Hamidiye Kruvazörü ve Hüseyin Rauf Beyzayıf bir duruma düşürecekti. Buda Türk donanmasına üstünlükbahşederek, Ege adalarının gerialınmasına imkan verecekti.Yunan donanması kuvvettefrikine (ayrımına) yanaşmadığıtakdirde, kruvazörümüzserbest kalacak, Yunansahillerini, ticaret ve nakliyefilolarını vuracaktı.Meclis-i HarpAkdeniz Boğazı’nı bekleyen ihtiyarOsmanlı donanması, bakım vetamire muhtaç bir vaziyette BalkanHarbini karşıladı. İtalyan donanmasınınnispet kabul etmeyecekderecedeki üstünlüğü dolayısıyla,Türkiye-İtalya harbinde pasif kalarakfaal bir rol oynayamayandonanmamız, Balkan Harbindeşansını deneyecekti. Türk donanmasınaAkdeniz’de iki vazifedüşüyordu. Birincisi; Yunandonanmasını imha ederek denizhakimiyetini sağlamak ve bu suretle,harbin başında Yunanistan’ınel çabukluğu yaparak işgal etmişolduğu Boğazönü Adaları ile EgeAdalarını geri almaktı. İkincisi,Yunanistan’ın askeri ve iktisadinakliyatını vurmaktı.Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderini,tesadüfe terk eden bir devrin,sebepsiz yere günahını taşıyanOsmanlı donanması, o günkü haliylebu iki vazifeden birini dahi layıkıylabaşaracak kudrette değildi.Çünkü Yunan nakliyatını vurmaküzere ana kuvvetten bir filo ayrıldığıtakdirde, donanmamızın heriki parçası da, Yunan donanmasıkarşısında çok zayıf bir durumadüşecekti. Bu bakımdan Osmanlıdonanmasını ikiye bölmeyi hiçkimse düşünmüyordu. Şu halde,denizler Yunan donanmasına terkedilecekti. Osmanlı donanmasıda ancak, Boğaz önünde Yunandonanmasıyla boğuşacaktı. Buvaziyet karşısında Yunanistan;ticaret filosunu serbestçe gezdirecek,denizlerde rahatça askerinakliyatını yapacak, sahilleriniemniyette bulunduracaktı. Olurşey değildi bu. Artık bu kadarınada hiçbir Türk denizcisinin gönlürazı olamazdı.Yunan donanmasının imhasıkadar ticaret ve nakliye filolarınıvurmak, sahillerini bombardımanetmek de mühimdi. Osmanlı donanmasıiki filoya ayrılacak kudretteolmadığına göre, şu haldebu muamma nasıl halledilecekti?Buna kimsenin aklı ermiyordu.Fakat bu düğümün çözülmesi gecikmedi.Genç bir deniz subayı,hiçbir malumu bulunmayan buçapraşık muadeleyi hallediverdi.Bu subay, Hamidiye kruvazörününgenç komutanı kıdemli yüzbaşıRauf Bey’di. Bu husustaki teklifinialakalı makamlara arz etti.O, bu husustaki düşüncesini şuana hatlarla şekillendiriyordu. O,Hamidiye ile Akdeniz’e açılacak,Yunan sahillerini de, ticaret venakliye filolarını da yalnız başınavuracaktı. Bu takdirde, Yunan hükümeti,sahillerinin ve nakliyatınınemniyetini sağlamak üzere, ya“Averof” gibi en yeni ve kudretlibir kruvazörünü, yahut üç, dörtkuvvetli muhrip himayesinde birzırhlısını, Akdeniz Boğazı önündekifilodan ayırarak, Hamidiye’ninpeşine salacaktı. Bu vaziyet,esas harekatın yürütüleceği EgeBölgesi’nde Yunan donanmasınıOsmanlı donanması, Çanakkale’denAkdeniz’e açılmak imkanlarınasahip olmadığına göre,Yunan donanmasının hâkim olduğudenizlerde, Hamidiye’nin yalnızbaşına kendi emniyetini nasılsağlayacağı, su, kömür ve erzakgibi zaruri ihtiyaçlarını ne surettetemin edeceği mevzusuna gelince;Hamidiye süvarisi, kruvazörüntaşıdığı akıncı ruha güvenerek,gemisinin