her vesileyle<br />

ve her an saldırıyor. İnsanları gerici,<br />

yoz bir yaşama hapsedip umutsuz,<br />

çaresiz bırakmak istiyor.<br />

Düzen doğrudan devrime, devrimciliğe<br />

saldırıp: Halka inanmayan<br />

fedakarlıktan kaçan, bedel ödemekten<br />

korkan, üretmeyen ve sonunda<br />

bırakıp giden olmamızı dayatıyor.<br />

Burjuva ideolojisini yayarak, zaaflarımıza<br />

seslenerek, bencilliği körükleyerek<br />

yapıyor bunu. Beynimizi ve<br />

yüreğimizi teslim almak istiyor.<br />

Beynimizi ve yüreğimizi işlemeyen<br />

bir demir gibi paslandırmak istiyor.<br />

Pratikte şu veya bu konuda başarılı<br />

olmamızı engelleyerek, başarısızlıklarımızın<br />

altında ezilip halka inancımızı<br />

yitirmemizi istiyor.<br />

Cepheli, gücünü ideolojisinden<br />

alır, tarihinden, geleneklerinden,<br />

örnek eylemlerinden, destansı direnişlerinden<br />

alır. Devrimci ideolojiyi,<br />

teoriyi tekrar tekrar okur, araştırır,<br />

özümser. Kendini geliştirmek, işini,<br />

görevini daha iyi yerine getirmek için<br />

soru sorar, öğrenir. Bulunduğu alanda<br />

politika üretebilmek için daha çok<br />

yoğunlaşır, daha çok emek sarfeder.<br />

Örgüt gibi, “düşünen, üreten, yaratan”<br />

olabilmek için gayret gösterir.<br />

Pratiğin içinde öğrenerek<br />

kendini yeniler.<br />

Kendini geliştirmesi<br />

kendiliğinden değil,<br />

iradi olmalıdır. Neyi<br />

öğreneceğini, hangi noktalarda<br />

eksikleri olduğunu, konularda<br />

kendini hangi açılardan öncelikle<br />

geliştirmesi gerektiğini, kendi<br />

pratiğinden çıkarır. Bunu doğru<br />

bir biçimde çıkarabilmesi için kendine<br />

eleştirel bakabilmelidir...<br />

Cepheli, gelişmeye, öğrenmeye<br />

açıktır. Her zaman soruları vardır.<br />

Her zaman araştırılacak cevapları<br />

vardır. Hangi alanda ve görevde<br />

olursa olsun, varolan tecrübeyi özümser,<br />

özümsedikçe yeni yöntemler<br />

geliştirir; kadrolaşmada, eğitimde,<br />

eylemde yenilikler bulur. Bunu<br />

yaparken okur, araştırır, ilişkilerden<br />

yararlanır, hayatı gözlemler. Teknik<br />

gelişmeleri takip eder. Teknolojiyi<br />

kullanmayı öğrenir.<br />

Kendini yenileyen çözülmez,<br />

aşılmaz denen sorunları aşar. " O yok<br />

bu yok, bilmiyoruz, yapamıyoruz"<br />

gerekçelerini reddedip "öğreniriz,<br />

yaparız, buluruz" diyerek çözer.<br />

Kendini yeniler, yeteneklerini geliştirerek,<br />

yeni şeyler öğrenerek yetkinleşir...<br />

Devrimciliğini büyütür.<br />

Cepheli, güçlü, yıkılmaz bir devrimcilik<br />

için kendini sürekli yeniler.<br />

Düşmana darbeler vurabilmek, bir<br />

adım önde olabilmek için de böyle<br />

yapmak zorundadır.<br />

Statükocu olmaz. Düzenin hareket<br />

alanını daraltmaya, faaliyetlerini<br />

engellemeye yönelik her adımını<br />

bertaraf eder, faaliyetlerini sürdürebilmek<br />

için yaratıcı olur, iradi davranır,<br />

aynı yöntemlere çakılıp kalmaz.<br />

Düşünür, kafa yorar, emek harcar,<br />

yeni bilgiler yöntemler öğrenir...<br />

Her Cepheli, “savaş gerçeği”ni<br />

tarihinden bilir; bilmeyen öğrenme<br />

görevini önüne koyar. O tarih, her<br />

Cepheli’ye, hareket olarak yaşadıklarımızdan<br />

öğrenen, kendini sürekli<br />

yenileyen geliştiren bir hareket<br />

olduğumuzu gösterir. Tek tek her<br />

Cepheli de böyle olmalıdır. Örgütle<br />

bütünleşmek, bu özelliği kazanmamızı<br />

gerektirir.<br />

Sayı: 261<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

27 Mart<br />

2011<br />

UMUDUMUZ PARTİMİZDİR... UMUDU BÜYÜTELİM!<br />

21

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!