31.03.2017 Views

Avrupa-Birligi-Kitabi

Avrupa-Birligi-Kitabi

Avrupa-Birligi-Kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

da yapının silah kullanamaması, hırsızlığın yasak olması ve cezalandırmanın sadece<br />

devlet tarafından yapılabilmesi kabul edilmiş.<br />

Bu sistem işlediği sürece de devlet meşru görülmüş ve desteklenmiş. Kuşkusuz<br />

aksaklık ya da yetersizliklerin olduğu durumlarda benzer nitelikte yeni bir düzenin<br />

kurulması süreçleri başlamış. Ya da tarih boyunca sık rastlandığı gibi, genellikle<br />

askeri güç ve savaşlar yoluyla devletlerin yerini başka devletler hatta imparatorluklar<br />

alabilmiş.<br />

Kısacası, Sümer kent devletleri olarak da bilinen erken Mezopotamya devletlerinin<br />

ortaya çıkmasından itibaren üç temel dinamiğin bir araya gelmesiyle devletin<br />

oluştuğunu söylemek mümkün.<br />

Bunlardan birincisi, “ontolojik (varoluşsal) güvenlik”. Yani en başta doğal ya da<br />

insani her türlü tehdide karşı korunma, beslenme, barınma ve üreme gibi temel<br />

ihtiyaçları gidererek hayatta kalma dürtüsü ya da ihtiyacı. Kuşkusuz bunun bir<br />

grup insanın bir arada yaşamasını kaçınılmaz kıldığı açık. Bu ise belki de en başta<br />

güvenli bir alan oluşturmayı gerektiriyor. Nitekim savaş teknolojisi yakın zamanlarda<br />

anlamsız kılana kadar kurulan her siyasal yapının surlarla/kalelerle çevrilmesi<br />

ve bir orduya sahip olması de bize bunu gösteriyor. Öte yandan, bir arada<br />

yaşamak için içeride de güvenli bir alan oluşturulmalı. Bu da devletin sınırları<br />

içinde de tüm kişi ve grupların elinde silah bulundurmasının yasaklanması ve<br />

güvenliğin kolluk kuvvetlerince (polis) sağlanması demek. Ayrıca, bir arada yaşamanın<br />

ancak diğer üyelere güvenmekle ve onlarla dayanışabileceğine inanmakla<br />

mümkün olduğu da açık. İbn Haldun’un “asabiye” kavramıyla açıklayabileceğimiz<br />

ve günümüze kadar kabile, ümmet ve ulus/millet şeklinde karşımıza çıkan grup<br />

aidiyetinin tanımlanması ve genel olarak kabul edilmesi bu açıdan önemli. Genelde<br />

bayrak gibi kimi sembollerde de ifadesini bulan bir arada yaşama inancı ve isteği<br />

olarak tanımlanır. Nihayet, evren içinde kendi varlığını neden ve sonuçlarıyla<br />

hep sorgulayan insanın kendine güvenli bir varlık alanı kurabilmesi de olmazsa<br />

olmazlardan. Tüm bu temel sorunların yanıtının hem de birbirini tamamlayacak<br />

şekilde birlikte verilmesi de “ontolojik/varoluşsal güvenlik”in sağlandığı hissiyatını<br />

güçlendirmekte. Hem maddi ve manevi güvenliği sağlayabilen hem de bir asabiyeye<br />

sahip olan toplumlar devlet olmanın ilk koşulunu yerine getirmiş olmakta.<br />

27

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!