bu işi başaracak kudretteolduğuna inanıyordu. İkmalişleri de devletler hukukunun bahşettiğiimkanlardan ve Akdeniz’dekisahillerimizden faydalanmaksuretiyle düzenlenecekti.Hamidiye süvarisi Rauf Bey’inana hatları yukarıda belirtilen fikriBaşkomutanlığa oldukça cazipgöründü. Ayrıca DonanmaKomutanlığı’nca da itirazsız kabuledildi. Nihayet bu mevzuda biremir, başkomutan vekili NazımPaşa’dan çıktı”.Görev emrini bizzat amiral gemisiBarbaros zırhlısında donanmakomutanından alan Rauf Bey,derhal gemisine döndü ve hiç vakitgeçirmeden kendi harp meclisinikurdu. Bundan sonrasını Raufbey’in seyir subayı üsteğmenFahri’den (Emekli amiral FahriEngin) alalım:“Rauf Bey, şahsi teşebbüs veinisiyatifi ile BaşkumandanlıktanAverof’u kendi üzerine çekmekamacıyla Akdeniz’de bir akıncıharekete çıkmayı rica etti ve gerekenmüsaadeyi aldı.18>19 ANTALYA REHBERLER ODASI DERGİSİ
Hamidiye’de Harp Meclisi kurdu.Bu mecliste Rauf Bey reis, ben,Çarkçıbaşı Mahmut Bey, Topçukomutanı yüzbaşı Ziya, ve topçuteğmen Mehmet Ali (OramiralMehmet Ali Ülgen) de aza idik.Bize Akdeniz harekatına çıkmaklığımızınmemleketimizin ve donanmamızınşerefi namına mühimolduğunu şu sözlerle izah etti:“Vatan bu menhus Balkan harbindekendi evlatlarından fedakarlıkve kahramanlık bekliyor. Türk ordusundagördüğünüz bozulmahareketleri iyi sevk ve idareninmevcut olmamasından neşet ediyor(kaynaklanıyor).Türk askeri iyi sevk ve idare edilirse,öyle kahramanlıklar yaratırki, dünya hayretler içerisinde kalır.Türk adalarını Yunanlılar birerbirer işgal ediyor. Biz, hareketsizkalıyoruz. Akdeniz’e açılırız.Averof peşimize takılırsa ne ala,donanmamız çıkar, adaları kurtarır.Takılmazsa, Yunan ticaretini,nakliyatını ve adalarını vururuz.Hiç olmazsa arkadaşlarımıza birörnek oluruz. Hepinizden bu harekattaazami fedakarlık beklerim.”Bundan sonra bu çıkış hareketinitanzim etmek üzere bir plan hazırlamamıbana emretti.Plan işine, Rauf Bey’le fikir teatisindebulunarak başladım veHamidiye’nin gece yarısındansonra, Çanakkale Boğazı’ndançıkarak Gelibolu Yarımadası kıyılarıyakınından Dedeağaç istikametinedoğru bir seyir takipetmesine karar verdik.13 <strong>Ocak</strong> 1913 günü saat 17:35 deNara’dan hareket edildi.“Barbaros Hayrettin” zırhlısınınprovasından (önünden) dolaştıktansonra, birden bir kar tipisibastırdı. Göz gözü görmüyordu.Kösetabya açıklarında demirlemeyemecburiyet hasıl oldu.Deniz burada derin olduğundan,iskele demirimiz beşinci kilittenkırıldı ve bu suretle bir kıymetlidemirimizi kaybetmiş olduk. Tekrarhareket ederek, Kösetabya’yayakın otuz üç kulaç derinliktekisuya demirledik.Bütün gemiler ve sahille irtibatımızıkesmiş bulunuyorduk. mecburenhareketimizi bir gün sonraya tehirettik. Ertesi gün yani 14 <strong>Ocak</strong> günüMecidiye kruvazörü ile birlikte, boğazdançıkmaya teşebbüs ettik.Çanakkale Boğazı’nda bulunanErenköy Körfezi’ne demirledik veMecidiye kruvazörü boğazdandışarıya çıkarak keşif harekatındabulundu. Gerek telsiz muhaberelerimizindinlenmesinden, gerekÇanakkale’de bulunan Rumlarıncasusluklarından çekindiğimiziçin, hareketleri örtmek mecburiyetindeidik. Gemide gaz tenekelerininiçine kül koyarak, üzerlerinede petrol dökerek bir yangın taklidiyaptık.Hamidiye Zabitanı
