Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
REBECKA<br />
Rebecka kollarını birini kucaklayacakmış gibi uzatmış; bedeninin hatları, kavrulmuş duvarın<br />
önünde seçiliyor. Zemin beyaz küllerle kaplı. Odadaki diğer her şey, daha önce nasılsa öyle<br />
görünüyor. Mavi bir masa örtüsü serili mutfak masası, yığın yığın kirli bulaşık dolu küçük mutfak.<br />
Kayışlarla bağlandığım, dövme demirden bir yatak.<br />
Rebecka’nın tek arkadaşı olduğum için bu haldeyim. Aslında, onun başarısız intihar<br />
girişimlerinden sonra temizlik yapmaya alışkınım: sığ bilek kesiklerinden akan kan; gerisingeri<br />
fışkırmış benzo 1 ve votka; ağırlığını taşıyamayan kopmuş tepe lambası prizleri ve kapı dikmeleri.<br />
Beni sabahın köründe arardı: Buraya gel, yardım et, yine denedim, elime yüzüme bulaştırdım… Ben<br />
de oraya gidip ona bakıcılık yapar, tekrar tekrar sarılırdım. Başka ne yapabilirdim ki? Sırf bundan<br />
kurtulmak için, ona radikal bir şeyler yapmasını –West Köprüsü’nden atlamasını, kendini bir trenin<br />
önüne atmasını– söylemek istiyordum. Ama cesaret edemiyordum. Niye onunla arkadaşlık etmeyi<br />
sürdürdüğümü bilmiyorum. Bana hiçbir faydası yoktu. Merhametin bir arada tuttuğu, en berbat türden<br />
bir arkadaşlıktı.<br />
İlk intihar girişiminden önceki telefon konuşmamızı hatırlıyorum. Mart ayında rutubetli bir<br />
cumartesi günüydü. Pijamalarımla koltukta oturmuş, iki serçenin balkon parmaklıklarından sarkan bir<br />
donyağı topağı için kapışmasını seyrediyordum. Önemsiz bir şeyden konuşuyorduk, elbiseler ve<br />
bedenlerdi galiba, sonra Rebecka birden konuyu değiştirdi.<br />
“Tanrı,” dedi Rebecka telefonda.<br />
“Adın kutsal kılınsın,” dedim refleks olarak.<br />
“Tabii. Tanrı,” dedi. “İnsanları cezalandırıyor, değil mi?”<br />
“Bu bir tuzak soru mu?” dedim.<br />
Bir an sessiz kaldı. Sonra: “Bir şey yaptım.”<br />
“Ne?”<br />
“Katarina Kilisesi’ne gidip vaftiz kurnasına tükürdüm.”<br />
“Ne yaptın?” Bağırmış olmalıyım; kuşlar havalandı.<br />
“Vaftiz kurnasına tükürdüm. Bu, O’nun dikkatini çeker diye düşündüm.”