sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş
sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş
sosyalizm kurtuluş umudumuz... - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Çiftehavuzlar’dan<br />
“00.20: Telefonda bir kadın sesi...<br />
SABO: Merhaba,<br />
Evimizi sarmış durumdalar. 30<br />
dakika oldu. Ben ve iki yoldaşım<br />
varız. Yarım saattir oyalıyoruz.<br />
Tüm belgeleri banyoda yaktık. Bir<br />
çöp bile bırakmadık. Biraz sonra<br />
ateş etmeye başlarlar.<br />
Çatışacağız. Niyazi'lerin, Apo'ların,<br />
Haydar'ların yanına gideceğiz. 12<br />
Temmuz şehitlerinin yanına gideceğiz.<br />
Yanımdaki yoldaşım seninle<br />
konuşmak istiyor.<br />
EDA: Bizler Devrimci Sol savaşçıları<br />
olarak Türkiye halkları için<br />
şehit düşeceğiz. Bizler çok iyiyiz.<br />
Çok sakiniz. Kızıldere'de, 12 Temmuz'da<br />
ölümü gülerek kucaklayan<br />
yoldaşlarımız gibi, biz de ölümü<br />
gülerek, çarpışarak karşılayacağız.“<br />
“16-17 Nisan 1992, savaşta direnmenin<br />
onurunu yaşadığımız,<br />
ölüm anında dahi güçlü bir <strong>sosyalizm</strong><br />
inancını, ülke ve halk sevgisini<br />
taşıyanların koşullar ne olursa olsun<br />
yenilmeyeceğini öğrendiğimiz ve<br />
öğrettiğimiz, Devrimci Sol'un halk<br />
kitleleri nezdinde ölümsüzleştiği yıllardır.”<br />
(Dursun Karataş)<br />
Çiftehevuzlar’da, açılan orak çekiçli<br />
bayrağımız, aynı zamanda <strong>sosyalizm</strong>in<br />
yenilmezliğini de dünyaya<br />
ilan ediyordu. “İdeolojiler öldü”,<br />
“<strong>sosyalizm</strong> tükendi” diyenlere o gece<br />
orak-çekiçli bayraklarımızla cevap<br />
verdi devrimciler.<br />
Kızıldere nasıl ki, devrimci harekete<br />
yol gösteren bir meşale olduysa<br />
Çiftehavuzlar’da dalgalanan kızılbayrağımız<br />
da ülkemizin dört bir yanında<br />
dalgalanmaya devam etti.<br />
Kızıldere ve Çiftehavuzlar, direnişleri,<br />
kararlılıkları, devrime bağlılıkları<br />
ile devrimci hareketin tarihinde<br />
ve mücadelede güçlü dinamikler<br />
yarattılar.<br />
Onların sloganlarında, son sözlerinde<br />
geleceğe dair öngörülerini görmek<br />
mümkündür. O öngörüler içinde<br />
mücadelenin kesintisizliğinin süreceği<br />
gerçeği ve devrimci hareketin<br />
mücadelesinin Anadolu’nun dört bir<br />
yanına yayılacağı gerçeği vardır.<br />
Tam da düşündükleri gibi olmuş,<br />
mücadelemiz onların yarattıkları ile<br />
daha da güçlü hale gelmiştir.<br />
Kızıldere’den Çaytaşı’na,<br />
aynı kararlılık, aynı<br />
bağlılıkla<br />
“Doğrusu şaşırıyorum, şaşırıyoruz.<br />
Olacak şey değil bu diyorum.<br />
Bile bile ölüme gitmek, ölüme kucak<br />
açmak diyorum. Ve bundan sonrasını<br />
görmek istemiyorum.”<br />
Yukardaki sözler, Milliyet gazetesi<br />
muhabiri Celalettin Çetin’in, 6 Aralık<br />
1994’te Dersim’in Hozat İlçesine<br />
bağlı Çaytaşı Köyü’nde bir evde kuşatılan<br />
9 DHKC gerillasının direnişi<br />
sonrası söylediği sözlerdi.<br />