- Page 1 and 2: PUBLISHED QUARTERLY, YEAR: 3, ISSUE
- Page 3 and 4: Yeni Yıl, Yeni Bakan24 Ocak’ta
- Page 5 and 6: Merhaba Sevgili Okurlar,Acısıyla,
- Page 7 and 8: A Hidden City in Cilicia:The ANCIEN
- Page 9 and 10: used in the construction of thissma
- Page 11 and 12: Zengin içecek çeþitleri,Damak ta
- Page 13 and 14: ehind and move on for about500 m.,
- Page 16 and 17: Yüz Yıllık Destan: Hamidiye Kruv
- Page 20 and 21: Hamidiye Kruvazörü ve Hüseyin Ra
- Page 22 and 23: Hamidiye Kruvazörü ve Hüseyin Ra
- Page 24 and 25: Hamidiye Kruvazörü ve Hüseyin Ra
- Page 26 and 27: Hamidiye Kruvazörü ve Hüseyin Ra
- Page 28: Hamidiye Kruvazörü ve Hüseyin Ra
- Page 31 and 32: HÜSEYİN RAUF ORBAYOsmanlı İmpar
- Page 33 and 34: Yýllýk olarak tahmini uluslararas
- Page 35 and 36: www.adnansayki.comBOSPHORUS LARASey
- Page 38 and 39: Kapadokya’nınTarih ÖncesiYrd. D
- Page 40 and 41: Doğu Akdeniz gibi Anadoludışınd
- Page 42 and 43: Kapadokya’nın Tarih Öncesi / Th
- Page 44 and 45: Kapadokya’nın Tarih Öncesi / Th
- Page 46: Kapadokya’nın Tarih Öncesi / Th
- Page 49 and 50: were found in the settlementof Guve
- Page 51 and 52: the Early Bronze Age, is calledCapp
- Page 53 and 54: Those Who Give Sound to the Earth,T
- Page 55 and 56: M. Emin Bolat was born in Iskenderu
- Page 57 and 58: “Kapadokya”DERVÝÞ EVÝGöreme
- Page 59 and 60: Our Thracian Countryman: ORPHEUSSul
- Page 61 and 62: lyre that the wild animalswould get
- Page 63 and 64: Persephone and of Orpheus’Eurydic
- Page 65 and 66: CANKURTARANHALIHayatDokundukçaGüz
- Page 67 and 68: The DoradoAtilla Sukru NILGUN, Tour
- Page 69 and 70:
land of Malta. The largest catchesc
- Page 71 and 72:
Dostlarla Bir MolaCAFE MOLABon Appe
- Page 73 and 74:
dolu’yu, Doğu Akdeniz kıyılar
- Page 75 and 76:
Aizanoi: The City of Azan,The Grand
- Page 77 and 78:
the corridors of the bath andhere,
- Page 79 and 80:
Türk mutfaðýnýn yöresel yemekl
- Page 81 and 82:
with columns. Three gatesopening to
- Page 83 and 84:
pecially during the Romanperiod due
- Page 85 and 86:
GRAFÝK TASARIM - WEB TASARIM - ARA
- Page 87 and 88:
pedestrians.It is written on the in
- Page 89 and 90:
logical Museum of Kutahya,and see t
- Page 91 and 92:
Aspendos - Part 4T. M. P. DUGGANDue
- Page 93 and 94:
was employed in the design ofthis e
- Page 96 and 97:
AspendosFotoğraf: Halil Arıkanbun
- Page 98 and 99:
Aspendostürülmesinin muhtemelen12
- Page 100 and 101:
Dubai:Ortadoğu’nun Parlayan Yıl
- Page 102 and 103:
Dubai: Ortadoğu’nun Parlayan Yı
- Page 104:
Dubai: Ortadoğu’nun Parlayan Yı
- Page 107 and 108:
Dubai, gece görünüm / Night View
- Page 109 and 110:
2012 Yılı Seminerlerini Tamamlad
- Page 111 and 112:
ARO Eğitim GezileriDöşemealtı v
- Page 113 and 114:
ARO Söyleşileri Devam Ediyor...08
- Page 115 and 116:
Basında ARO
- Page 117 and 118:
ARO EtkinlikleriÜyelerimize Yönel
- Page 119 and 120:
SANCAKTAROÐLUSÝGORTA“Keþke”
- Page 121 and 122:
Yukarıdan Aşağıya:1. Ağaç dir
- Page 123 and 124:
Hastalýkta saðlýkta...Tel: +90 3