03.04.2017 Views

zeplin-karin-tidbeck

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çocuk bir kızdı. Franz ona Josephine ismini koydu. Başta onu inek sütüyle beslemeye çalıştı ama<br />

çocuk tıslayarak sütü tükürdü. Sürekli kilo kaybetti, pistonları cızırdayıp gıcırdadı, ta ki Franz<br />

umutsuzca biraz kömürü suda erittikten sonra bir paçavra parçasını bu suya batırıp onu kızın ağzına<br />

tıkana kadar. Josephine paçavrayı hemen emip kurutunca, Franz evlatlık kızının ne tür bir bakıma<br />

ihtiyacı olduğunu anladı. Anna’nın Hercules için bulundurduğu tamirat çantasını aldı ve iyi bir yağla<br />

Josephine’in pistonlarını dikkatlice yağladı. Kömürlü su ile onu düzenli biçimde besledi; yaptığı<br />

karışım yoğun bir püre haline gelene dek kömür miktarını gittikçe artırdı. Yeterince dişi çıktığında,<br />

çiğnemesi için ona küçük kömür parçaları verdi. Hiçbir atık üretmediğinden, kızın bezlenmeye<br />

ihtiyacı yoktu; yediklerini vücut ısısı olarak harcıyor gibiydi. Onu fazla besleyecek olursa,<br />

dokunamayacak kadar ısınıyor, pistonları elini yakıyordu. Bu tuhaflıkların dışında, gayet normal bir<br />

bebek gibi davranıyordu.<br />

Franz kliniğe bir istifa mektubu yazdı. Hercules’ü bir fabrikaya, Anna’nın eşyalarını ise bir<br />

müzayede evine sattı. Bu para, dikkatli harcayacak olursa, kira ve yiyeceğe uzun süre yeterdi. En<br />

azından <strong>zeplin</strong>ine ve evlatlık kızına bakabilirdi. Evden her çıktığında, bebeği Beatrice’in gondoluna<br />

koyuyordu. Döndüğünde bebek hep güler yüzlü oluyor, sert koltukta rahatça yatıyor, tuşlarla ve<br />

konsoldan bir şekilde çıkmış borularla oynayıp mırıldanıyordu. Josephine sürekli beslenmeye ihtiyaç<br />

duymayacak kadar büyüdüğünde, Franz başka bir klinikte iş buldu. Josephine günlerini gondolda<br />

geçirmekten memnun görünüyordu. Kız yakınındayken, Beatrice şefkat yayıyordu.<br />

Felaket, Josephine dört yaşındayken ortaya çıktı. Küçük kızın ses telleri yoktu, bunun yerine<br />

gırtlağında bir dizi küçücük boru sıralanmıştı. Dördüncü doğum gününe kadar sadece ıslık ve cıvıltı<br />

sesleri çıkardı; o günse çıkardığı gürültüleri birdenbire konuşma sesine dönüştürdü. Sabahın erken<br />

saatiydi. Kahvaltıdan yeni kalkmışlardı. Josephine masanın üstünde oturuyor, Franz onun kolundaki<br />

pistonları yağlıyordu. Josephine ağzını açtı ve yüksek, flüte benzer bir sesle şöyle dedi:<br />

“Baba, onun adı Beatrice değil.”<br />

“Öyle mi,” dedi Franz, parmak eklemlerinden yağ damlıyordu.<br />

“Ona hep Beatrice diye seslendiğini söylüyor. Benim adım bu değil, diyor.”<br />

Franz gözlerini kırpıştırdı. “Söylediği her şeyi anlıyor musun?”<br />

“Adı Beatrice değil,” diye tekrarladı Josephine. “Başka bir şey. Ayrıca sana söylemek istediği bazı<br />

şeyler var.”<br />

Josephine bacaklarını gondoldan sarkıtıp oturdu, ne anlama geldiğini pek de bilemeden, kuş gibi<br />

şakıyarak <strong>zeplin</strong>in düşüncelerini aktardı. Franz şunları öğrendi: Zeplinin adı Beatrice değildi.<br />

Tamamen farklı bir şeydi. Yaşamını Franz’ın kölesi gibi sürdürüyordu ve Franz ona bir başkasıymış<br />

gibi davranarak tecavüz ediyordu. Franz’dan nefret ediyordu.<br />

“Bu doğru olamaz,” dedi Franz. “Bu evliliği birlikte kurduk. Çaba göstermeyen taraf oydu.”<br />

“Başka seçeneğim yoktu, diyor,” dedi Josephine. “Diyor ki, sen beni esir tutuyorsun.”<br />

Franz, boğazının sıkıldığını hissetti. “Kesinlikle tutmuyorum,” dedi. “Çok uğraştım.” Titremelerine<br />

engel olmak için ellerini ceplerine soktu. “Çok uğraştım,” diye tekrarladı.<br />

“Uçmak istiyor,” dedi Josephine.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!