Kuşatma altındaki gerillalar, Kemal<br />
Askeri, Ahmet Güder, Nihat<br />
Kaya, Gülseren Beyaz, Mehmet Ali<br />
Öztürk, Hüsniye Aydın, Şenay Sonar,<br />
Mikail Güven ve Erkan Akçalı,<br />
“Dersim Faşizme Mezar Olacak!”<br />
sloganları, marşları, zılgıtları ve<br />
teslim olmamaları nedeniyle gazeteci<br />
Celalettin Çetin’i şaşırtıyorlardı.<br />
Yüzlerce asker, ağır silahlar ve helikopterler<br />
ile kuşatılan gerillaların teslim<br />
olacağını düşünüyorlardı.<br />
Dönemin Asayiş Kolordu Komutanı<br />
Kürt halkının yakından tanıdığı<br />
katil Korgeneral Hasan Kundakçı<br />
“devletin gücü”nü görüp yazması<br />
için yanında Milliyet gazetesi ekibini<br />
de getirmişti kuşatma bölgesine.<br />
Fakat onlar, başı önünde, kollarını<br />
kaldırıp teslim olan gerillaları değil,<br />
direnen gerillaları gördüler karşılarında.<br />
Gerillalar bir süre sonra kavganın<br />
bayrağını astılar evin camına.<br />
“Teslim ol!” çağrılarına kurşunları,<br />
sloganları ile cevap vermeleri faşist<br />
generali çileden çıkarmaya yetmişti.<br />
Orada kaybetmişti faşist general.<br />
9 gerilla direnerek şehit düşecek<br />
ama asla teslim olmayacak, yeni bir<br />
direniş destanı yazacaklardı. Geleneklerimize<br />
yeni halkalar ekleyeceklerdi.<br />
Dağda, kırda, şehirde kavgamız<br />
yeni şehitlerle sürecekti...<br />
Birliğin komutanı Kemal Askeri,<br />
evi kuşatmış olan askerlere yönelik<br />
olarak niye savaştıklarını anlatan bir<br />
konuşma yaptı. Komutanı Kemal<br />
Askeri, askerlere seslenerek direneceklerini<br />
anlatıyordu.<br />
Kontrgerillacılara da seslenerek,<br />
askerleri öne sürmek yerine kendilerinin<br />
öne geçip çatışmasını istediler.<br />
Kızıldere’de Mahir Çayanlar, kuşatıldıkları<br />
kerpiç evden kuşatanlara<br />
seslenerek, askerlere çağrılar yapmışlar,<br />
mücadelelerini o kısa anlarda<br />
anlatmışlardı. Kızıldere’den Çaytaşına,<br />
bu gelenek de sürüyordu işte.<br />
Kızıldere’de ve Çaytaşı’nda kuşatma<br />
altındaki devrimciler üzerlerine<br />
gelecek kurşun ve bombaları beklemek<br />
yerine, herşeylerini direnişi<br />
güçlendirmek için değerlendirmişlerdi.<br />
Kuşatma altında son anlarında<br />
bile ölümü beklemek yerine haklılıklarını,<br />
niye savaştıklarını anlattılar.<br />
Haklılıklarından aldıkları güçtü bu.<br />
Direnişlerinin mayasını Kızıldere’den<br />
almışlardı. Kızıldere’nin ve<br />
onun yol gösterdiği direnişlerden aldıkları<br />
güçle gelenekleri büyüttü 9 gerilla.<br />
Gerillaların sloganlarını, marşlarını<br />
susturmak için ağır silahlarla evi<br />
bombalamaya başladılar.<br />
9 gerilla, silahları, marşları ile<br />
girdikleri çatışmada birer, ikişer vurulup<br />
toprağa düştüler. Geriye bir<br />
direniş destanı bıraktılar. Tıpkı Kızıdere<br />
gibi...<br />
Sürecek...<br />
Sayı: 261<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
27 Mart<br />
2011<br />
UMUDUMUZ PARTİMİZDİR... UMUDU BÜYÜTELİM!<br />
19